orman esintisi.

4 0 0
                                    

 eskiden dinlediğim şarkıları yeniden dinlemem soyut bir kayboluş gibiydi. Sadece ama sadece bir anlık eskiden bilgisayarımın başında bu şarkıyı dinlerken hissettiklerimi tekrar hissetmiştim. İnsan doğası birçok şeye alışkın olduğu gibi bir nesneyi veya bir kişiyi özlerken de aslında o kişinin kendisini değil o kişiyle zaman geçirirken yaşadığı duyguları ve kendini özler.

 "Gece ya da gündüz. İkisini birlikte yaşadığı için mutsuzdu insan. Kaldıramıyordu aynı hayatın içinde hem geceyi hem de gündüzü. Onun için uyku vardı belki de. Ve onun için bu kadar mutsuzdu belki de uyuyamayan insanlar."

Ve bir alıntı daha.  Beni kaybolmaktan kurtaran -hani şu soyut kaybolma, daha demin bahsettim.- en yakın arkadaşım. Ne hakkında konuştuğumuzu biliyordum. Bir kulağımdaki kulaklık beni cennetine çağırırken, her dinlediğim şarkıda kendime yeni bir ben biçerken, açıkçası insansı ve toplumun normal algılarının tam ortasında bulunan bir konu benim için ilgi çekici değildi. 

'çekilsem sahillere hayaller mi kursam?'

'tamam bunu biliyorum işte, MFÖ- ah bu ben!'

o bana alıntılar okuyor ve ben hangi kitabın veya kişinin sözü olduğunu tahmin etmeye çalışıyordum.

"Hazel, onu söyleyen ben değildim, kulaklığındı. Bak ben dedim ki, 'Gece ya da gündüz. İkisini birlikte yaşadığı için mutsuzdu insan. Kaldıramıyordu aynı hayatın içinde hem geceyi hem de gündüzü. Onun için uyku vardı belki de. Ve onun için bu kadar mutsuzdu belki de uyuyamayan insanlar.' Hadi söyle!" elimi çenemin altına koyup beni düşünceli gözlerle izleyen arkadaşıma baktım. Muhtemelen benim psikolojimin yerinde olmadığını düşünüyordu. " zargana Hakan Günday" gülümsedi bu bildiğim anlamına geliyordu. Dudaklarını araladı tam beni tebrik edecekti ki hızla ayağa kalktım. "ben artık gitmeliyim, biliyorsun......işte.......herneyse" masanın üstünden çantamı aldım ve kendimi hızla evden dışarıya attım. asansöre bindim ve zemin kat düğmesine bastım. Bunu benim kendimi daha iyi hissetmem için yapıyordu, çünkü kitapları severdim. Müziği severdim, insanları severdim galiba. Bugün 14 Marttı. Benim yas günüm. Kendime bir uçurum bulmalı, arabamın radyosunu sonuna kadar açmalı ve bir şarap bulmalıydım. Tamam bu pek fazla sürmeyecekti çünkü arabamda bir şişe şarap hep bulunurdu ve evime yakın bir uçurum vardı.

kendimi binadan dışarıya, arabamdan içeriye attım. Hızla uçuruma sürmeye başladım.oraya yaklaşınca radyoyu açıp kafama göre bastım tuşlara, bir şarkıya denk gelince durdum. Arabamın arkasından şarap şişesini aldım ve ayaklarım uçurumdan sarkacak şekilde oturdum.

Şanslıydım. En sevdiğim şarkıya denk gelmiştim. Şarabın kapağını açtım ve kafama diktim.

'Geçtiğimiz yolları arıyor gözüm yine, sanırım şehir uzakta kalıyor' 

başım dönmüştü . Başlarda hep böyle olurdu. Aşkta şarap gibiydi, ilk kadehte başın dönerdi, ikincisinde miden bulanır, üçüncüsünü içemeden kendini yatakta bulurdun. ben direkt kafama şişeyle kafama diktiğim için bu son evre benim için geçerli değildi. Veya yanımda bir erkek olmadığı içinde olabilirdi. Bunun hakkında daha sonra düşünecektim, çünkü kafamın içideki hayali duvara yazdığım cümleler dönüp duruyor, ben onları okuyamıyor ve bu sebepten düşünemiyordum. Kısaca sarhoştum.

'bekle dedi gittiğ, ben beklemediğm o da gelmedi yaağ' şarkı ne ara değişmiş ve ben eşlik etmeye başlamıştım bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da şuan da beni sızmaya yakınken kucacağına alan kişinin acayip bir şekilde ev arkadaşımın evi temizlerken etrafa sıktığı şu şeyden kokmasıydı. Adı orman esintisiydi sanırım.



_________________________________________________________1

Orman esintisiWhere stories live. Discover now