68.Bölüm : Hissetmek ayrı şey bilmek ayrı şey...

Start from the beginning
                                    


"Kimmiş?"

"Fikret arıyor"

"Aa! İyi o zaman"

"Geliyorsa bir şey lazım mı diye soracak herhalde"


Orhan telefonunu neşeli bir halde açıp kardeşine takılarak "Misler gibi mantıyı kaçırdın Fikret tencerenin dibini bile sıyırdık" dediğinde Hasret'te boş durmamıştı. Orhan'ın kolunu tutup ona tatlı tatlı gülerken bir yandan da telefona yaklaşarak "Sen Orhan'a inanma Fikret ağabey mantı daha pişmedi bile hâlâ yetişme şansın var" deyince Orhan'ın şaşkınlaşan ama bir o kadar da ışıl ışıl olan bakışlarıyla karşı karşıya kalmıştı. Niye şaşırıyordu ki? Sonuçta bugün Hasret'in Doğrucu Davutluğunun tuttuğu bir gündü.


Orhan telefonu eliyle örtüp "Bu iki oldu farkında mısın?" deyince Hasret de kendisini savunmadan edemeyip "Sadece benim değil senin de iki oldu. İkidir kandırmaya çalışıyorsun kardeşlerini" deyiverdi. Hasret'in altta kalmadan çatır çatır cevap verişleri Orhan'ın ciddi anlamda hoşuna gitmeye başlamıştı. Eski Hasret hiç böyle miydi? İlk tanıştıklarında bir şey söyleyecekken bile karşısındakinden izin istiyordu ama şimdi kendisini rahat hissediyor gibi bir hali vardı. Bunu görmek de Orhan'ı çok mutlu etmişti.


"Sen beni sürekli düzelteceksen benim seninle işim varmış gibi görünüyor"

"Sen de düzeltmemi sağlayacak şeyler yapma o zaman"

"Öyle mi?"

"Ee! O da öyle gibi görünüyor"

İkisi de Fikret'i unutmuş gibi gülerek birbirlerine takılıyordu ama Fikret'in o an hiç gülecek hali kalmamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İkisi de Fikret'i unutmuş gibi gülerek birbirlerine takılıyordu ama Fikret'in o an hiç gülecek hali kalmamıştı. İçindeki sıkıntıyla birlikte Orhan'a seslenip kardeşinin dikkati kendisine döner dönmez de "Bırakın kikirdeşmeyi de bilin bakalım ben neredeyim?" deyince sesindeki gariplik yüzünden Orhan yüzünü düşürüp "Neredesin?" diye sordu. Orhan git bir koşu babandan bir dil altı hapı al zira duyacakların pek de tahmin edeceğin ve de arzu edeceğin tarzda şeyler olmayacak.


Hasret merakını belli edecek şekilde Orhan'a bakıp dudak hareketleriyle de "Ne olmuş?" diyordu ama o an Fikret'in Miray'ın odasında mahsur kaldığını öğrenen Orhan'ın sesi soluğu çıkmıyordu. Aklından tabii ki de Fikret'in Hümeyra Hanım'la karşı karşıya gelebileceği ve bu yüzden de bir tatsızlık çıkma olasılığının yüksekliği geçiyordu. Hiç iyi olmamıştı bu...


"Senin ne işin var orada Fikret?"

"Bedduanız tuttu herhalde"

"Saçmalama böyle bir şey için niye sana beddua edelim? Ne oldu hadi söyle"

"Miray iyi hissetmediği için yanına gelmiştim ama ben buradayken ailesi aniden eve geri dönünce kapana kısılmış gibi oldum"

Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)Where stories live. Discover now