"Günaydın Beth."

"Günaydın Stretch." Gözlerini devirip ofladığında gülüp yanaklarını sıktım. İkimiz de gülüşürken birden başıma giren ağrıyla sesimi kestim. Dudaklarım arasından çıkan acı dolu sese engel olamamıştım. Stephen panikle beni tutarken iyiyim dercesine elimi salladım.

"Sanırım dünkü içkilerin etkisi. Önemli bir şey değil."

"Emin misin? İyi görünmüyorsun."

"Sevgiline çirkin mi diyorsun Stretch?"

Şakaya vurup durumu kurtarmaya çalışsam da ciddi yüz ifadesi değişmemişti. "Cidden, iyiyim. Geçti bak. Hadi sen aşağıya in, ben de üzerimi değiştirip geleyim."

Zar zor onu ikna edip yolladıktan sonra ellerimi şakaklarıma bastırdım. Resmen kafamın içinde bir şey uğulduyordu.

"Ruhun herkesi kurtaracak."

"Ne?"

Kafamın içinde duyduğum ses de neyin nesiydi? Yataktan kalkıp odada yürümeye başladım.

"Tekrar konuş! Ne demek istedin?"

Ama ses tekrar gelmemişti. Başımdaki ağrıda gitmişti. Sabah sabah ne olmuştu böyle bana? Tony'nin bana seslenmesiyle birlikte düşünmeyi bıraktım. Belki de gördüğüm bir rüyanın etkisiydi. Pijamalarımı çıkarıp düzgün bir şeyler giydikten sonra aşağıya indim.

"Kraliçem de gelmiş!"

"Günaydın Elizabeth."

"Günaydın Steve." Ona gülümsedikten sonra Stephen'ın yanına oturdum. "Herkes nerede?"

"Çalışmaya gittiler. Biz torpilli olanlarız, çalışmamıza gerek yok."

"Tony." Steve onu uyardığında gözlerini devirdi. "Gerek var ama bu kadar erken gitmemize gerek yok. Kahvaltıdan sonra gideriz."

Kafamı sallayıp kahvemden bir yudum aldım. O sesi sorgulamalı mıydım? Yoksa akışına bırakmak daha iyi mi olurdu?

"Sevgilin kıçımı kırdı, biliyor musun?" Wade yan taraftan kafasını uzattığında kıkırdadım. "Hak etmiştin."

"Ne olursa olsun bu kalçalara zarar vermek insanlık suçudur!"

"Kapa çeneni de omletini zıkkımlan."

"Kaba olma Tony."

Hepimiz sakince yemeğimizi yerken merdivenlerin başında Peter göründü. "Şey, Bay Stark bugün önemli bir sınavım var da ben okula gidiyorum."

"Kahvaltını yapsaydın?"

"Okulda yerim."

"İyi." Tony omzu silkip kahvaltısına devam etmişti. "Ama minik örümceğiiim, yemezsen büyüyemezsin büyüyemezsen bana hep Wade amca demek zorunda kalırsın ve bu hiç hoş olmaz. Tabi daddy fantezin yoksa." Gözlerim irileşirken ensesine bir şaplak attım. "Ne diyorsun çocuğa?"

"Şaka yapıyordum ya ne kızıyorsunuz!"

"Stephen, şunu uzaya göndersene. Thanos ile direkt tanışıp bilgi toplasın."

"Hiç gerek yok bence çünkü sesimi kesiyorum." Eliyle ağzına fermuar çeker gibi yaptığında ters bir bakış attım. Sonra da hepimiz sessizce kahvaltıya devam ettik.

****

Kahvaltıdan sonra hepimiz dağılmıştık. Bugün serbest günümüzdü. İsteyen istediğini yapabilecekti. Tony ve Steve alışverişe gitmişti. Wade canının sıkıldığını söyleyip kendini camdan atmıştı ve şu an büyük ihtimal hastanedeki hemşireleri rahatsız ediyordu. Diğerleri de işlerini halletmek için dışarıya çıkmıştı. Evde de sadece ben ve Stephen vardık. O kolyesine koruma tarzı bir şeyler yapmakla uğraşırken ben de salonda oturmuş televizyona bakıyordum.

"Sıkılmış görünüyorsun." Yanıma oturduğunda başımı omzuna yasladım ve iç çektim.

"Biraz. Zamanımız daraldı gibi hissediyorum ve bu beni korkutuyor."

Elleri saçlarımda gezinmeye başladığında çoktan mayışmaya başladığımı hissettim.

"Bu dar zamanda seni bulduğum için şanslıyım."

"Romantik bir Stretch? Alışkın değilim."

Kıkırtısı kulağıma ulaştığında tebessüm etmiştim. "Biraz alışabilirsin, biraz."

"Denerim. Alışmam için bir şeyler söyle bakayım."

"Tabi. Şununla başlasam nasıl olur? Seni seviyorum."

Kafamı kaldırıp ona baktığımda eşsiz gülümsemelerinden biri yüzündeydi.

"Harika olur. Ve şu nasıl? Ben de seni seviyorum."

"Harika." İkimizde otomatik olarak birbirimize yaklaşırken kopan gürültüyle çığlık attım. Tavan çökmüştü ve salonun ortasına bir şey düşmüştü. Bir şey değil, birisi. Stephen ile birlikte ayağa kalkıp göçüğün içine baktık ve efsanevi Hulk'u gördük. Sinirli görünmüyordu aksine ondan hiç beklenmeyecek bir şekilde korkmuş görünüyordu.

"Ge-geliyor."

Söylediği şey içimdeki endişenin büyümesine neden olmuştu. Stephen ile birbirimize baktıktan sonra konuşan ben oldum.

"Tony'i ve diğerlerini çağırıyorum. Sen de... onu eski şirin bilim adamı Bruce yap."

Zamanı gelmişti. Uzun süredir beklenilen gerçekleşiyordu. Thanos yok etmek için geliyordu. 

Vertigo(Doctor Strange)Onde histórias criam vida. Descubra agora