BÖLÜM 22 ∞♦ Zayıf Nokta ♦∞

Começar do início
                                    

Anlaşılan planımı sevmemişti. Zaten en son planımı anlattığımda cevap da vermemişti.

Gözlerini bana çevirip iki yana salladı. Onun diğer yanındaki kolonda Tyrone'u görmüştüm. Mavi gözleri direk bana bakıyordu.

"Cevabımı söylemeden önce size bir şey söylemek isterim." dedim sakin bir tonla. Katherine kaşlarını çatıp bana baktı.

"Büyücü dostlarımızı ilgilendiriyorsa neden olmasın." dedi.

Ona arkamı dönüp büyücülerle göz göze gelmeye çalıştım. Hepsinin gözleri bana dönük, arkalarındaki yeşil pelerinleriyle beni süzüyorlardı.

"Yeşil pelerinin anlamı nedir?" dedim sorarak.

İçlerinden biri, "Büyücülerin simgesi," demişti.

"Büyücülerin simgesini taşımak sizce bir onur değil mi?"

Başlarını salladıklarında, "Neden bu onuru bozmaya o kadar çok isteklisiniz? O pelerini taşımakla kendinizi onurlu sayamazsınız. Onur, büyülerinizdir, büyülerinizi nasıl kullandığınızdır. Onun altına sığınarak kendinizi büyük sanamazsınız. Kendi yolunuzu kendiniz belirlersiniz. Peleriniz değil! Yeşil değil! Başka büyücüler değil!" dedim bağırıp öne atılarak. "Siz ve büyüleriniz belirler! Ben iyi bir büyücüyüm. Ve bu iyiliğim; onurum, büyülerim ve ailem içindir. Siz kötü yola girerek onurunuzu tehlikeye atmış olabilirsiniz ama ben asla öyle bir şey yapmayacağım. Kötülerin yanında olmayacağım! Savaşacağım!" diye bağırdım.

Boğazımı temizleyip omuzumun arkasından lidere baktım. "Konuşmam bitmiştir."

"Tarafını belirlemişsin." dediğinde baş büyücüler onun yanında yer aldı. Katherine başını iki yana sallayarak konuşmamı beğenmemişti.

"İyilerin yanında olacağım. Gölgeler yaratarak itibarınızı böyle sağlayamazsınız. Bu yoldan gitmeyeceğim. Sizinle olmayacağım."

"Cezanı da çekeceksin, büyücü." dedi ve diğerlerine baktı. "Bizim tarafımızda olmayı isteyen onlarca büyücülerimiz var. Senin bunu istememe nedenini bilmediğimizi sanma."

"Onu bırakıp sizin tarafınıza mı geçseydim?" dedim ve alayla nefes bıraktım. "Çok görürsünüz!"

Ejderhayla bağımı biliyorlardı. Büyülerimi bu yüzden tuhaf bulmuş ve kesinlikle araştırma yapmışlardı. Bu konuşmayı sadece ben ve onlar anlıyordu. Katherine bile kaşları çatık büyücülerine bakıyordu.

"Başbüyücülerim," diyerek saygıyla eğildi. "Cezanız nedir?"

Büyücüler birbirine bakıp karar verme aşamasındalardı. Gözlerim Tyrone'a kaydığında Marcus'a sinirli baktığını görmüştüm.

Sadece bir gün...

Marcus nefesini verip başını eğdi. Tyrone'un ona ağır küfürler söylediğini işitiyor gibiydim. Güldüm. Beni bu kadar çok sevmeleri gururumu okşamıştı.

"Benden ya da ondan korkmuyor musunuz?" diye sordum.

"Şu ana kadar saldırmayan kadim varlığa neden korku besleyelim?"

"Kendiniz söylediniz. O bir kadim varlık! Büyücüler!" diye onlara seslendim. "Kadim varlığa karşı gelemesiniz! Ona karşı gelmeniz kuralları çiğnemenizdir. Siz de şuan bunu yapıyorsunuz."

"Kadim varlık mı?"

"Burada mı?"

"Kuralları çiğneyemeyiz!"

Ve bir sürü konuşmalar başlamıştı. Katherine kızgınlıkla arkamdaki askerlere beni gösterdi. "Tutun onu!"

Kollarımdan tutuklarında debelenip karşı koydum. Marcus'un gözleri özlemle Katherine'ye bakıyordu. Yutkundum.

Thita - Yakut HançerOnde histórias criam vida. Descubra agora