-1-

26.6K 971 79
                                    

Arabadan indiğimde bu eve en son ne zaman geldiği hatırlamaya çalıştım. 4 yıl önce gelmiştim. Yine babam beni bu eve zorla getirmişti. Korumalarla birlikte eve doğru yürürken güçlü durmaya çalışıyordum. Babamla uzun zamandan sonra tekrar karşılaşıyordum ve güçlü durmam gerekiyordu.

Kapıda görevliler beni karşılarken az sonra olacakları tahmin etmeye çalışıyordum. Babam lafından dönmezdi. Ben de sırf o istedi diye istemediğim bir adamla evlenemezdim. Bütün hayatımı mutsuz geçirmiştim. Acı geçmişimin tek sorumlusu babamdı. Geleceğimi de mahvetmesine izin veremezdim.

Boynumdaki kolyeyi sıkıca tuttum. Annemin kolyesi bana güç veriyordu. Onunla ilgili hala tek bir şey bilmiyordum. Yüzünü bile görmediğim bir insanı özlüyordum. Kalbimin taşlaşmaması için buna ihtiyacım vardı. Eğer annemi de unutursam bu hayatta kimseye merhamet edemezdim. Babam gibi taş kalpli bir insan olurdum.

Salona girdiğimde babam ayaktaydı. Bana doğru gelirken geçmişim gözümün önündeydi. Onu gördüğüm her an acılarım aklıma geliyordu. Yıllarca ondan nefret etmemeye çalışmıştım ama başaramadım. Bu hayatta en çok nefret ettiğim insan beni karanlığa hapseden babam olmuştu.

"Evlenene burada yaşayacaksın." Dediğinde alayla ona bakmıştım. Onun istediği şeyi yapacağıma inanıyordu.

"Evlenmeyeceğim. Beni öldürsen bile senin istediğin adamla evlenmeyeceğim." Babamın sinirlendiği her halinden belli oluyordu. Onun yanından geçip koltuğa oturduğumda babam bana doğru dönmüştü.

"Sana fikrini sormuyorum." Ellerimi yumruk yapıp derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladım.

"7 yaşımdayken söylediğin sözü hatırlıyor musun? Benim Havin diye bir kızım yok demiştin. Ne değişti? O günden sonra benim hayatım hakkımda karar verme hakkını senin elinden aldım. Kiminle,ne zaman istersem o zaman evlenirim." Babam önündeki sandalyeye sertçe vurduğunda sinirlendiği belli oluyordu.

"Senin yüzünden ben bu hayatta en değer verdiğim insanı kaybettim. Bu yüzden senin hayatın hakkında istediğim kararı veririm. Ayrıca o günde söylediğim gibi benim senin gibi bir kızım yok!" Babamın söylediği her kelime daha çok hırslanmama neden oluyordu. Artık canım acımıyordu. Babam sayesinde acı eşiğim yükseltmişti.

"Keşke o gün ölen annem değil ben olsaydım. Annem öldüğü için sen her gün beni onun yerine bin kere daha öldürdün. Bir kez olsun acımadın! Yaşattığın acıları görmedin! Şimdi sırf sen istiyorsun diye bütün geleceğimi mahveder miyim sanıyorusun? Senin istediğin biriyle evleneceğime bin kere ölmeyi tercih ederim." Babam derin derin nefes alırken kendini kontrol etmekte zorlanıyordu.

"Mehmet Günçer'le evleneceksin. O güne kadar da bu evde yaşayacaksın!" Dediğinde öfkeyle ayağa kalktım. İkimizinde birbirine karşı töleransı yoktu. Bu yüzden çok çabuk sinirleniyorduk.

"Asla! Seninle yaşamak ölümden bile beter. Son kez söylüyorum Mehmet'le evlenmeyeceğim." Dedikten sonra çıkışa yönelmiştim. Gerekirse kendi ayaklarımın üzerinde dururdum ama babamın istediklerini yapmazdım.

"Sıraç,Havin'e odasına kadar eşlik et!" Dediğinde Sıraç'a öfkeyle baktım. Geçmişimde onunla ilgili de acılarım vardı.

Babam beni hafife alıyordu. Son kozumu oynamamıştım.

"Seçimlere bu kadar az zaman kalmışken bana yaptıkların duyulursa neler olur? Daha 5 yaşında bir çocuğun dünyasını başına yıktığın öğrenilirse insanlar tepkisiz kalır mı sanıyorsun? 23 yaşıma geldim artık beni rahat bırak! Korumalarını istemiyorum. Seni istemiyorum. Senden tek kuruş para da istemiyorum! Sırf insanların gözünde kötü bir baba olmamak için holdingde bana verdiğin hisseleri de Serdar'a devredeceğim. Yeter ki beni azad et!" Babam söylediklerimden sonra bir süre ne yapacağını şaşırmıştı. Bu da birşeydi.

HAVİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin