[ii] secrets and lies

195 17 23
                                    

Evim mi, demek istiyorsun. Bu da ne demek?

Evet, son birkaç saat içinde uzun zamandır istemediğin kadar konuşmak istedin. Hatta artık, konuşmamanın bir ayrıcalık olduğunu düşünmüyorsun.

Çünkü o, konuşabileceğini bildiğin zaman güzeldi. Denediğinde başaramadığını fark ettiğinde, bundan korkmaya başladın. Unutmuş muydun yani konuşmayı, bir daha kendi sesini duyamayacak mıydın?

"Duyabileceksin." Arabanın arka koltuğundan gelen sesi duyduğunda korkuyla sıçrıyorsun.

"Wanda, ne yapıyorsun orada?"

Kahve saçlı kız, başını Tony ve senin koltuklarınız arasından sokup ikinize bakıyor. "Biraz kestiriyordum, arabayı aldığını ruhum duymadı."

Tony gözlerini deviriyor. "Bir daha bensiz Pietro'yu aramaya çıkmayacaksın Wanda, seni son kez uyarıyorum."

"Çok yaklaşmıştım." dediğinde kız, sen delirmek üzeresin.

Tamam, fantastik şeyleri seviyorsun. Ama bu kadar değil.

Neler oluyor böyle?

"Anlatayım," diyor adının Wanda olduğunu öğrendiğin kız. "Senin hayatını çaldık ve biz, aylardır seni arıyorduk. Tony, senden bir iz bulduğu için bugün araştırma gezisi düzenleyecekti ama bil bakalım ne olmuş? Seni alıp getirmiş bile! Ben zihin okuyabiliyorum ve evet, bir portaldan geçerek buraya geldiniz. Tony o kadar hızlı sürdü, çünkü seni öldürmeye çalışıyordu."

Son cümle üzerine, ve diğer tüm cümlelerin hatırına, dehşetle nefesini tutuyorsun. Gözlerin kocaman oluyor ve kapı kolunu kendine çekerek kapıyı açmaya çalışıyorsun. Arka arkaya on kez falan, olmamasına rağmen deniyor ve ağlamaya başlıyorsun. Bunlar, senin gibi biri için çok fazla. Artık uyanmalısın.

"Hayır!" diye bağırıyor Tony, bu daha çok kükremeye benziyor. Nedense sana değil Wanda'ya böyle bağırdığını anlıyorsun. Daha sonra senin omzuna dokunuyor. Öyle sertçe kendini çekiyorsun ki, eli havada kalıyor. "Öyle değil, tabii ki seni öldürmeye çalışmıyordum. Seni portaldan geçirebilmem için belirli bir hıza ulaşmam gerekiyordu. Lütfen sakin ol ve beni dinle."

Hayatımı çalmışsın, neyini dinleyeceğim, iye bağırmak istiyorsun.

Lanet olsun, bağır işte! Nerede bu sesin?

"Merak etme," diyor Wanda onunla konuşuyormuşsun gibi içindeki sese cevaben. "Her şeyi öğreneceksin."

O, bunu söylediğinde onun zihnine şu sözü yolluyorsun: Anlattığınız hiçbir şeye inanmıyorum ve buradan defolup gideceğim!

Wanda, kallavi bir kahkaha patlattığında moralin iyice bozuluyor.

"Nereye gideceksin? Olmayan hayatına mı? Orada hiçbir şeye gerçekten sahip değildin ve şimdi, senin olmayanları almaya mı döneceksin?"

Tony, "Yeter!" diye bağırdığında sıçrıyorsun. Gözyaşların şiddetleniyor. "Bu yaşananların hiçbiri onun suçu değil Wanda, kardeşinin acısını ondan çıkaramazsın. Alıştıra alıştıra söyleyecektik, psikolojisi bozuk birini iyileştirmem daha zor."

"Umrumda değil! Pietro ona aşık olmuş olmasaydı, bunlar başına gelmeyecekti."

"Pietro seni dinlemezdi Wanda, onun peşinden gitmese bizim peşimizden gelirdi. İnan bana."

Wanda'nın boğazından sinirli bir hırıltı geçtiğinde yorgunca Tony'ye dönüyorsun. Eve gitmek istiyorsun, burayı sevmedin.

Sen çaresizce ona bakarken Wanda mırıldanıyor. "Eve döndün, yarım akıllı."

Red Chamomile : Marvel AU & OkuyucuWhere stories live. Discover now