"Ey Rabbim! Bilirim senden başka bana yardım edecek yok, senden başka duyan yok. Sana yalvarırım Rabbim bana dayanma gücü ver! Beni tabi tuttuğun sınavdan geçebilmeyi nasip eyle. Ben acizim Rabbim ben güçsüzüm en güçlü olan sensin." sesli ettiği duaya odadan çıkan doktor Amin diyerek eşlik etmişti. Ayağa kalktı yasin hemen sordu eşinin durumunu.

"Noluyor doktor bey, eşim iyimi kimse birşey demiyor." kurdugu cümle anlaşılmayacak kadar kesik çıkmıştı ağzından.

"Yasin bey, ben aylardır sizin nasıl dua edip, Allaha olan teslimiyetinizi gördüm. Ve Allah duanız kabul etti, eşiniz bugün reaksiyon gösterdi olumlu anlamda. Böyle giderse eşinizi bir kaç güne kadar uyandırıp odaya alacağız inşallah." demişti. Doktorun ağzından çıkan her bir cümle Kelebek olmuş konmuştu yüreğine. Pır pır atıyordu öyle ki Yasin bir an bayılacagını sandı. Hamd etti Rabbe. Doktor onu mutluluğu ile bırak gitmişti. Demekki dedi elimi gerçekten sıkmıştı hissettiğim şey gerçekti. Mutluluktan yerinde duramıyordu. Hemen telefona sarıldı Şükran annesini aradı.

"Anne.... Anne Nesibe" demişti heyecandan nefesi kesilmişti.
Korktu Şükran Hanım.

"Noldu Yasin? Noldu kızıma?" demişti endişe ile.

"Anne bugün bir gelişme oldu, olumlu bir gelişmeymiş öyle dedi doktor. Eger böyle giderse odaya alacağını söyledi." demişti mutlulukla. Telefonun diğer ucundaki kadın ise elhamdulillah deyip ağlamaya başlamıştı. Yasin kapatıp hemen Harun'u aramıştı. Sonrada kardeşini herkese vermişti bu müjdeli haberi. Herkes sevinçten ağlamıştı. Harun ise ağlamasını gizlemek için boğazım gıcık oldu deyip kapayı vermişti telefonu.
Yasin tekrar görmek istedi eşini ama izin vermediler. Gerisin geriye çıktı hastaneden. Arabasına bindi hamd edip dua ediyordu Allaha. Anımsadı bir anda geçmişi.

Gelinlik almış dükkandan çıkmışlardı. Eli eşinin elindeyken hızla gelen o cani ve aracı, Yasin ve Nesibeye çarpıp kaçmıştı, Yasinin sadece kafası yaralanmışken, Eşi Nesibe yerde kanlar içindeydi. Yasin ayağa kalkınca gözleri karardı başı döndü düşü verdi yere gözleri eşine ilişirken ağzından bir feryat koptu

"Nesibe!" diye. Kalkmaya çalıştı yerden bereket versin kalktıda yerden, gitti eşinin yanına peçesi yarıya kadar açılmış feracesi nerden aktığı belli olmayan kan ile ıslanmıştı. Aklını yitirdi sandı önce. Sonra yüce Yaradanı hatırlayıp andı adını.

"Ya Rab! Bize isabet eden şeyde nedir böyle!"

Deli gibi adını haykırıyor eşinin, yardım istiyor etraftan. Gözleri açık olan eşine bakıp

"Sakın kapatma gözlerini Nesibe sakın.. bak bana bak.." demişti. " sende bırakma beni" en son dayanamadı o naif zarif bendeni. Kapatmıştı gözlerini genç kız. Son gördüğü şeydi o kıskanılası koyu yeşil gözleri ve gözünün yanındaki çukurdan akan kanlar ile eşini. Deli gibi çırpınıyor bağırıyor yardım istiyor etraftan, kulağına gelen siren sesi ile döndü hemen arkasına ambulans gelmişti, neden bu kadar geç kalmıştı ambulans.

Eşi yerde kanlar içinde iken iki sağlık görevlisi koşmuştu yanlarına. Biri kalbini dinlerken biri boynuna kalınca bir boyunluk takmıştı. Peçesini açmışlardı güzeller güzeli Nesibe'nin. Hiç birşey diyemedi Yasin, diyemedi ki "açmayın! O istemez" diyemedi ki "O kendini sakındırıyor bakmayın" diye. Onu sus pus eden dilini lal eden harekete odaklanmıştı. Görevli Nesibe'nin kalbine iki elini bastırıyor diğeri ise tek kolunu tutmuş bileğine parmaklarını dayamış bekliyor. Kadının bileğini tutan görevli kafasını salladı üzdün bir halde. Kalp masajı yapan görevli ise ellerini indirdi. Neden durmuştu ki neden yapmıyor kalbine masaj!

"Noldu? noldu? neden devam etmiyorsunuz?" diye bağırdı gözü yaşlı gönlü yaralı genç.

"Başınız sağ olsun." demişti görevli.

Vardır Bir Hayır (Tamamlandı) Место, где живут истории. Откройте их для себя