Pretty Boy [Ziam] (Türkçe Çeviri)

8

Liam:

"Siktir Liam! Daha hızlı!" Zayn çığlık attı. Yüzü buruşmuştu, zevki ve aldığı hazzı sergiliyordu. Elleri sırtımı tırnaklarken topuklarıyla kalçamdan bastırıyor, beni daha derinine almaya çalışıyordu.

"Tanrım, çok güzelsin," diye fısıldadım dudaklarının üstüne, koyu ela gözlerine bakarken. Ellerini tuttum, parmaklarımızı birbirine geçirdim ve içine girerken onları başının yanına dayadım. Seslice inledi ve beni öpmek için eğildi.

Biz orgazmlarınızın yakınındayken aşk ve mutluluk bedenime tırmandı. Zayn o anda tek düşünebildiğimdi. Dünyanın geri kalanı yoktu. "S.iktir, seni seviyorum Liam," İkimizin arasına boşalırken nefes nefeseydi. Sırtı yay gibi gerilirken ağzı o şeklini aldı. Bana bakışı ve beni sarışı kendimi bırakmam için yeterliydi.

-

Nefes nefese uyandım, yatağımda doğrularak oturdum. Kalbim göğsümde çarpıyordu ve bedenim yanıyordu. Yavaşça örtüyü kaldırdım ve şortumu batırdığımı gördüm. Nefesimi verdim. Bu Zayn'i öptükten sonraki onunla ilgili gördüğüm ikinci ıslak rüyaydı. Bana ne olduğunu hakkında emin değildim, ama şüphesiz hep olduğundan daha aklı karışık durumdayım.

Öpüşmemizden sonra ne olduğunu bilmiyorum. Tek bildiğim yatağımda uyandığımdı. Odamın zemininde uyuyakaldığına bakılırsa beni getiren Niall'dı.

Zayn'le ondan sonra hiç konuşmadık, iki gündür ve yarın okula gidince ne olacağını bilmiyordum.

Ama öpücükten bu yana, onu düşünürken kendimi ve ne olduğumu bulmuştum. Bu sefer, düşünceler değişmişti. Daha romantiklerdi ve "sadece arkadaşlar" şeklinde değildi. Demek istediğim, çocukla ilgili ıslak rüyalar görüyordum!

Kirli çarşafıma ve şortuma bakarak iç çektim. Yardıma ihtiyacım var.

-

Çarşafımı çıkartarak çamaşır odasına attıktan sonra, bir duş aldım ve temiz yatağıma uzanarak Niall'ın gelmesini bekledim. Onu ödev yapmak için çağırdığımda aslında, tavsiyesine ihtiyacım vardı. Yine de söyleyecekleriyle ilgili gergindim, beni yargılamayacağını biliyordum. Ama yine de umutsuzdum.

Daha önceden hiç cinselliğimi sorgulamamıştım, sonra bir çocuk çıktı ve aniden ne olduğunu anlamadım? Sophia'yı seviyorum ama, Zayn... o başka bir şey. Yeni bir şey ve ben ne düşüneceğimi bilmiyorum.

Sürekli pencereden dışarı bakıyordum, evin karşınına aslında. Zayn dışarıdaydı, pembe tatlı bir kazak ve siyah şort giymişti. Annesinin çiçeklerini suluyordu, Kasımın ortalarında olmayı ve çiçeklerin yakında ölecek olmalarını umursuyor gibi görünmüyordu. Ben de umursamadım. Bu bana onu izleme şansı veriyordu.

"Buradayım!" Niall kapımdan fırladı. Hızlıca pencereden arkamı döndüm ve yatağıma oturdum, gergince boynumu kaşıyarak.

"H-hey," diye kekeledim ve çantamı almak için yürüdüm. Niall kıkırdadı.

"Ne sorunun var senin?" diye sordu ve yatağımın yanında durarak pencereye göz attı. Nefesinin altından bir ıslık çaldı. "Lanet, şu kalçaya bak," güldü ve çenemi sıktım çünkü kimin hakkında konuştuğunu biliyordum. Kafasına bir kitap fırlattım, dikkatini Zayn'den çekti. "Hey!" diye bağırdı kafasının altını tutarken. Güldüm.

"Ödev yapmak için buradayız. Komşumu dikizlemeyi bırak." Sadece ben bunu yapabilirim. "Ayrıca, senin zaten bir erkek arkadaşın var," diye sataştım ona Luke'u kastederek.
Niall kızardı ve ders kitaplarından birini çıkarmaya başladı.