fourth month of pregnancy

En başından başla
                                    

Durdum. "Neee? Ben mi?" Gözlerimi abartıyla devirdim. "Mali'yle karıştırmışsınızdır."

O bendim.

Luke ellerini iki yanına kaldırdı. "Pekala, sen öyle diyorsan."

Michael ellerini kalçalarımın hemen üstünde birleştirip bedenimi havuzun içine soktu. Karnımı, hissettiğim soğukluk yüzünden içime çekerken kollarımı beyaz omuzlarının üstüne bıraktım. "Biliyor musun, karnın belli olmaya başlamış."

Gözlerimin parladığına yemin edebilirdim. "Gerçekten mi?"

Onaylayan mırıldanmalar çıkarıp başını salladığında soğuk suyun içinden karnımı kavrayıp oraya baktım. İliklerime kadar üşüdüğümü hissediyordum fakat Michael ile bedenlerimizin birbirine temas ettiği kısımlar arttıkça geçiyordu. Tamam, hamileydim fakat bu yine de Michael'a karşı duyduğum, sonu gelmeyen arzunun yok olmasını engellemiyordu.

Ellerimi karnından çekip az önce yaptığım gibi omuzlarına doladıktan sonra sadece ikimizin duyabileceği yükseklikte konuştum. "Seni özledim."

Yeşil gözleri dikkatle yüzümde dolanırken yutkunduğunu gördüm. Belimdeki ellerini sıkılaştırdı. "Bende seni." Başını omzum ve boynum arasındaki girintiye yasladığı sırada yumuşakça öptü. "Bedeninin benimkinin altında nasıl da güzel durduğunu görmeyi, mırıldanmalarını, seni dolduruşumu, beni muhteşem bir şeymişim öpüşünü... Her şeyini özledim Sapphire."

Parmaklarımı narince sırtında gezdirdim. "Zaten öylesin Michael."

"Dikkat ettiğin şey o mu Tanrı aşkına?"

Gülerek şakağına öpücük kondurduğumda burnunu, daha havuza sokmadığım için hala kuru ve şampuan kokan saçlarıma daldırıp derin nefesler aldı. Daha sonra yanağıma sürttü. "Kokun bana huzur veriyor."

Michael neredeyse iki ayda bir, rastgele bir tarihte böyle duygusallaşırdı. Aramızdaki ilişki her ne kadar şakalaşma ve eğlenceyle dolu olsa da her erkeğin sevdiği kadını böyle sözcüklerle mutlu etmesi gerektiğini söylemişti. Sözcükler ile arası pek iyi değildi, bu yüzden süslü şeyler söylemek için vakit isterdi. Kendini cesaretlendirir ve en sonunda bana içindekileri dökerdi. Hamile olduğumdan beri ise bu döngü sıklaşmıştı. Bunlara alışık değildim ve... garip hissetmemi sağlıyordu.

Tabii ben duygusuz bir sürtük olduğum için Michael asla böyle sözlere maruz kalmamıştı.

"Böyle şeyler söyleme." dedim ensesindeki minik saçlarla oynarken. Uzun zamandır boyatmadığı için tekrardan sarıya dönmüştü.

"Niye ki?"

Omuz silktim. "Ben sana güzel şeyler söyleyemiyorum. Bu kötü hissettiriyor."

Geri çekildi ve bilmiş bir ifadeyle bana baktı. "Söyle o zaman. Senden güzel söz beklerken çürüdüm Clementine." Dedikleri yüzünden küçük bir kahkaha dudaklarımdan kaçtığında Michael da benimle beraber güldü. "Aslında çok ciddiyim."

Omzuna iki kere vurdum. "Daha çok bekleyeceksin." Gözlerini devirip geri çekilmeye çalıştığında gerçekten alındığını sandım. Panikle kollarımı sıkılaştırdım. "Tamam tamam! Söyleyeceğim, sadece ilham gelmesi gerek."

9 months of pregnancy :: mcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin