"Noldu?" etrafıma bakınıp omuz silktim.

"Herkes sana bakıyor." gülümseyip yanağımı öptü. Sonra bir anda yüzü asılıp kaşları çatıldı. Etrafına bakındı.

"Ya sana bakıyorlarsa?" yüzü iyice sert bir ifade aldı.

"Saçmalama. Eğer bana baksalardı onlarla göz göze gelirdim. Sana bakıyorlar işte." arabaya binip çalıştırmasını bekledim.

"Kahvaltı yaptın mı?"

"Yaptım." kafasını sallayıp arabayı çalıştırdı. "Sen nasıl izin aldın?" omuz silkti.

"Seni hastaneye götüreceğimi söyledim."

"Ve neden hastaneye gittiğimizi sormadı?"

"Sordu. Bende hamile olduğunu söyledim." gözlerimi kocaman açıp şaşkınca ona baktım. "Eninde sonunda öğrenecekti zaten. Hem benimle gerçekten arkadaş olmaya çalışıyor sanırım."

"Nereden anladın?"

"Yemeğe çıktığımızdan beri daha arkadaşımmış gibi davranıyor. Önceden hoşlandığını belli ederdi artık kendini geri çekti." sessiz kalıp yolu izledim. Otoparka arabayı park edip bana baktı. Arabadan inip yanına geçtim. Kolunu belime sarıp asansöre ilerlemeye başladı.

°°°

"Senin okuluna da çok yakın Isaac."

"Öyle mi? Güzel." sesi pekte ilgileniyormuş gibi değildi. Önündeki yemeği çatalıyla ezmeye devam etti. Ayağımla dürtüp kaşlarımı çattım.

"Gelmek istemiyor musun?" Lottie gözlerini yemeğinden kaldırdı.

"İstememek değil. Küçük evimde mutluyum ben. Düzen değiştirmek pek hoşuma gitmiyor."

"Hadi ama! Beni bu ikisiyle yalnız mı bırakacaksın? Fifa bile oynarım. Sıkmam seni merak etme." Louis sessizce onları izliyordu. Yüzümü avucuma yaslayıp ona baktım. Diğerlerinin ne konuştuğunu duymuyordum bile. Ona baktığımı fark etmiş olacak ki bana baktı. Gözlerini gözlerime kilitleyip gülümsedi. Başımı omzuna koyup ellerimizi birleştirdim.  Saçlarımı öpüp başını başımın üzerine koydu.

"Isaac sabaha kadar seni bekleyemeyiz. Tamam de gitsin." Isaac Louis'ye bakıp kaşlarını çattı.

"Ev dediğiniz kadar büyük mü?"

"Büyük. İstemediğin sürece bizi görmezsin bile."

"Tamam. Ne zaman taşınacaksınız?"

"Evin tadilatı bitti. Yarın eve bakmaya gidebiliriz. Odanı seçersin ve eklemek istediğin bir şey varsa eklersin. Eğer yoksa bir hafta içinde taşınabiliriz."  gülümseyip Louis'nin yüzünü inceledim. Isaac bir şeyler söyleyip Lottie ile konuşmaya devam etti. Louis bana bakıp gözlerini kıstı.

"Bir şey mi oldu?" başımı iki yana salladım. "Bana neden öyle bakıyorsun o zaman?" omuz silkip burnumu yanağına sürdüm.

Kulağına eğilip fısıldadım. "Seni seviyorum." kıkırdayıp dudağımı öptü.

"Bende seni seviyorum." gülümseyip burnumu boynuna yasladım.

"Selam gençler." masada bir an sessizlik hakim oldu. Başımı geriye çekip gelen adama baktım. Yutkunup elimi Louis'nin gerilen kolunda gezdirdim.

"Ne işin var burada?"

"Arkadaşlarımla yemek yiyordum. Baktım sen buradasın yanına gelmek istedim." sonra gözleri bana döndü. "Seni hatırladım. Birkaç günlük geçici bir şey olduğunu sanmıştım." Louis elini yumruk yaptığında kolunu daha sıkı tuttum.

"Dışarıda konuşalım. Burası uygun değil."

"Neden? Gayet güzel bir yer." sandalyeyi çekip yanıma oturdu. Louis sandalyemin kenarından tutup kendine yaklaştırdı. "Naber sarı?" Lottie korktuğu belli olan bakışlarını Louis'ye çevirdi.

"Isaac, Lottie'yi dışarıya çıkarır mısın? Biraz hava alsın." Isaac başını sallasa da şaşkınca bana baktı. Onlar masadan uzaklaştığında Louis masaya doğru eğildi.

"Seni gebertmemem için bir neden söyle Joseph." adam alayla gülüp Louis gibi biraz masaya eğildi.

"Sürtüğünün hamile olduğu gibi bir sebep mi?" elini karnıma uzattığında Louis bileğini kavradı.

"Bir daha ona böyle hitap edersen ve dokunmaya çalışırsan elini kırarım. Biliyorsun yaparım. Eğer illa ki bilmiyorum diyorsan kardeşine sor. O iyi bilir. Defol şimdi." onlar birbirlerine öldürücü bakışlar atarken benim tek yaptığım put gibi durmakdı.

"Babam bunu duyduğunda hiç mutlu olmayacak. Neyse, sonra görüşürüz." o masadan ayrılırken Louis birkaç derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. Onu kollarımın arasına alıp saçlarını okşadım.

"Onlardan nefret ediyorum." geri çekilip gözlerime baktı. "Bugün bende kalıyorsunuz. Sakın itiraz etmeyin. Biz çıkana kadar bekleyecek. Sonra seni rahatsız etmek için elinden gelen her şeyi yapacak."  masaya fazlaca para bırakıp ayağa kalktı, elini uzattı. Elini tuttuğumda beni çıkışa doğru götürdü. Lottie başını Isaac'in omzuna koymuş derin nefesler alıyordu. Yanlarına gittiğimizde Louis elimi bıraktı.

"Aşkım, iyi misin?" Lottie kollarını Louis'nin boynuna sarıp yüzünü boynuna kapattı. "Sadece konuştuk aşkım, yok bir şey. Hadi arabaya geç." Lottie ondan ayrıldığında Louis'nin gözleri bana döndü. "Sizde."

"Arabam-"

"Evin önüne çektiririm. Bin şu lanet arabaya." sessiz kalıp arabaya bindim. Louis arkamdan Isaac'e de binmesini söyledi.

StajyerWhere stories live. Discover now