"özür dilerim, seni çok seviyorum. özür dilerim biriciğim." elleri taehyung'un yanaklarında yerini alırken, esmer olan dolu gözleri ile onu izliyor, söylemek istediklerini toparlamaya çalışıyordu. "jungkook, ben pişman oldun sandım."

"pişman oldun, vazgeçtin sandım." titreyen sesi, jungkook'un kulaklarına ulaştığında yanakları ıslanmaya başlamıştı. "sorumlulukların var, sorumluluklarım var ama kaçarak bir yere varamazsın, jungkook. konuşmamız gerek, konuşmadan hiçbir şeyi halledemeyiz. nefes alamadığını hissettiğinde benim yanımda olman gerek, arkadaşlarının değil." bakışları kucağındaki ellerine dönerken, jungkook eşinin ıslak kirpilerine öpücükler kondurmak istiyordu. "saatlerdir yoksun ve tek kelime dahi etmedin bana. nerede olduğunu bile bilmiyordum. ne kadar kötü hissettiğimi biliyor musun?"

"özür dilerim, çok özür dilerim. düşüncesiz herifin tekiyim, bilmiyor musun beni?" gülümsemeye çalışarak konuştuğunda taehyung'tan aldığı tebessüm ile içine serin sular serpilmişti. "sevgilim, özür dilerim. hiçbir telafisi yok yaptıklarımın biliyorum, ama affet beni." taehyung'un yüzünü kavrayan elleri beline indiğinde, eşine sarılmış ve bir karşılık beklemişti.

"jungkook," dedi taehyung, ve yenilmişliğini sergileyen gülümsemesi ile alnını jungkook'un omzuna yasladı. "bir daha beni böyle merakta bırakma, tamam mı? bencil de davranma, hala seni dövesim var."
kollarını jungkook'un boynuna sardığında eşinden kısık sesli bir kahkaha işitti. "beni istediğin kadar dövebilirsin. sinirlenince çok ateşli oluyorsun çünkü, güzelim." kollarını gevşeterek yüz yüze gelmelerini sağladığında alınlarını birleştirmiş, taehyung'un göz kapaklarına öpücükler kondurmuştu.

"affettin mi beni?" esmer olanın yüzünü turlayan öpücükleri arasında konuştuğunda, taehyung'tan cevap olarak yalnızca bir omuz silkme almıştı. dudaklarını birbirine bastırarak gülümsemesini engellemeye çalıştığında, eşini kucağına çekiyor ve sarılmaya devam ediyordu.

"benim güzelim, ne yapsam affeder beni?" burnu ile taehyung'un yumuşak yanağını dürttüğünde esmer olandan ufak bir kıkırdama kazanmıştı. "biraz düşünmem gerek." kolları hala jungkook'un omuzlarına sarılı iken konuştuğunda, eşinin dizlerinde oturuyordu. "yeni koleksiyondan bir şeyler isteyecektim ama hepsini aldık." yüzüne yerleşen yapmacık hüzün jungkook'u güldürmüştü. "yarın kahvaltıyı sen hazırlarsan affedebilirim." kaşlarını kaldırarak gülümsediğinde, jungkook tarafından dudak kenarlarına birer öpücük bırakılmıştı. "nasıl istersen güzelim."

koltukta oturmaya devam ederek sohbet ettiklerinde, jungkook taehyung'un yüzüne öpücükler kondurarak eşine söyleyeceği lafı unutturuyordu. gülüşleri evde yankılanırken merdivenden gelen ayak sesleri ile sessizleşmişlerdi.

"baba?" gözlerini ovuşturarak merdivenlerden inen minho, bir eli ile trabzanlara tutunarak birer birer basamakları iniyordu.

"bebeğim, uyumadın mı sen?" taehyung, jungkook'un kollarından ayrılarak minho'nun yanına ilerlediğinde, küçük olan kollarını açmış ve kucaklanmayı beklemişti.

"uyumuştum ama sizin sesinizi duydum. uyandırdınız beni." dudaklarını büzerek konuştuğunda taehyung tarafından yanaklarına sulu öpücükler kondurulmuştu. "özür dileriz miniğim, gidelim mi tekrar uyumaya?"

arkalarından gelen jungkook ile yatak odasına girdiklerinde, minho'yu ortalarında kalan boşluğa yatırmışlardı. jungkook üzerindeki takımı pijamaları ile değiştirdiğinde minho, taehyung'un parmakları ile oynuyor, bir şeyler mırıldanıyordu.

"jungkook, neden geç geldin sen bakayım?" minho, sonlara doğru yükselen tiz sesi ile babasını azarladığında, taehyung gülmeye başlamıştı. jungkook ellerini önünde birleştirerek kafasını eğdiğinde, suç işlemiş ve annesinden özür dilemeye çalışan çocuklar gibi görünüyordu.

"özür dilerim baba, bir daha olmayacak." dediğinde, taehyung ve minho'nun gülmesini sağlamış, daha sonra yanlarına uzanmıştı.

"sen geç gelince taehyung babam çok üzüldü, biliyor musun? söylemedi bana ama fark ettim ben, geç gelme bir daha, tamam mı?" ufak parmaklarını jungkook'u tehdit edercesine salladığında, babasının onu onaylamasını izlemişti. "söz, olmayacak bir daha babacığım." minho'nun boynuna bir öpücük kondurarak gülümseyen jungkook, küçük olanı göğsüne çekmiş, taehyung'un da beline sarılmıştı.

"iyi geceler babişkolar, sakın ben uyuyunca gitmeyin!" minho uykuya direnen gözleri ile konuştuğunda, taehyung ve jungkook'tan onay almış ve gözlerini yummuştu.

"iyi geceler güzelim." taehyung'un alnını öperek fısıldayan jungkook, minho'yu uyandırmamaya çalışıyordu.

"iyi geceler, sabah erken kalkıp kahvaltıyı hazırlamayı unutma!"

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
rich & married | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin