Havanın soğuk olma ihtimaline karşı ince bir ceketi elime alıp odamdan ayrıldım. Alt kata indiğimde teyzem parfümünü sıkıyor annem ise kapıdan çıkıyordu.

-"Günaydın." dedim ve yanlarına ilerledim. Başını arkaya çevirip bakan annem beni baştan aşağıya incelemiş görüntüme bakmıştı. Bir şey demeden uzun topuklularının üzerinde kapıda bekleyen arabaya binip arka tarafa oturdu. Teyzemle karşısına oturduktan sonra kapı kapandı.

-"Handan'ı gördün mü yeni evini boy boy çektirmiş." Teyzem telefonundan başını kaldırıp bir kaç saniye anneme baktıktan sonra yeniden magazin sayfalarına döndü.

Annem ifadesiz yüzünü bozup soğuk bir tebessüm gösterdi. Mermer gibi teninde kırışan tek bir nokta yoktu. Annem diye demiyorum güzel kadındır.

-"İşe yaramaz birisi." dedi ağzının içinden. Bacak bacak üstüne atıp tabletinde parmağını gezdirirken iç çekip dışarıya baktım.

Karanlıkta hatırladığım silik yüz belirdi gözümde. Uzun boyu ve geniş cüssesinin yanında küçücük kalmıştım. Ah bir de elimi tutuşu var.

-"Ne dertli iç çektin öyle ?" dedi teyzem gülerek.

Gözüme gelen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırıp göğüs kafesimi zorlayan kalbimi dinginleştirmeye çalıştım. Mirza'yı düşündükçe kalbimin ritmi değişiyordu.

-"Öyle mi ? Farkında değilim." dedim tebessüm etmeye çalışıp.

-"Ne derdi olabilir ki Esra ? Sahip olamadığı bir şey mi var ?" dedi annem her zaman ki tavrından ödün vermeden.

Doğru ne derdim olabilir ki ? Paramız olması her derdi çözüyor değil mi ?

Anneme karşı çıkmayı sevmediğim için sessiz kalmayı seçtim. İçimde onca birikmişlere rağmen çıtımı çıkarmadım. Çıkaramazdım da. Ona karşı gelmek mümkün değildi. Sözleriyle sizi dövebilecek kapasiteye sahipti.

-"Belki aşık olmuştur! " Teyzemin bu cümlesi üzerine annemin kahkahası arabada yankılandı.

-"Güldürme beni." dedi samimiyetten uzak gülüşünden sonra.

-"Neden komik mi anne ?" diye sordum kaşımı kaldırıp. Benim aşık olabilme ihtimalimin nesine bu kadar gülmüştü ki.

-"Komik Duha'cım. Sen o mahallede dolaştığın sürece maalesef düzgün birisiyle tanışamayacaksın." dedi ve göz kırptı.

-"Lütfen şu şekilde yargılamaktan vazgeç anne. Ben oraya gitmekten rahatsız olmuyorum. Bunu kaç defa daha söylemeliyim ?"

-"Ne yazık ki rahatsız olmadığının farkındayım." dedikten sonra bir daha konuşmadı. Bende üstelemedim. Zaten alışık olduğumuz konulardı.

Araba bütün cemiyetin pazar kahvaltılarını geçirdiği boğaz manzaralı restoranın önünde durdu. Açılan kapının kenarına geçen görevli inerken selamladı. Girişte ceketimi bırakıp önden ilerledim. Sabah sabah annem sayesinde yine gerilmiştim.

Cam kenarında bir yere oturduğumda annem hala ayakta ona gülümseyen tanıdıklarıyla mesafeli selamlaşmasını yapmaktaydı. Teyzem gelip yanıma otururken çantamı kenara koydum. Annem de oturduktan sonra masayı doldurmaya başlayan garsonları izliyordum. Telefonumun mesaj sesini duyunca izlemeyi bırakıp çantamdan aldım. Sabah Rüya'nın attığı mesajı görmemiştim ama şimdi gelen kayıtlı olmayan bir numaradandı.

Kaşlarımı hafifçe çatıp iki elimle tuttuğum telefonun kilidini açtım ve mesajın üstüne tıkladım.

-Ne zaman ödeşeceğiz ?'

TUTKUWhere stories live. Discover now