Kapıyı yavaşça araladığımda annemin dediği gibi bilgisayarla oynadığını gördüm. "Hey!" Seslenmemle bana doğru döndü.

"Biraz kibar olsan da girmeden önce kapıyı çalsan." Yine şu çok bilmiş laflarına karşılık kaşlarımı çattım.

"Bu kadar uzun süre bilgisayarla oynanmaz. Hadi içeri gel." Oflayarak bilgisayarın kapatma tuşuna bastı. Beraber odadan çıkarken çıkarken annem seslenmişti.

"Misafirlerimiz birazdan gelir. Hem Anna'nın sınıf arkadaşlarıyla tanışmış olacağız." Lexi gözlerini büyüttü. Bağırarak,

"Lucifer mi geliyor?!" dedi. Heyecanlanmışa benziyordu. Kaşlarımı çatarak ona baktım. O ise omuz silkmekle yetindi.

Neden benim kardeşim de yaşıtları gibi bir şeyden anlamayıp barbie bebeklerle falan oynamıyor?

"Lucifer de kim?" Annemin sorgulayıcı bakışları beni bulmuştu. Yahu bu kadın ne ara mutfaktan buraya gelmişti?

"Hiç kimse anne." dedim geçiştirerek. Tek kaşını kaldırıp bir süre bana baktıktan sonra mutfağa geri girdi. Yüz ifademden bir şey çıkaramamış gibiydi. Lexi'ye uyarı dolu bakışlarımı yollayacağım sırada zil çaldı.

Lexi, "Ben bakarım!" diye bağırıp kapıya koşturduğunda peşinden ilerledim. O çoktan kapıyı açmıştı. Gelenleri süzmeye başladım. İçeri sarışın bir kadın, Daisy ve Derek girmişti. İkisi bana gülümseyerek selam verirken aynı şekilde karşılık verdim.

"Anna, Tanrım! Çocuklarımın söylediği kadar varsın. Ne kadar da güzelsin!" Utangaç bir şekilde gülümsedim. Kendime iltifat edilmesini fazla sevmezdim. Çünkü utanıyor ve ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Onu utandırıyorsun Belle." Annem nihayet gelebilmişti. Ancak bu açıklaması pek de işe yarar değildi. "Ayakta kaldınız, salona geçelim."

Hep birlikte oturduğumuzda Bayan Belle'nin açık kahve gözleri benim üzerimdeydi. Bakışları bana tanıdık geliyor gibiydi ancak çıkaramıyordum. Belki de onu daha önce görmüştüm.

"Derek iyi ama Daisy alışmakta oldukça zorluk çekiyor." Bayan Belle'nin sözleri üzerine annem araya girdi.

"Anna'nın ona yardımcı olacağına eminim." Topu bana atmıştı. Gülümseyerek onayladım. Gerçi bana pek de zorluk çekiyor gibi gelmemişti.

"Ben de eminim, Kelly." Aynı samimiyetle bana gülümseyerek baktı. Kısa bir tebessümün ardından geriye doğru yaslandım. Annemler başka konular hakkında konuşmaya başlamıştı.

Üzerimdeki halsizlik bir türlü geçmek bilmiyordu. Akşam çok da geç yatmış sayılmazdım. Belki de hasta olacaktım. "Gençler sohbetimizden sıkılmış olmalı." Bayan Belle'nin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Anna, tatlım isterseniz siz odanıza geçin. Daha sonra yemek için gelirsiniz." Kafamla onayladım ve ayağı kalktım.

"Odam bu tarafta." diyerek sol taraftaki kapıyı gösterdikten sonra ilerlemeye başladım. Daisy ve Derek de peşimden geliyordu.

Odaya geldiğimizde Daisy ve ben yatağa, Derek de çalışma masasının sandalyesine oturmuştu. Birkaç dakika konuşmadan durmamızın ardından sessizliği Daisy böldü.

"Odan ne hoşmuş." Hafifçe gülümsedim.

"Teşekkür ederim." Aslında fazla bir gösterişi yoktu. Bej ve açık kahve tonlarından oluşan bir odaydı. Yatak da ranzaydı, Lexi ile birlikte yatıyorduk. Bunun dışında bir odamız daha vardı ancak Lexi bana bağlı olduğundan ayrı kalmak istemiyordu.

MÜHÜRWhere stories live. Discover now