‘’Na-nasıl yani?’’ dedim kekeleyerek.

‘’Çok sakin bir şekilde ‘tamam’ dedin de o yüzden diyorum. Normal kızlar böyle bir haber alınca evin içinde at gibi koşturur.’’ 

Ben normal bi kız değilim ki anne. 

‘’Evlenme teklifi ettiğinde çıldırmadım, şimdi neden çıldırayım annecim? Hadi provaya geç kalıyorum ben.’’ Dedim ve yerimden kalkıp annemle aramızdaki mesafeyi kapatıp yanaklarına bir öpücük kondurdum.

‘’Kendine dikkat et.’’ Dedi Melis arkamdan.

Annem anlamadıysa bile Melis kesin anlamıştır. Ondan her türlü cinlik beklenir çünkü cinin ta kendisi o. Benim kardeşim bir kere. 

Evden çıktığımda yavaş adımlarla caddeye indim ve yolda gelen bir taksiyi çevirerek salonun ismini söyledim. 

Hava mutlu olmamı istercesine güzeldi. Ben ise şaşkındım, tüm bu olanlar çok ani olmuştu ve ben daha hiçbirini kavrayamamıştım. 

Hamile olduğumu hissetmiyordum bile. Annelik duygusu henüz içimde belirmemişti.

Acaba doktorlar hata yapmış olabilirler miydi? Yok canım, yıl olmuş 2014 bu konu da hata yapmazlardı herhalde. İsveçli bilim adamları kadınların DNA’sını çözdü sayılırdı, hamile olduğumuzu mu anlayamayacaklar? Ultra saçmalıyordum ben artık.

Taksicinin yaptığı ani fren ile birlikte oturduğum koltukta yerimden sıçradım. Ani hareket etmem yüzünden olacak ki, midem kelimenin tam anlamıyla ağzıma gelmişti.  Sabah yediğim ne varsa şu an boğazımda çıkmak üzere bekliyorlardı.

Bir elimle ağzımı kapatırken, diğer elimle de çantamda boş bir poşet arıyordum. Ama yoktu, hiçbir zaman aradığım bir şey yanımda olmazdı ki zaten! 

Derin bir nefes aldıktan sonra pes ettim ve; ‘’Kenara çeker misiniz?’’ dedim.

Sesim zar zor çıkmıştı.

‘’Efendim?’’ dedi taksici anlamayarak.

‘’Kötü hissediyorum, kenara çekin lütfen.’’ Ses tonum bir nebze daha iyi çıkmıştı. 

‘’Tabii abla.’’ Dedikten sonra hızlı bir şekilde arabayı durdu.

Araba durunca arabanın kilidini açtım ve kendimi dışarı attım.

Midemden gelen yanmalara şaşkınlıkla iç geçirdim. Bu gerçekten hayatımda hiç rastlamadığım bir şeydi. 

‘’Abla, seni hastaneye götürmemi ister misin? Rengin de soldu.’’ Dedi taksici endişeyle.

‘’Hayır, hayır.’’ Dedim böğürmelerim arasında. 

Elimin tersiyle ağzımı sildim ve; ‘’Çantamdan peçete ve telefonumu verir misiniz lütfen?’’ dedim utançla kızararak.

Adam resmen benim kusmuklarımı görüyordu.  Ben olsam bırakır kaçardım.

‘’Buyurun.’’ Dedi ve elindeki peçeyi uzattı. 

Ağzımı sildikten sonra bir ıslak mendil daha alıp ellerimi sildim. 

Derin nefes aldıktan sonra saçlarımı ellerimle düzelttim ve ‘of’layarak ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. 

Bu halde provaya gitsem de Begüm’den daha işlevsiz olurdum. Bu durumda beni kimsenin görmesini istemezdim. 

Kerem’in beni bu halde görmesindense beni tuvalette basmasını tercih ederdim. O yüzden onu da es geçiyordum. Melis’i de ararsam mutlaka bir şeyler olduğunu anlardı. Kimi arasam acaba? Doktorlardı ki Jülide Hanımı müsait midir acaba? 

Anadolu EfesWhere stories live. Discover now