Karşısındaki adamın eskiyle yaptığı çetin mücadeleyi hayretle izliyordu. Nasıl bir aile, böylesine bir nedenden çocuklarını reddederdi?

"Cenazeye Esme'nin ailesi de gelmişti. O gün kayınbabam bana ağzına ne geldiyse saydı. Kızının ölümünden beni suçladı... Ne kadar bencil olduğumdan dem vurdu... Sevgiyi bilmediğimden bahsetti... Hiçbir şey o an için önemli değildi. Ama söylediği tek bir söz var ki, yıllardır çıkmadı içimden. Bir gün tüm olanların cezasını kızımın ödeyeceğini söyledi. O günü bekleyecekmiş..."

"Bu da ne demek?" diyerek atılmıştı.

"O gerçekten çok kindar bir adamdır. Kızının ölmesi bile onu yumuşatmadı. Ayaz'ı da hiçbir zaman torunu olarak görmedi. Kızının ölümünün nedeniydi o. Bu yüzden de Ayaz her zaman gözünde düşman oldu."

"Böyle bir şeyi nasıl düşünebilir?" derken şaşkındı.

"Ben hayattayken hiçbir şeyden korkmadım. Çünkü kızımı hayatım pahasına korurdum ama artık durumumu biliyorsun." derken karşısındaki gencin gözlerinin içine bakmıştı.

"Ayaz konusunda hiç bir şeyi sorun etme. Onun her zaman yanında olacağım."

"Ayaz'ın on sekiz yaşına girmesine daha üç ay var. Ama hislerim benim o kadar vaktim olmadığını söylüyor. Orhan Bey kesinlikle bu anı kaçırmaz."

"Bu da ne demek?"

"Kızımı ben öldüğüm an, yanına alır ve sonrasında bizim aşkımızın cezasını ona ödetir."

"Ama aşkın nasıl bir cezası olur?"

"Orhan Bey'i tanısan bunu söylemezdin. Kendi kızına acımayan bir baba, onun ölümünün nedeni gördüğü kişiye neler yapabilir."

"Ama Ayaz onun torunu?"

"Ona göre torunu değil, kızının ölümünün nedeni..."

"Nasıl?"

"Esme, Ayaz'ı doğururken öldü."

O an karşısındaki adamla olan tüm bağlantısı kesilmiş, her şey kendi etrafında dönmeye başlamıştı. Küçük kızda kendiyle aynı kaderi paylaşıyordu. Ama çok büyük farkla... Onun kimsesi yoktu ama kendisi öylesine güzel sevgilerle çevreliydi ki...

"Aynı senin durumun gibi..." derken karşısındaki gencin kendini anlamasını umuyordu.

"Benden ne istiyorsun?" derken içindeki değişik duyguların etkisi altındaydı. 

"Ayaz'la evlenmeni..."

Duyduğuyla birlikte gözleri kocaman açılmış karşısındaki adama bakıyordu. "Evlenmek?"

"Biliyorum kızım reşit değil ama benim iznimle evlenebilir."

"Bunu yapamam."

"Lütfen Tuğrahan..."

"Yapamam Cemal Usta. Bu... Bu imkansız... Ben onunla nasıl evlenirim?"

"Bunun kulağa çok kötü geldiğini biliyorum ama başka çarem yok. Kızım çok güçlü görünse de, daha çok küçük. Bazı şeyleri kaldıramayabilir." derken sıkıntıyla iç çekmişti.

"Cemal Usta-"

"Evlat senden ne kadar zor bir şey istediğimin farkındayım. Ama kızımı bırakacağım kimsem yok." derken acıyla bakmıştı.

"Onun için her şeyi yaparım. Kimsenin ona zarar vermesine izin vermem. Ama-"

"Onu yanında tutmana izin vermezler. Bana bir şey olduğu an onu alırlar. Kızım-" dediği an acıyla yüzü kasılmış ve kalbini tutmuştu.

Sen Geldin Bahar Geldi - Mevsim Serisi 2 (Kitap oldu)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora