SERİ İTİRAFLAR GECESİ

55 3 3
                                    



Sabah davul sesiyle uyanmanın verdiği sinirle günüm berbat başlamıştı. Birden ev kadınlarla dolmuş herkes beni bir o yana bir bu yana çekiştiriyordu, kimisi yemek yememi istiyor kimisi takacağım takılara bakmamı istiyor kimisi gelin başımı nasıl istediğimi soruyordu. Herkese yarım yamalak cevap veriyordum o yüzden bir arpa boyu yol ilerleyememiştim. Şaban sürekli bir ihtiyacımın olup olmadığını soruyordu. Beni daha da deli ediyordu.

En sonunda yemeğimi yiyebilmiş, annem yanıma gelmişti ve bana yardımcı oluyordu. Gelin başıma karar vermiştik ve takı olarak düğünde takılacağını söyledikleri için sadece bileziğe karar vermiştim. Gelinliğime sürekli eklemeler veya çıkarmalar yapılarak bana beğendirmeye çalışıyorlardı ben de en sonunda bir modeli kabul ederek herkesi işkenceden kurtarmıştım. Ayrıca sabahtan beri yemek veriliyordu. Evin önü sürekli dolu oluyordu ve kalabalığı hiç sevmeyen ben bundan şimdiden nefret etmiştim. Bavulumu toplayıp evime dönmek istiyordum. Annem Pakize anayla dertleşiyordu, Pakize ana bana iyi bakacağına dair sözler veriyordu. Beni merak eden kadınlar, ellerinde hediyelerle beni ziyarete geliyorlardı. Düğünden sonra bu merasimin tekrar olacağını duyunca hevesim iyice kaçmıştı.

Konaktan sürekli haberler geliyordu, damadın tıraşı oldu, damat arabayla yola çıktı vesaire. Ciddi ciddi gidiyordum. Gelin başım neredeyse bitmek üzereydi, diğer kızlarda makyaj yapıyorlardı. Davul seslerinin tekrar yakınlaştığını duyunca bu sefer Ubeyd'in geldiğini anlamıştım. Sırtım birden gerildi. Ellerimle avuç içlerimi avuçladım. Her şey bitince ayağa kalkıp aynada kendime baktım. Olmuştu işte tüm kızların hayalinden bende bir parça almıştım. Gelin olmuştum ama içim öyle demiyordu, mutlu değildi.

Kapı çalınınca ürperdim. Camdan anlayabildiğim kadarıyla Ubeyd'in küçük yeğenleri kapıda para istiyorlardı. Abimler birden odaya girmiş. Büyük abim elindeki kırmızı kuşağı belimden geçirerek bağlamaya başladı. Sonra sırayla herkesin elini öptüm. Babam mutluydu, parasını almıştı tabi. Sonra başıma kırmızı tülbendi geçirip kapının açılmasını bekledik, ben Ubeyd'in yüzünü görebilecektim ama o benimkini göremeyecekti. Şükür Rabbime.

İçeri girdiğini hissedince istemsiz olarak başımı öne eğdim. Birkaç dakika durduktan sonra yavaşça kaldırdım nasıl olsa görmeyecekti kendimi bununla sakinleştirmeye çalışıyordum. Babamlar teker teker odadan çıkmaya başladılar. Galiba biraz kendime gelmemi bekliyordu. En sonunda yüzüne bakabildiğimde, sırtıma tekrar gerilme girdi. Çok keskin yüz hatları vardı. Kısık gözleri vardı, vücudu çok büyük değildi, çok küçükte değildi. Dolaba doğru ilerleyip kolonyayı aldı.

"ister misin?"

Sesi tıpkı telefondaki gibi kalındı. Şunu söylemeliyim ki, bizim köyde ondan daha yakışıklı adamlar vardı ama Ubeyd'in garip bir havası vardı sanki buradan değil de buradan olmaya çalışır gibi. Başımla 'hayır' dedim. Beni yanlış anlamasından korkuyordum.

"ben, kalabalık ortamları çok sevmem genelde panik olurum, özür dilerim."

Hafifçe gülümsedi.

"önemli değil, bu çok normal ama bence artık insanları bekletmemeliyiz."

Kafamla onayladım. Bana dokunmadan yan yana yürüyorduk. Beni bir odaya soktu, odada imam olduğunu tahmin ettiğim bir adam. Benim ailem, Pakize ana, yanında genç bir kadın ve Şaban duruyordu. Yerdeki mindere dikkatlice oturdum. O da yanıma oturmuştu.

İmam efendi boğazını temizleyerek evlilik hakkında konuşmaya başladı, sonra da bana dönüp Mehir olarak ne istediğimi sordu, bu soruyla afallamıştım çünkü hiç düşünmemiştim. Kafamı Pakize Ana'ya çevirdim. Pakize ana biraz düşündükten sonra karar verdi.

KutsalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin