"Gerek yok. Zaten yarın yeterince dinleneceğim."

"Belki yemeği yarın akşam-"

"Hayatta olmaz. Yarın babamın yanına gidiyorum. Ben size müsait olduğum günü haber veririm." kafasını sallayıp yanımdan ayrıldı. Odaya girdiğimde Harry tırnaklarını yiyordu.

"Kızdı mı? Dikkat edeceğiz dedin ama dikkat etmiyorsun Louis. Hala puanlarımızı değiştirebilir."

"Sakin ol değiştirmeyecek. Akşam yemek yarım kaldı. Ben senin rahatsızlandığını söyleyemediğim için kız kardeşim rahatsızlandı dedim. Onu merak etmiş." kafasını sallayıp alt dudağını dişledi.

"Yarın ne giymeliyim? Resmi mi olayım yoksa günlük mü? Hayır günlük olur mu? Sanki hiç umursamıyormuş gibi görünür, olmaz. Takım elbise giysem çok resmi olur. Sanki iş görüşmesine gider gibi o da olmaz." kendi kendine konuşur gibi bir hali vardı.

"Bebeğim sakin olur musun?" gözleri gözlerimi bulduğunda gülümsedi.

"Ne dedin?"

"Sakin ol dedim?" kaşlarımı kaldırıp sorarcasına baktım.

"Hayır o değil. Ondan önce ne dedin?" sırıttım.

"Bebeğim dedim." yanakları kızarmaya başladığında gülümseyip ona uzaktan bir öpücük attım.

"Biz şimdi gerçekten yani biz ikimiz sevgili mi olduk?"

"İstemiyor musun?"

"İstiyorum." diye fısıldadı. Gülümseyip kollarımı açtım.

"Hadi bana bir kucak ver o zaman sevgilim." kıkırdayıp koşturarak yanıma geldi.

°°°

Harry'nin evinin önünde durup onu beklemeye başladım. Evin kapısında göründüğünde onu süzdüm. Güzel siyah bir gömlek giymişti. Altında siyah dar pantolonu vardı.

"Ağzını kapat Louis." Lottie'ye kaşlarımı çatıp tekrar Harry'ye baktım. Gülümseyerek yanıma oturup yanağımı öptü.

"Selam Lott."

"Selam. Ben biraz daha uyuyacağım." kafamı sallayıp arabayı hareket ettirdim. Sabit bir hızda sürmeye başladım. Sessiz bir yolculuk yaparken Harry'ye kısa bir bakış attım. Parmaklarıyla oynuyordu.

"Harry iyi misin?"

"Evet. Yani biraz heyecanlıyım. Bir de sana kurabiye yaptım." kaşlarımı kaldırıp gülümsedim.

"Kurabiye mi?"

"Evet, sevmez misin?" elini tutup parmaklarımızı birbirine kenetledim. Elinin üzerini öpüp gülümsemeye devam ettim.

"Severim." elini elimden ayırmadan kucağındaki çantadan kurabiye çıkardı. Küçük kutabiyeyi yemeden önce kırmızı ışıkta durdum. Kurabiyeyi yerken dikkatle beni izliyordu. "Sen çok iyi bir aşcısın Harry." gülümseyip gözlerini kaçırdı. Yeşil ışık yandığında arabayı tekrar hareket ettirdim.

"Babana hediye almalı mıyım?"

"Buna gerek yok. Bir dahaki gidişimizde alabiliriz." başını omzuma koyup koluma sarıldı. Kısa bir sessizlik oldu.

°°°

HARRY

Kocaman bir evin önünde durduğumuzda Louis Lottie'yi uyandırmaya çalışıyordu. Evin bahçesini incelemeye başladım. Bir sürü çiçek vardı ve bu bahçeye güzel bir ambians katmıştı. Çiçeklerin arasında küçük bir masa ve iki sandalye vardı. Louis koluma dokunup "Hadi bebeğim." dedi.

StajyerWhere stories live. Discover now