İzmirde son gecemdi sabahında Diyarbakıra gitmek için otobüse binecektim.O gece belki de bilinçaltımın oyunuyla rüyamda Şahini gördüm aylar sonra.Gülümsüyordu bana,beni gördüğü için mutlu görünüyordu ve hala beni sevdiğini söylüyordu.Erkenden uyandım,duşumu aldım ve yıllar sonra ilk kez saçlarıma fön çektim.Üzerime beyaz bir elbise giydim,sanki hiç ayrılmamışız gibi sanki Şahin beni otogardan alacakmış gibi.Ayrıldıktan sonra Diyarbakıra onlarca kez gittim,Şahinin ailesinin ve Seldaların evinin önünde çok bekledim ama bu kez farklıydı.Bu kez oraya Gülşah öğretmen olarak gidiyordum,bu kez Diyarbakıra yerleşmeye gidiyordum.Bu kez Şahini bulmaya,onun olmaya gidiyordum.

Otogara benimle gelen teyzem çok endişeliydi,yaşadıklarımın en yakın tanığı oydu ve terapide bu kadar yol almışken herşeyin başa dönmesinden,benim yine karanlığıma gömülmemden çok korkuyordu.Bense bu sefer içimde güzel şeyler olacağını fısıldayan sese inanıyordum,gerçi hep de güzel şeyler olmadı.Yine zorlandığım,yine ağladığım günler oldu ama güzel günlerde oldu.

Sıkıca sarıldığım teyzemin endişeli gözlerine baktım ve

–Teyzem korkma bu sefer her şey bambaşka olacak

dedim söylediğime kendim de pek inanmıyor olsamda.

Uzun koridor boyunca yürüdüm,koltuk numaramı bulup yerleştim koltuğuma ve kulaklığımı takıp Ahmet Kayadan Diyarbakır türküsünü açtım.Bu türküyü ilk kez Diyarbakır'a giderken Şahinden dinlemiştim.O günü bilmem kaç bininci kez hatırladım yine,geçen onca zamanda en çok yaptığım şey geçmişi hatırlamak.O günleri en ince ayrıntısına kadar tekrar tekrar yaşamak.Bu kez geçmişe takılıp kalmaktansa,geleceğimi yapılandırmak istiyorum.Bu kez yıllar sonra kendimi güçlü hissediyorum.

Saatler süren upuzun bir yolculuktan sonra Diyarbakır'a giriş yaptık,hiç uyuyamamış olmama rağmen kendimi çok dinç,çok enerjik hissediyordum.Diyarbakır beni Şahinle geldiğim o ilk seferden sonra hep zayıf,hep yorgun,hep mutsuz görmüştü fakat bu gelişim diğerlerinden çok farklıydı.Bu sefer kendimi güçlü hissediyordum ve önümde uzanan yeni hayatımın ilk günü içim mutlulukla doluydu.

Artık her noktasını ezbere bildiğim Dişti de (Diyarbakır Şehirler arası otogar) bir çay ve gözleme ısmarladım kendime,tıpkı onu ilk gördüğüm gece de yaptığım gibi.Kenardaki masalardan birine iliştim sessizce,acı çayımı yudumlarken bir yandan da kiralayacağım evin sahibini aradım.Yeni hayatımın ve yaşayacaklarımın yegane mekanı olacak evimin sahibiyle yaptığımız kısacık telefon görüşmesinde İlhan amcayı konum göndermesi konusunda ikna edemedim,Biz hanımla gelir alırız seni otogardan diye tutturdu.Telefonu kapattıktan yarım saat sonra sevimli, çekik gözlü İlhan amca ve dünya tatlısı tombalak eşi ayşe teyze otogara beni almaya geldiler ve böylece ben Diyarbakıra adım atışımın ilk dakikalarında yeni ailemle tanışmış oldum.Beşi kız altı çocuğu olan bu iyi kalpli insanlar beni de altıncı kızları ve yedinci çocukları olarak benimsediler.Bu ailenin üzerimdeki emeği ve Şahini bulmam için harcadıkları eforu da anlatacağım size yeri geldikçe.Anlatacak çok şey var,hepsini anlatacağım sırasıyla.

Yeni evime içinde üç beş parça kıyafetimin olduğu bavulu koyduktan hemen sonra Ayşe teyzenin ısrarıyla yemeğe bir alt katımdaki evlerine gittim.Geleceğimi bildikleri için çeşit çeşit yemekler hazırlamışlar,bir kiracı değilde uzaktaki bir akrabalarıymışım gibi davranıyorlardı bana ve bu ilgi yıllardır insanlardan kaçan benim gibi bir kız için çok fazla gelsede içten içe hoşuma da gitmişti.

Yemekten sonra çay faslını kısa tutup hemen eve geçtim.Uyumak,dinlenmek yarına daha dinç başlamak istiyordum.Yarın ufaktan bir iki eşya alıp,evi kendime uygun bir yaşam alanına dönüştürecektim.

BİR KÜRT SEVDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin