Dışından böyle derken içinden 'Umarım Stephen için bir şey ifade ediyorumdur' diye geçiriyordu çünkü kendisini bir tek onun kurtarabileceğini biliyordu. Mordo elini yüzüne yerleştirdiğinde tiksintiyle bakıp geri çekildi.

"Stephen Strange zerre umurumda değil. Sen, Elizabeth... Sen bana ondan daha iyisini getireceksin."

Liz bahsettiği şeyi anladığında kaşlarını çatmıştı. Wong demesine bile razıydı ama bu cümleyi tahmin ettiği gibi bitirmesini istemiyordu. Zira bu çok tehlikeli bir durum söz konusu olduğunu gösterirdi.

"Ruh Taşı'nı." Adam sözlerini bitirdiğinde öfkeyle ona baktı.

"Bu mümkün değil."

"Bana onun yerini söyleyeceksin."

"Bilmiyorum bile! Onu bulamazsın, kimse bulamaz. Tanrı Aşkına! Aklını mı kaçırdın sen? "

Bağırdığında düşmanı neşeli bir kahkaha attı. "Bu kadar sinirlenmenden yerini bildiğini anlıyorum. Biraz dinlenebilirsiniz Bayan Winston, daha sonra bilginizi benimle de paylaşmanız için gereken şeyleri yapacağım. Bu sakinliğin tadını çıkarın."

İşkence. Ona işkence yapacak ve taşın yerini öğrenecekti. Ama bu imkansızdı çünkü taşın yerini bilmiyordu. Mordo hızlı adımlarla ilerleyip çıktığında ve kulağına kapanan kapının sesi ulaştığında çırpınmaya başlamıştı bile. Ellerindeki iplerden kurtulmalı ve derhal buradan çıkmalıydı. Aksi takdirde çok acı çekeceği ortadaydı.

****

Stephen ezbere bildiği büyüyü yaptı ve gülün üzerindeki duygusal bağdan Liz'in yerini tespit etti. Elinde tam bir adres yoktu ama bulunduğu yeri hissedebiliyordu. Oluşturacağı bir portalla neresi olduğunu bilmese de kendisini oraya yollayabilirdi ve tam olarak bunu yapacaktı.

"Mordo kendisini iyi saklamış, bulunduğu yeri kesin olarak bulamıyorum. Ama hissedebiliyorum, eğer... eğer başarabilirsem astral bedenimi oraya ulaştırabilirim. Sonra da adresi öğrenirim ve oraya gideriz."

Wong gözlerini kısarak ona baktı. Bu plan işe yarar gibi duruyordu ama kesinlikle zor bir plandı. Sadece his ile yolculuk yapmak bir büyücü için tehlikeliydi. Dikkatli olmazsa kaybolabilirdi. Bunu göze alacak mıydı cidden?

"Strange emin misin? Yani başka bir-"

"Eminim, Wong. Gidip Liz'i alacağım."

Geleceğinde büyük bir yere sahip olan bu kadını kurtarmak için gözünü kırpmadan kendini tehlikeye atardı. Atacaktı da.

"Güzel bir uykuya yatman gerekecek."

Wong'a bakıp kafasını salladı ve salondaki minderlere uzandı.

"Uykuya daldığımda beni senin yönlendirmen gerekecek Wong."

"Biliyorum, Strange. Sen uyumana bak, ben gerçek seni uyandırırım."

Stephen kafasını salladıktan sonra gözlerini kapattı ve kendini rahatlatmaya çalıştı. Bu sırada da Wong elini onun alnına koymuş ezberlediği sözleri mırıldanmaya başlamıştı. Kısa bir süre sonra Stephen Strange uykuya daldı ve astral bedeni Liz'i bulmak için yola çıktı.

****

Liz tüm gücüyle ipleri çözmeye uğraşırken aynı zamanda kurtuluş planı yapmaya çalışıyordu. Bu deli adam kafayı Ruh Taşı'yla bozduysa acilen buradan çıkması gerekiyordu. Nihayet ipleri çözmeyi başarmıştı ki Mordo ona verdiği süreyi erken bitirme kararı alıp geri dönmüş ve onu kaçmaya çalışırken bulmuştu. Tabi bunun sonunda daha sıkı bir şekilde bağlanmış, işkenceye hazır ve savunmasız hale getirilmişti.

Vertigo(Doctor Strange)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin