2. BÖLÜM

709 59 7
                                    

"Sıksanıza lan!"

Adanalı Deli Haydar

🚨🚨🚨

Üç yıl önce...

"Koş lan koş adam işini bozduğumuz için bizi şişe  geçirecek," diye bağırıyordu Ozan. Haydar ona bakıp kahkaha atıyor ve koşmaya devam ediyordu.

"Adana kebap olmaya  hazır mısın lan!"
"Daha çok gencim Deli Haydar!"

Haydar uzun kaçışının ardından  babasının hakimiyetinde ki bir mahalleye girebilmişti. Arkasını döndüğünde Ozan ellerini dizlerine koymuş nefes almaya çalışırken bir yandan da  sövmeye devam ediyordu.

"Haydar?"
"He canım?"
"Bu sefer sıçtın  oğlum."
"Biliyorum.

×××

"Ne bok yemeye adamın  mallarını  yaktın  lan!"
"Baba o adam mahallenin çocuklarını zehirliyor ben gerekeni yaptim," dedi Haydar ve inatla babasının gözlerinin içine baktı. En fazla ne olabilirdi ki adam onları öldürebilirlerdi ki bu en üstteki seçenek olurdu. Haydar babasının sıkıntısına anlam veremesede onu anlayabiliyordu. Babasının ticaret anlayışına ters bir harekette bulunmuştu. Ve yaşlı adamı sıkıntının ortasında bırakmıştı.

"Baba bu iş düzelmez mi, biz o adamdan daha güçlü değil miyiz?" dedi masumca Haydar neyin içine düştüğünün farkına varmadan. 

Babası sıkıntıyla başını ovalayarak oturduğu büyük masanın arkasından boş gözlerle etrafı izliyordu. Çebiler Karadenizin en deli en zengin sülalesiydi ve elleri Adana'ya kadar ulaşmıştı. Adanalı koca Selami'nin omuzları çökmüştü. 

"Baba ne olursun konuşur musun? Ne yaptım neyin içine düştüm bilmek istiyorum?"

Selami Bey hızla ayağa kalkarak ellerini masaya vurdu. Gözleri alev saçıyordu oğlunun bu saf toyluğu onu zamanla yiyip bitirmişti. Artık onunla uğraşmak yaşlı bedeninde derin yaralar açmaya başlamıştı. 

"Bak oğlum bu kahrolası hayatta bazı adamlara ne olursa olsun elleşmezsin! Biz bilmiyor muyuz o adamları burdan silmeyi!"

Haydar o an adamların malları yüzünden ölen çocukları hatırladı. Kaç tanesi kolları arasında ölmüştü hatırlamıyordu.  Ama buna hiç kimse bir dur dememişti. o genç yaşında Çebilerin mallarını yakarak buna son verebileceğini düşünmüştü. Düşünceler aklında sırayla ona çarparken aslında ne kadar plansız  bir eylemde bulunduğunu anlayıvermişti.

"Baba izin ver gidip konuşayım adamlarla."

"Git de seni elaleme ders olsun diye mahallenin ortasına assınlar!"

Haydar şaşırmıştı. Babası korkuyordu. Ve bunu oğlundan gizleme gereği duymuyordu. Baba oğul birbirine bakakalmışken Selami Bey'in telefonu çalmıştı. Cebinden çıkardığı telefona bakarken başını iki yana sallayarak parmaklarını titrekçe ekrana sürdü. 

"..."

"Evet, benim."

"..."

"Oğluma bir şey yaparsanız sizi karadenize gömerim!"

"..."

"Hatamızın karşılığı neyse ödemeye hazırım ama bu oğlumun canı olmayacak!"

"..."

"Tamam, buluşup bu konuyu konuşup anlaşalım," dedi Selami Bey ve telefonunun kapadı. Sert gözleri Haydar'ı döver gibiydi. Oğlunun haklı isyanını anlıyordu ama bu kadar toyca haraket etmiş olmasına kızıyordu. 

HAYDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin