2. Bölüm

1.2K 61 1
                                    


'Yaz tatili boyunca yeni aileme alışmıştım. Yeni babam yani meşhur Selçuk Bey işi yüzünden çok yoğundu. Bazı geceler dışında eve geç geliyordu ve pazar günleri bile evde olmasına rağmen sürekli iş görüşmeleri yapıyordu. Yeni annem Seda Hanım ünlü bir modacıydı. Ama kendi işi olduğu için istediği zaman çıkabiliyordu. Genelde beni yalnız bırakmamak için eve erken geliyordu.
Onun dışında evde tek başımaydım. Evden de pek çıkmadığım için arkadaşım da yoktu. Evde çalışanlarla konuşuyordum. Bol bol resim yapıyordum. Seda Hanım bodrumda bir odayı bana resim odası yapmıştı. Güzel resim çizerdim.

Birkaç hafta sonra okullar açılıyordu tercih yapmıştım ama yeni ailem beni özel okula göndermeyi planlıyordu. Hayır diyemeyecek kadar çok istiyordum özel okulda okumak.
Okul için alışverişe çıkmam gerekiyordu fakat tek başıma bunu yapmak istemediğim için sürekli öteliyordum. Yeni annemle belki yine küçük bir alışverişe çıkabiliriz diye düşündüğüm için dışarıya tek başıma tek bir adım dahi atmamıştım. Ki düşündüğüm gibi de oldu. Bir sabah kahvaltıdan sonra tekrar resim çizmeye indiğimde kapı tıklatılmış ve Seda hanım göstermişti kendini. "Hadi kalk." Dedi. "Bütün bir yazı evde geçirdin. Hiç sıkılmıyor musun sen? Ama bak sömestr tatilinde seni böyle kendi haline bırakmayacağım. Çabuk hazırlan arabada seni bekliyorum." diye ekledi ve yukarıya çıktı. Elimdeki boyaları güzelce kutularına geri koyup odama çıktım. Elimi yüzümü temizledikten sonra yeni alınan ve daha hiç giymeye fırsatımın olmadığı çiçekli bir elbiseyi üstüme geçirip bahçeye indim. Ağustosun son haftalarıydı bu yüzden hava sıcacıktı. Tepede güneş parıldıyordu. Sıcak havalar her zaman benim gözbebeğim olmuştu.

Daha fazla oyalanmayarak arabaya bindim.
"Evet bakalım şimdi sana okul alışverişi yapmamız lazım ne dersin daha sonra da beraber sinemaya gireriz?" Diye hevesle suratımı baktı yeni annem. Olur anlamında kafamı salladım ve yola koyulduk. Yol boyunca hiç susmayan Seda Hanımın sorularına mağruz kaldım.
"Biraz daha birbirimizi tanımalıyız bence. Mesela en sevdiğin renk ne? Ya da en sevdiğin yemek? Gerçi en sevdiğin yemeği biliyorum mutfaktakiler söylemişti. Garip bir şekilde en çok pırasayı seviyorsun değil mi? Çocuklar genelde pırasayı sevmez ama sen gerçekten ilginç bi kızsın. Mesela başka...ben çiçeklerden papatyayı çok severim ya sen?"
"Evet pırasayı sevdiğim doğrudur." Dedim ve gülmeye başladık. "En sevdiğim renkse kesinlikle beyaz. Beyaz ve pembe. Bu büyük ihtimalle hayatı toz pembe görmek istediğimden kaynaklanıyo olabilir. Ha birde ben gül severim. Aseletin bir simgesidir gül benim. Özellikle de beyazsa daha bi harikadır." Diyerek sözlerime devam ettim. O sırada avm ye gelmiştik bile.

Alışveriş lisetesi oldukça kalabalık görünüyordu.
Kalem, silgi, defter, kalemlik, çanta, yeni bir telefon, tablet ve birde dizüstü bilgisayar... Ve bunların yanında okul kıyafetleri, yeni ayakkabılar ve resimlerim için boya kalemleri de vardı.

Uzun bir alışverişin ardından çok yorulduğumuz için yemek yemeye karar verdik. Bir pizzacıya geçtik.
"Gerçekten çok teşekkür ederim Seda abla. Bütün bunlar benim 3 ay önce hayalimde bile göremeyeceğim güzellikte. Size ve eşinize minnettarım." 

"Canım ne yaptık şunun şurası ihtiyaçalrını tamamladık sadece. 15 senenin ardından sana güzel bir yuva verebiliyorsak ne mutlu bize. Hadi pizzanı bitir de sinemaya girelim." Diye karşılık verdi gülümseyerek.

Herşey hayallerimdeki gibiydi. 

Eve geldikten sonra okul kıyafetlerimi yatağımın üstüne serdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...
Eve geldikten sonra okul kıyafetlerimi yatağımın üstüne serdim. Bej rengi bir şort etek ve beyaz bir tişörtü vardı. Herhalde özel okul olduğundan hırkayı farklı giymek serbestti ve bunun için onlarca güzel hırka almıştık. Okul kıyafetlerimi dolabıma yerleştirdikten sonra yeni aldığımız boya kalemlerini dizdim masamın üzerine. O kadar güzellerdi ki kullanmaya nasıl kıyabileceğimi bilmiyordum.

Akşam yemeğinden sonra resim yapabileceğim boş vaktim kalmıştı. Resim benim için her zaman bir tutku olmuştu. Okuma yazmayı öğrenmeden önce dertlerimi ve duygularımı hep resimle ifade etmiştim. Yurtta fazla imkanımız olmadığı için boş bulduğum her sayfaya minik figürler çizerdim fakat şuan hayal gücümü sonuna kadar kullanabilmem için bir resim atölyem bile vardı.
Daha fazla sabredemeyerek hemen boyalarımı kaptığım gibi atölyeye indim. Resim yapmak için sabırsızlanıyordum. Kalemlerimi teker teker yerleştirdim ve çizgiler benden izinsiz bir şekilde kağıda dökülmeye başladı.

   Merhabalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  
Merhabalar. Evet bundan sonra düzenlediğim her bölüme bölümle ilgili daha çok görsel koymayı düşünüyorum. Yukarıdaki resmi Duygu'nun çizdiği resim olarak düşünebilirsiniz. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
:)

Lise Aşkı (Düzenlemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin