MIH

15-*Müge*

Kan istiyordu, kan gövdeyi götürsün ve hepsi ölsün istiyordu ama kendisi de bu çatışmadan büyük zarar alacaktı. Mantıklı hareket etmiyordu.

Ta ki Elif onu durdurana kadar.

Genç kadın, onun arzuladığı ölümden uzak yaşamdı.

Gözünü intikam bürümüş, kırmızı bulutlar gökyüzünü kapatmışken intikamın inine çekilmesine sebep olmuştu.

Elif geldiğinde, sadece ona seslenmişti. Bu kızıl kabustan uyanmasını istemişti. Ona dokunmamıştı bile ama Siraç gerçekliğe geri dönmüştü.

Karanlığa dalmaya hazırlanırken yüzünü tekrar güneşe dönmüştü.

Bu bir ilkti.

İntikamın onun gözünü zalimlikle tamamen örtmemesine engel olduğu görülmüş şey değildi onun hayatında ama intikam sessizce öfkesini alıp onu terk etmişti.

Geriye karşısındaki parlayan ışığı sahiplenme arzusu kalmıştı.

Mantığı kafeslendiği yerden geri dönmüştü. Siraç, geriye çekildiğinde kan gövdeyi yine götürdü ama Siraç bu kanı akıtmak için kılını kıpırdatmadı.

3 büyükler birbirine girmişti. Kurul bu kadar kolay birbirlerine düşmelerinin şaşkınlığı içindeydi.

Ülkede yer yerinden oynamıştı çünkü bütün piyasa bu kara para babalarının hamleleriyle çalkalanmıştı.

Uzmanlar tam bir açıklama yapmaktan acizlerdi çünkü dışarıdan güçlü görünen iş adamlarının silah ve uyuşturucu için birbirlerine girdiğini kimse halka açıklayamazdı.

O gece 3 büyük baron büyük zayiat aldı.

Çakılı da göğsünden vurulup 2 hafta yoğun bakımda yattı.

Bu süreçte birlik kendini toparlayabilmek için bu sefer yurt dışında bir toplantı yapma kararı almıştı.

Tercihlerini kokainin, zümrüt, petrol ve kömürün üretiminin yerel mafyalar tarafından yönetildiği, Güney Amerika ülkesi Kolombiya'dan yana kullanmışlardı.

Siraç 'ta oradaydı. Demir ve kendi ekibiyle birlikte bir gölge gibi birliği takip etmişti.

Demir gittikleri ülkeyi öğrendiğinde, "Adamların işleri güçleri keyif be. Yattıkları yerden bağlarını kuvvetlendirecekler herhalde demişti."

Nitekim gündüzleri bütün lükse sahip, gece ise fuhuş ticaretinin özel kulüplere dönüştürüldüğü bir otelde toplantı yapılmıştı.

Demir haklıydı.

Çakılı'nın yerine kızı katılmıştı. Siraç bu haberi aldığında sessiz kaldı.

Bu toplantıda yapılacak çağrının birlik çağrısı olduğunu, hedefteki tahtanın da çoktan kendisi olduğunun farkındaydı. O kadın, Elif'i ortaya sürecekti.

Toplantının çıkışında da nitekim bu haberi aldı. Yeni bir uyuşturucu ve birlik anlaşması da yapılmıştı üstelik.

Kurulun asıl ticareti üzerine de gizli bir yemin anlaşması daha yapılmıştı.

Siraç aldığı bu haberlerden sonra Selvi Türkiye'ye dönerken özel uçağını ele geçirdi bu yüzden.

Selvi'nin adamları uçağa girmeden paketlenmiş, yerine kendi adamlarını koydurtmuştu.

Siraç elini dahi sürmedi. Yüzünü canlı olarak göstermedi. Selvi elleri bağlıyken görüntülü olarak bağlandı sadece.

Selvi onun yüzünü gördüğünde gözleri zevkle büyüdü. "Bir kere uyaracağım Çakılı'nın kızı." dedi Siraç Vuslat.