O N B İ R İ N C İ B Ö L Ü M

Start from the beginning
                                    

Hiç sesimi çıkarmadım varsın beni uyuyor zannetsindi.

*

Araba dağ evinin önünde durunca sanki yeni uyanmış gibi gözlerimi açtım. Ateş arabadan inince bende kapıyı açıp indim. Kara basmadan sonra çıkan sen huzur vericiydi. Kar ne zamandır yapmadığı için yerde de fazla kalmamıştı.

Ateş arabayı dolaşıp yanıma gelirken bende yere eğilip karla oynamaya başladım. Karda gördüğümde sebepsizce kendimi kaybedip çocuk gibi oluyordum.

Ben karla oynarken Ateş arkama ilerledi. Bir anda beni kollarımdan tuttup kaldırmasıyla ona çemkirmeye başladım

"Ya Ateş bıraksana beni." Ateş'in ağzında cık cık seslerini duyunca dudaklarımı büzdüm.

"Ama neden?"

"Tekrar hasta olmanı istemiyorum güzelim. Başka zaman çıkarız dışarıya" Dedi üzgün üzgün eve doğru yürümeye başlarken kapının oradaki canavarı görmemle ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı.

Hemen Ateş'e doğru koşup arkasına saklandım.

"Ateş bu köpek yine gelmiş. Kov gitsin şunu." Ateş beni tutup kolunun altına aldı.

"Güzelim o benim köpeğim nasıl kovayım." Dudaklarımı tekrar büzdüm.

"Ya bana ne kov gitsin. Benim köpeklerden ne kadar korktuğumu bilmiyormusun" Ateş'in gülme sesini işitimce bakışlarımı köpekten çekip ona döndüm. Şunda o benden biraz uzun olduğu için ona Altan bakıyordum. Otuz iki diş şuan ki halime gülüyordu.

Ama çok güzel gülüyordu bee.

"Sarıl bana güzelim. O zaman köpeğim sana birşey yapmaz. Bende hemen seni içeri götürürüm." sanki transa geçmiş gibi Kolarımı Ateş'e sardım. Ateş anahtarı çıkarıp kapıyı açınca Kolarımı Ateş' ten çekip hemen içeri girdim. Ayakkabımı ve montumu çıkardıktan sonra kendi odama doğru ilerledim.

Ateş'te peşimden geliyordu.

"Akşam hazır ol. Sana birşey göstericem." dedi. Meraklı bakışlarım onu bulurken konuştum.

"Ne gibi bir şey."

"Akşam görürsün." diyip odasına girdi. Bende merak duygum kabarmış bir şekilde odama ilerledim.

*

Güzel bir duşun ardından üzerime siyah bir kot ve siyah bir swett giymiştim. Saçlarımı kurulayıp balık sırtı örmüştüm.

Şuansa mutfakta makarna yapıyordum. Saat 21. 43 sularıydı. Ateş dışarıda hararetli bir şekilde biriyle konuşuyordu. Ne işler çevirdiğini bilmiyordum. Ama acayip merak ediyordum.

Ben makarnayı tabaklara koyarken Ateş içeriye girdi. Masaya oturup çatalı eline alıp makarnayı hızlı hızlı yemeye başladı. Bende masaya oturup makarnayı yemeye başladım.

*

Yemeğimizi yemiş Ateş'le beraber sofrayı toplamıştık. Ben mutfağı son kez toplarken Ateş salonda oturuyor bir televizyon kanalında olan maçı izliyordu.

Mutfaktaki işimi halledip Ateş'in yanına ilerledim.

"Ee hani bana bir şey göstericektin." Ateş televizyonu kapatıp bana döndü.

"Çok merak ediyorsun değil mi?" Evet anlamında kafamı salladım. Ateş kapıya doğru ilerleyince peşine takıldım. Üzerime kabanımı ve ayakkabımı giydim. Kafama da beremi takınca hazırdım. Ateş'te üstünü giymiş elinde bir battaniyeyle kapının girişinde beni bekliyordu. Battaniyeyi görünce iyice merak etmiştim.

Dışarı çıkıp evin arkasına doğru ilerledik. Ateş bir merdivenin yanında durunca bende durdum. Ateş merdivenden çıkıp çatının orada yeni fark ettiğim kapıyı açtı. Çatı katı gibi bir yerdi. Ama dışarıdan giriliyordu. Bende Ateş'in peşinden merdivenleri çıktım.

Çatının içi boştu sadece eski bir koltuk, iki tane sandalye ve bir teleskop vardı.

Gözlerim mutlulukla açıldı. Teleskopun yanına gidip inceledim.

"Ateş bu çok güzel."

"Beğeneceğini biliyordum." Çok beğenmiştim. Gökyüzünü çok seviyordum. Yıldızları incelemek benim için huzur vericiydi. Ama daha önce bir teleskopla bunu yapmamıştım. Sandalyeye oturup önce çıplak gözle inceledim gökyüzünü.
Ayın ilk hali gözlerimin önündeydi. Ben öyle dolunay sevmezdim herkesin aksine. Ben ayın ilk halini severdim. O hali bana muhteşem gelirdi.

Yanımdaki sandalyeye oturan Ateş'e baktım.

Ay ışığı tenine vuruyor onun güzel yüzünü daha mükemmel kılıyordu.

"Ayın ilk halini sevdiğimi neden biliyorsun."

"Ben senin neyi sevip sevmediğini, neyin seni üzdüğüne dair senin hakında herşeyi biliyorum güzel gözlüm. Seni o kadar çok seviyorum senin hakında ki bildiğim şeyler benim mutluluk sebebim. Çünkü benim mutluluğum sadece sensin gül yüzlü"

Ay ışığı altında kurduğu kelimeler aklımı başımdan alırken ilk kez kullandığı kelime kalbimi hoş etti.

Gül yüzlü...

Kafamı önüme eğip ellerime baktım. Neden böyle oluyordu. Neden beni kaçırmıştı ki. Neden bir yanım ona kapılmak isterken beni kaçırdığı aklıma geliyor ondan soğuyordum.
Karmaşanın içinde kalmıştım.

Kafamı ellerimden kaldırıp ona baktım. Bana siyahları derin bir şekilde bakıyordu.

"Ateş beni ne zamandır seviyorsun." Gözlerini gözlerimden ayırmadan fısıldadı.

"Üç.." derin bir nefes alarak cümlesini tamamladı. "Seni üç yıldır seviyorum Miray. Tam tamına senden bir karşılık beklemeden üç yıldır..."

«BÖLÜM SONU»

Herkese Merhaba.

On birinci bölümün de sonuna geldik.

Miray'ın kafası çok karışık anlaşılan. Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?

Diğer bölümde görüşmek üzere.

Sevgilerimle, Asya

Not/ Yeni kapağımızı nasıl buldunuz. Ben yaptım da 😆 Yorumlarınız bekliyorum!

 Ben yaptım da 😆 Yorumlarınız bekliyorum!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


İnstagram|Yldz_asya

SaplantıWhere stories live. Discover now