Yağmur

8K 191 20
                                    





Gökyüzündeki bulutlar dolmuş ve artık taşmak üzereyken ben her zaman ki  zeytin ağacının altında sabırsızlıkla yağmurun yağmasını bekliyordum yağmur damlaları yavaş yavaş yüzüme damlarken gülümsememe engel olamadım yağmurun şiddetini artırmasıyla yaprakların yüzüme düşmeye başladı gülümsemem dahada genişledi uzaktan biri görse kesin deli derdi , şu yıldırımların kızı deli derlerdi desinler değişemem ki aklıma gelen şarkı sözlerini mırıldanırken bana ne kadar uyduğunu fark edip yüksek sesle söylemeye başladım

Sevdim seni bir kere

Başkasını sevemem deli diyorlar bana.

desinler değişemem desinler değişemem ki ...

Yağmurun şiddetini gittikçe arttırdığını yanımdan akan küçük dereciklerden anlayabiliyordum çiçekli elbisem üzerime yapışmıştı gitmek istemesem de  daha fazla duramazdım her an fırtına çıkabilirdi hızla ayağa kalkıp bi faydası olmayacağını bile bile basma elbisemin eteklerini sıktım ama ne fayda bulutların altında soğuk bir duş almış gibiydim .

Konağa doğru adımlarken ayakkabılarıma yapışan çamur gittikçe hızımı yavaşlatıyordu zeytinlikler konağa yakınlardı ama yinede bir kaç ev vardı ve görünmeden geçmem gerekiyordu olabildiğince hızlı olmaya çalıyordum bu halde birileri görürse kasabalının diline düşecektim yine bu yağmur sevdam başıma iş açacaktı ama olsundu kendimi özgür hissettiğim sayılı yerlerden biriydi zeytinlikler hele bide yağmurdan sonra ki gökkuşağını sevdiğin adamın yanında izliyorsam keyfine diyecek yoktu .

"Şuna baksana rahmetli hasanın kızı değil mi şu "

"Hani şu anasını amcasıyla evlendirmişlerdi o mu"

"He ya o ;rahmetlinin oğlu yok idi bi bu kız var oda terelelli galiba biraz yazık anasıda amcasına bir oğul veremedi kuma getirdi onunda bir kızı var yıldırımların soyu kurudu getti"

Sıradan bir şekilde söylenen, bi ehemmiyeti yokmuş gibi görünüp ama yöneltildiği kişiyi darmaduman eden sözler vardı ve o sözler bir kurşundan daha ağır ve acı vericiydi onları her nekadar duymamazlıktan gelmeye çalışsamda lanet olası kulaklarım işitiyordu kasabalı insanlarla olan iletişimimi daha doğrusu iletişimsizliğimi sebep bilip beni aklı havada biri olarak görüyorlardı bu iletişimsizlik zamanla üzerime bir damga gibi yerleşmişti buda az önce mırıldandığım şarkının bana ne kadar çok uyduğunu gösteriyordu.

.

Kısa bir süre sonra konağa varmış kimseye görünmeden üstümü değiştirmeyi başarmıştım sonrada kerimin bana gizli gizli getirdiği test kitaplarını alıp çalışmaya başlamıştım sınava az bir zaman kalmıştı ve daha yoğun çalışmam gerekiyordu iki yıldır hazırlandığım sınava geçen seferki gibi girmeme izin vermeyceklerini bildiğim için şimdiden kerimle nasıl gidebileceğimizi düşünüp duruyorduk kerim yanımızda çalışan sultan ablanın oğluydu ilk başlarda ona karşı hiç bir şey hissetmezken bana olan itirafından sonra sevgiye aç biri olarak teklifini kabul etmiş bende zamanla onu sevmiştim .

Oda benim gibi babasını kaybetmiş hayata karşı ayakta durmak için çabalıyor , üniversite okuyordu okulu bitirir bitirmez beni ve annesini de alıp istanbula götürecekti.oysa biz güneşli günleri karanlık bir gecede beklemeye mahkumduk.

Akşam kurulan sofrada oturmuş kırk yıllık yabancı gibi yemeğimi yiyordum evde neredeyse annem dahil kimseyle doğru dürüst bir iletişimim olmadı hiç bir zaman dedem ,babaannem ,amcam ,onunla evli olan annem ve anneme gelen kuma ve onun kızıyla yaşıyorduk sıradan aile hayatından çok öteydi bizimki kasabalının üzerime yapıştırdığı terelelli adını "ailemde"benimsemiş ve benimle hiç ilgilenmiyorlardı yinede amcamın annemi dövmesini sindiremiyor ona siper olmaya çalışırken bende dayaktan nasipleniyordum ve hayatım hep böyle ötelenerek geçip gidiyor kerimin okulunun son iki ayının geçmesini sultan teyzeyle dört gözle bekliyorduk.annemi burda bırakmak içime sinmesede onu kurtarabilmek için önce benim kurtulmam şarttı.

SAKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin