𝘀𝘁𝗿𝗮𝗻𝗴𝗲𝗿 𝘁𝗵𝗶𝗻𝗴𝘀 𝟰

𝙘𝙝𝙖𝙥𝙩𝙚𝙧 𝙤𝙣𝙚

                    ✨:
bu bölüm ilk bölüm olduğu için çok zorlamayıp aşırı da uzun yapmadım. ama hikayeyi daha iyi anlayabilmeniz için size birkça bişey söylemem lazım:

"eleven::"  gibi bir başlık gördüğünü zaman, eleven'ın ağzındanmış gibi okumalısınız. belki anlamamışsınızdır diye söylüyorum bunu :')

hikayeyi okurken elbette hızlı geçişler olacak çünkü ben yazar değilim bu nedenle bazı yerler hızlı geçilebiliyor.

stranger things'de yaklaşık 10 bölüm falan oluyor ama bu böyle olmicak, 2-3 katı rahat olur. mesela şuan yazdığım bölüm çekilseydi, anca 15-20 dakikalık sahne olurdu <3

böyle yazıyla yazıldığı zaman bilin ki karakterlerin durugörü (?) yeteneklerini kullandıkları zaman. zihinde birisini görme falan.

ve çok anlamayanlar için, melvin kötü bir karakter değil (hani sırıttı vs falan diyorum) aksine tatlı bir karakter olacak :d

ayrıca okurken sahneleri hayal etmenizi öneririm çünkü öyle daha gerçekçi olur. hani sanki dizide öyle bi sahne varmışta max cidden öyle bişey demiş gibi. diğer türlü anlamakta güçlük çekebilirsiniz ve olaylar hızlıca gelişebilir.

eleven::

mike: son hazırlıkları yaptınız mı? ne zaman geliyosunuz? kaçta burda olursunuz?

eleven: sırt çantamı hazırlayıp yola çıkıcaz birazdan

mike: sizi cidden özledim, noel için buraya gelmeniz çok iyi oldu

el: birkaç saate görüşürüz mikey

yavaşça telsizimi kapattım çantamı açıp içine koydum. mike'ı ve ordaki herkesi özlemiştim. yılbaşını orda geçiriceğimiz için joyce'a birçok defa teşekkür etmiştim, aynı zamanda karen'a da. yatağımı düzeltip kapıya doğru gittim. çantamı elime aldım ve will'in odasına yöneldim. içerden joyce'un isyanları geliyordu. sırıtarak kapıyı açtım.

joyce: will kaç defa söyledim odanı toplamanı. şu hale bak. odanı 5 dakika içinde topla hemen.

arkadan kıkırdamaya başladım. will de öyle. sonra joyce kızgın bakışlar atarak odadan çıktı. gittiğinde gülerek will'in yanına oturdum.

eleven: yardım ister misin?

will: bütün ıvır zıvırları yatağımın altına atarım boşver

eleven: sence lucas ve max yine ayrılmış mıdır?

diyerek will'e baktım. cevap vermeyip sadece sırıtmakla yetindi.

will::

will: el sen arabaya bin, ben birazdan gelirim.

el kafasını sallayıp odadan çıktı. aslında hawkins'e gidiceğimiz için kendimi iyi hissediyordum. eskisi gibi arkadaşlarımla birlikte güzel bir noel. ama.. herkesin sevgilisi var. dustin'in bile. ve yaptıkları tek şey sevgilileriyle konuşmak. bana vakit ayırırlar mı bilmiyorum. bu derin düşüncelerdeyken bütün ıvır zıvırları yatağın altına itmiştim bile. çantamı elime alıp odadan dışarı çıktım. yan odaya bir göz attım. gözüm jonathan'ı arıyordu ama çoktan dışarı çıkmıştı galiba. odasının duvarlarında hawkinste çekildiğimiz fotoğraflar vardı. odadan içeri girdim. çantamı yere koyup fotoğraflara bakmaya başladım. bir tanesine gözüm ilişti. bu mike ve benim fotoğrafımdı. o fotoğrafa bakarken annemin sesi irkilmeme neden oldu