eins

22 3 5
                                    


Genç adam sokakta geziniyordu, henüz gündüz vaktiydi ve kar yağmaktaydı. Evine yaklaşırken derin düşüncelere dalmıştı. Kapının önüne gelmesiyle düşüncelerinden kopması bir olmuştu. Kapıyı açtı ve içeri girdiğinde dikkatini yerde duran bir zarf çekmişti. Hemen paltosunu ve beresini çıkarttı, zarfı yerden aldı ve salona geçti. Zarfa baktığında kimden geldiği veya nereden geldiği yazmamaktaydı. Genç adam meraklanmıştı ve bir an önce zarfı açmak istiyordu. Çok vakit kaybetmeden zarfı açtı. İçinde uzun, okunaklı ve güzel bir el yazısıyla yazılmış sayfalarca kağıt bulunuyordu. Şaşırmıştı. Çünkü uzun zamandır bir kaç arkadaşı dışında kimseyle konuşmuyordu. Hızlı adımlarla mutfağa gitti, bir bardağa kırmızı şarap doldurdu ve salona -oturduğu masasına- geri döndü. 17 kağıttan ilkini açtı.

" Ben gidiyorum sevgilim, uzağa. Çok uzağa, seni bir daha göremeyeceğim ve bir daha bulamayacağım kadar uzağa... Belki bir gün yeniden karşılaşırız, belki her şey unutulur. Kim bilir... Varlığımdan bile haberi olmayan birini,seni. Aklının alamayacağı kadar çok sevdim. Ama sen beni hiçbir zaman görmedin sevgilim. Eğer bu satırlarımı okuyorsan bil ki ben kimseyim. Sende bir yerim olmadığı için bu seni üzmeyecek, bunu bildiğim için sana yazıyorum. Senden bir isteğim olacak. Yalnızca tek bir şey. Anlatacağım her şeye inanman. Lütfen, sadece inan bana.

O zamanlar 14 yaşındaydım. Babamın işi dolayısıyla taşınmak zorunda kalmıştık. Bir sonbahar akşamıydı. Gece yolculuğu yapacaktık, arabaya bindik gitmek üzere. Arkadaşlarımdan ilk defa ayrılmıştım. Annem ve babam özünde iyilerdi, beni severlerdi fakat asla benimle ilgilenmezlerdi. Ne nasıl olduğumu sorarlardı ne de başım derde girdiğinde merak ederlerdi. Ben de zaten diğer çocuklar gibi şımartılmamıştım. En küçük bir şeyden mutlu olan ve değerini bilen biriydim. Uzunca bir araba yolculuğu sonunda yeni evimize varmıştık. Sabahın erken saatleriydi. Ne çok kötü ne de çok iyi bir mahalleye benziyordu. Annem ve babam eşyaları taşırken bana buralarda durmamı ve çok uzaklaşmamamı tembihlemişti. Apartmanın önündeki merdivene oturdum. Kendimi oldukça yalnız hissediyordum. Etrafımı izlemeye başlamıştım. Bir arkadaş grubu görmüştüm ve benim yaşlarımda gibiydiler. Tanışmak için yanlarına gittim. Bana çok samimi ve iyi davrandılar, herkes kendini tanıttı. Hobilerimizden konuşurken bir sesle sohbetümiz bölündü. 'Geç kaldım biraz özür dilerim.' Duyduğum sesle arkamı döndüm ve gözlerimiz buluştu. 'Yeni taşınan aile sizdiniz değil mi, hoşgeldin, ben Martin.' Bana ilk o zaman gülümsemiştin. Hepberaber biraz sohbet ettikten sonra eve gitmem gerekti. Evdeki işlere yardımcı olduktan sonra fazlasıyla yorgun olduğumu farkettim ve uyumak istedim. Ertesi gün tekrar görüştük ve zaman geçirdik, sonraki gün de ve diğer gün de derken... Zaman çabukça geçivermişti. Artık o grupla eskisi kadar yakın değildik ve tek arkadaşım sendin. O gün eve yürüyordum. Akşamüzeriydi ve seni karşı kaldırımda gördüm. Yanına geldim hemen, oturdum. Ağlayacak gibi duruyordun. Nolduğunu sordum sana. Bir şey demeden sarıldın bana. Ağladığını titreyen omuzlarından hissedebiliyorum. Ben de sana sarıldım ve bir süre öyle kaldık. Sonra bana babanla tartıştığını ve gerçekten artık onu görmek istemediğini söyledin. Seni ilk defa böyle görmüştüm. Bizde kalmanı istediğimi söyledim. Bana emin olmayan bir yüz ifadesiyle bakıyordun. 'Gel benimle.'

O gün seni elinden tuttuğum gibi bizim eve sürüklemiştim. Babam evde yoktu. Annem sanırsam uyuyordu. Odama gelince elini bıraktım. Ağlamaktan kırmızıya dönmüş gözlerine baktığımda bu haline dayanamayacağımı anladım. 'Bak ben buradayım artık ağlama beni de üzüyorsun bak.' dediklerimden sonra yüzünde bir tebessüm belirmişti. Kollarını bana sardın. 'İyi ki varsın.' Bunu fısıldamıştın. 'Tamam yeter yat dinlen şimdi en küçük itirazını duyarsam...' Cümlemi tamamlamadan seni çekiştirip yatmanı sağlamıştım. Üstünü örttüm ve ışığı söndürdüm. Yorgun gözlerin ilk fırsatta kapanmıştı. Bunu görmemle gülümsedim ve resim defterimi aldım elime. Evet doğru bildin seni çizecektim. Tüm gece ayaktaydım. Güneş doğuyordu sonunda ve seni çizebilmiştim. Hemen defterimi sakladım ve ben de yanına kıvrıldım. Malesef ki o zamanlar beni çok incelerdin ve en küçük ayrıntıdan her şeyi anlayabilirdin. Uyumadığımı anlamaman için uyumuş numarası yapacaktım. Sana arkamı döndüm ve gözlerimi kapadım. Bir kaç dakika geçmişti henüz. Belimde hissettiğim elle irkildim. Diğer elin de elimi bulmuştu. O an daha önce hiç hissetmediğim bir şey hissettim. Birsürü şey. Korku, sevgi, güven... O an hiç bitmesin istedim, zaman dursun istedim sevgilim. Ama ne o an devam etti ne de zaman durdu. Lanet olsun ki uykuya dalmıştım. Uyandığımda sen yoktun.

O günden sonra konuşmamıştık, görüşmemiştik de. Her zaman aklımdaydın. Her gece seni düşünerek uykuma dalıyordum. Rüyalarımdaydın, gündüzleri de yalnızca hayal edebiliyordum seni. Yüzüme bile bakmıyordun. Yüzlerce kızla beraber olmuştun. Asla yalnız kalmıyordun. Her gece odamın camından eve gelmeni bekliyordum. Geldiğindeyse hayal kırıklığı yaşıyordum, yine başkası. Sadece bama öyle baktığını, güldüğünü, dokunduğunu sanıyordum. Fakat sen tüm kızlara karşı böyleydin. 2 yıl geçmişti... 16 yaşıma basmıştım. Senden kimseye bahsetmemiştim, hiçbir arkadaşıma. Bir gün binadan çıkmak üzere merdivenlere yönelmiştim. İnerken gülüşme seslerini işitmiştim. Bu ses bir kıza ve... Ve de... O kızla yanımdan geçmiştin. Bana bakmamıştın bile. Neden konuşmadığımıza anlam verememiştim ve bunu sonlandırmak için sana seslendim. Bana döndün. 'Konuşabilir miyiz?' Yanındaki kızın sinsi bakışları üstümde geziniyordu. O kıza hemen döneceğini söyleyip yanıma gelmiştin. Kulağıma yaklaşıp fısıldadın. 'Sevgilim başka bir kızla görüşmemi istemiyor kusura bakma.' Cevap verememiştim, donup kalmıştım karşında. Hafifçe gülümsedin ve gittin. Gözlerim dolmuştu. Benden nasıl bu kadar kolay vazgeçebilmiştin, ama ben seni affettim sevgilim.

Artık konuşmuyorduk bile, inanamıyordum. Canım yanmıştı ama ağlayamamıştım, ağlamamıştım. Bir sabah buradan taşınacağımızı öğrendim. Annem ve babamın arası bozuktu. İtiraz edemedim bile. Başka bir şehire gidiyorduk. Eşyaları toplamıştık. Umrunda bile değildim doğrusu, gitsem de kalsam da senin için bir şey değişmeyecekti. Evde olmadığından emin olduğumda son eşyamı da aldım ve arabaya bindik. Yeni evimiz eskisinden daha güzeldi diyebilirim. Daha büyük ve genişti. Her şey mükemmeldi. Fakat sen yoktun. Güvendiğim tek insandın. Boşluğa düşmüş gibiydim.

Kafamı dağıtmak için bayağı bir şey denedim. Kitap okudum, derslerime çalıştım, resim çizdim, kasetler dinledim. Hayatıma kimseyi sokmadım. Daha mutluyduk, eskisinden çok. Ailemin bana olan ilgisi artmıştı ve üçümüz de halimizden memnunduk. Yalnızca tek bir sorun vardı. İnsanlara güvenemiyordum, çok zordu bu benim için. Artık geçmişi aşmam gerekiyordu, biliyordum ama yapamazdım. Nolursa olsun seni geçmişe hapsedemezdim. Benim için ilk ve tektin. İçten içe özlüyordum seni. Varlığını hissetmek yetiyordu. Yıllar böylece geçti. 19. yaşıma girmiştim. Müzik öğretmenim sesimi keşfetmişti. Şarkı söylememi istiyordu çevremdeki herkes. Sesimin olağanüstü olduğundan bahsediyorlardı. Ben de güzel bir sesim olduğunu düşünüyordum. Bunu değerlendirmek istedim.

Akşam bir mekanda şarkı söyleyecektim. Defalarca çalışmama rağmen çok heyecanlıydım. Arkadaşlarım bana destek vermişti ve... Artık sahneye çıkmam gerekiyordu. Yavaşça sahnenin ortasına yürüdüm ve mikrofonu elime aldım. Gözlerimi kapadım ve seni düşündüm. Gözlerimi açtığımda şarkı bitmek üzereydi ve herkes çok etkilenmiş gibi gözüküyordu. Bir adamla gözgöze geldim. Yüzümdeki mutluluğun yerini bir şaşkınlık almıştı. O, sendin. Çok değişmiştin. Gülümseyerek bakıyordun bana. Sahneden indim ve arkadaşlarımın yanına gittim. Bir kaç saat gülüp eğlendikten sonra gözlerini üzerimde hissettim. Başımı kaldırdığımda karşı masada gülümseyerek bana baktığını gördüm. Beni tanımış mıydın yoksa... Bir şeyler içebileceğimizi işaret ettin ve ayağa kalktın. Ben de yanına geldim. Umut dolu bakışlarımı sama çevirmiştim. 'Merhaba adınızı bağışlar mısınız bana güzel bayan?'

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 28, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

 silence | garrexhaWhere stories live. Discover now