Y İ R M İ D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M

Start from the beginning
                                    

Sinirli bakışlarımı Ateş'e çevirdiğimde alttan alttan gülüyordu.

"Ne gülüyorsun be?" diye bağırdığımda gülümsemesi daha büyüdü.

"Bak ya hala gülüyor. Ateş bak zaten sinirliyim. Sinirimi senden çıkarmayayım" dedim.

"Çıkarsana güzelim."  diyip gülerek bana baktı "Hem sen ne güzel kıskanıyorsun öyle" diyince kaşlarımı Çatarak ona baktım.

"Kim kıskanmış ben mi?" diyip kendimi gösterdim  "Sen çok yanlış anlamışsın."  dedikten sonra kafamı cama çevirip yolu izliyormuş gibi yaptım.

Ateş'in atığı kahkahayla iyice yerime sinip kollarımı bir birine sardım.
Daha sonra ise konuşmadan geçen süre zarfında Ateş'in evine geri dönmüştük.

Şimdi ki zaman

Daha sonrası ise ilk üç-dört gün ona bağırıp çağırmam ve Trip atmamla geçmişti. Ama hiç bir şekilde kendisi bana bağırmayı bırak tek bir kelime bile etmemişti. Sadece bana öyle bir şey asla olmayacağını beni deli gibi sevdiğini.  Söyleyip durmuştu. Ama onu asıl affetmem de ki sebep babası ile telefonda konuştuğunda söyledikleriydi.

Benim uyuduğumu düşüp odasında telefonla konuşuyordu. Üstelik haparlörde.

Telefonda babasına o kadınla iş yapmayacaklarını bir daha ona ne şartla olursa olsun hiç bir kadınla iş yemeğini bırak ayak üstü bir sohbet için bile onu zorlamamasını söylemişti.

Babası ise işi alamadığı için Ateş'e kızmış şirket için büyük miktar kayba sebep olacağını söylemiş tekrar Ayça'nın Ceosu olduğu şirketle görüşeceğini söylemişti.

Ateş'se babasına şirket senin. Ne istiyorsan onu yapabilirsin. Ama ben bir daha iş yemeğine felan çıkmam. Özellikle O kadınla diyip telefonu adamın suratına kapatmıştı.

İşte bunları duyduktan sonra Ateş'e gerçekten inanmıştım. Zaten daha sonra da kendini affettirmek için çok cabalamıştı.

Aslında onu kendi içimde affetmiştim ama onu affettiğimi o bilmiyordu. Ve geçen süre zarfında asla ağzımdan Seni Affettim cümlesi hala çıkmamıştı. Yapmadığı şey kalmamıştı ama ne kadar inat birisi olduğumu o da biliyordu.

Şimdiyse evde değildi. 1 saat önce evden barda işleri olduğunu, Bir iki saate döneceğini söylemiş gitmişti. Bakalım eve akşam nasıl gelecekti. Çünkü kendini affettirmek için çok çaba harcıyordu. Geçen elinde kocaman bir buket sarı karizantem ile gelmiş çiçeğin anlamı karşılıksız sevgi olduğu için yine affetmemiştim. Çünkü o da biliyordu ki artık aşkı karşılıksız değildi. İşte bu yüzden merak ediyordum akşam nasıl geleceğini.

Bir süre sonra Uzandığım koltuktan kalkıp odama doğru ilerledim. Sıcak bir duş alsam iyi olacaktı. Odaya girip dolabın kapağını açmıştım ki dolabın aynasına yansıyan büyük bir buket kırmızı güllü görmemle dolabı kapattıp çiçeğin yanına doğru ilerledim.

Çiçeği elime aldığıp şaşkın gözlerle inceledim.

Kollarıma zor sığan buket mis gibi kokuyordu. Çiçeği incelediğimde üzerindeki kırmızı zarf gözlerime çarptı.
Zarfı alıp açtığımda yine kırmızı bir kart ile karşılaştım. Kartı tamamen zarftan çıkarıp okuduğumda yüzümde kocaman bir gülümseme oldu.

Gül yüzlüm,
Beni henüz affetmediğini biliyorum. Ama kendimi affettirmek için bugün bir kaç saat sonra hazırlanıp kapıya çık. Şoför seni benim yanıma getirecek. Seni seviyorum                                             ~Ateş

SaplantıWhere stories live. Discover now