Guarramite(Ara Verildi)

1.Bölüm

          Multi Medya: Mois ve Aslanı

       Arkamdan karnıma doğru gelen bir atağı hızlı bir kılıç oyunuyla karşılarken karşımdakinin karnına kılıcımı seri bir şekilde sapladım.  Etrafımı saran herkes geriye çekilmişti. Bende öldürdüğüm adamın arkasında ki ağaca yaslanıp arkamı korumaya aldım. Gelen kılıçları karşılayıp sağ sol yaparak onları şaşırtıyordum. Yaklaşık olarak karşımda 5 kişi vardı. Ben ise tek başımaydım ama bunlar bana vız gelirdi. Ben Mois'tim. Beno Kabilesinin savaşçısıydım. Bize saldıran Puissance Kabilesiydi daha doğrusu düşmanımız olan kabile. Düşmanlığımızı bilen kabileler iki güçlü kabileye karışmamış bizi kendi halimizde bırakmıştı. Sadece Lux Kabilesi Puissance Kabilesi ile birleşmişti. Ama biz yılmamıştık. Ben ise eğitimleri ve savaşları kontrol ediyorum. Kısacası Mhauydum.(Mhau) Eğitimleri hiç kimseye bırakmazdık. Bu görevi arkadaşım Nuit ile yapardım. Nuit ile çocukluğumuzdan beri arkadaştık. Kardeşim gibiydi. Şu anda karşımdakiler de tuzağa gafil yakalanacak kişilerdi.  Onları haklamak için böyle bir tuzak kurmuştuk. Birazdan Nuit gelirdi onları oyalarken Nuit'in gelmesini bekliyordum. Nuit bu sırada çığlıklar atarak bütün dikkati kendi üzerine çekti. Bende onların şaşkınlığından fayladanırken üç kişinin kılıcı yeri boyladı. Ben bunları yaparken arkamdan bana doğru gelen döner tekmeyi görmemiştim. Tekmeyle yere yapıştım. Tek zayıf noktam yerde dövüşememekti. Yerde dövüşürken her şey ters geliyordu. düşmanımdan bana gelen bir yumruk daha yedim. Burnum kanıyordu. Beni yumrukluyordu. Yüzüme inecek bir yumruğu tuttum ve ters çevirdim. Adamın çığlığı her yerde yankılandı. Tam bir süt bebesiydi. Bana vurduğu hiçbir yumrukta inlememiştim bile. Nuit onları haklamış ve bağlamıştı. Şimdi bizi izliyordu. Hemen ayağa kalktım. Ve adamın arkasına geçtim. Seri bir şekilde tekmeyi yapıştırdım. Üstüne atladım ve ters döndürdüm. Ellerini arkasına doğru çevirdim. Nuit'in attığı ipi tek elimle tuttuktan sonra adamın ellerini bu iple bağladım. Ayağa kalkınca Nuit:

"Hala yerde dövüşemiyorsun." dedi alayla. Ben ise altta kalır mıyım. Yapıştırdım cevabı"Sen öğret o zaman." düşünürmüş gibi yaptım ve "Sanırım sen de yerde dövüşemiyordun." Aramızda böyle konuşmalar hep olurdu. Kılıçlarımızın üzerinde benek benek duran kanı düşmanlarımızın üzerine sildik. 9 kişinin 4'ü ölmüştü. Diğerleri yaralıydı. Atlarımıza bindik. Atımın uzun yeleri ve uzun kuyruğu vardı. Bembeyaz bir attı. Sadece koşmaktan ayakları ve karnı çamur olmuştu. Atım çok güzel ve talimliydi. Adı Nive'ydi.

Nuit ile en sevdiğimiz şey at koşturmaktı. Ben:

"Pia'ya ilk varan kazanır." dedim. Atları koştururken bir anda tam önüme bir ok düştü. Hemen arkamı döndüm. Kayalarla kapatmışlardı.

"Pusuya düşürüldük." dedim. Nuit ile arka arkaya yaslandık. Nedense onun arkamda olması bana güven veriyordu. Etrafımızı sardılar. Nuit ile bakıştık ve liderleri düşündüğümüz adama doğru fırladım. Suratına tekmeyi geçirdim. Yüzünü tutarken karnına bir yumruk indirdim. Nuit onları haklar diye düşünüyordum. Ama arkamda elimin çevrilmesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Adamın arasına tekmeyi yapıştırdım. Hızlı bir çelmeyle yere düşürdüm. Kılıcımı alıp arkama döndüğümde Nuit'in yakalandığını gördüm. Bana:

"Herhangi bir hareket yapma. Elindeki kılıcı yere bırak. En ufak hareketin de arkadaşın ölür."

Düşünüyordum. Bana doğru gelen adama kılıcımla döndüm. Ama Nuit'in boynunu daha sıkmışlardı. "Nuit'i bana verin. Ben de kılıcımı bırakayım." Adam: "Önce kılıç"  "Nuit'i verin kılıcımı bırakayım. İki adamınız gelsin. Birisi Nuit'i versin. Diğeri de kılıcı alsın." Adam Nuit'i getirirken bende kılıcımı bırakmaya hazırlanıyordum. Adam Nuit'i bırakırken tam kılıcımı verecektim ki Nuit adama dirseğini geçirdi. Bende kılıcımı Nuit'e attım. Nuit adamı öldürmüşken bende onları savuşturuyordum. Ama daha fazla dayanamazdık. Nuit arkamdan gelen bir kılıca atılmıştı. Ama kılıcı savuşturamayarak ağır bir yara aldı. Bir an önce kurtulmazsam Nuit'im ölecekti. Ailesine ne derdim. Ya ben ne yapardım.  Bir anda öfkelendim. Hava karardı. Ne yaptığımı bilmeden ellerimi ileri doğru uzattım. Güneş ile ay yan yana gelmişti sağ elimde ay sol elimde güneş vardı. Sonra bilincim kendine geldi. Ben ne yapıyordum. Ay beni seçti. Ama Güneş beni seçmemişti. Bir an önce ustaya ulaşıp bu durumdan kurtulmalıydım.  Silkelendim. Birisine yumruk atacakken arkamdan tekme yedim. Şimdi fark etmiştim. İkimizin de elinde kılıç yoktu. Ne oluyordu böyle? Kendime gelmem lazımdı. Yoksa ikimizde düşmanların eline geçerdik. Havaya hoplarken arkamdakine tekme attım. Yere düşerken elimi yere doğru uzattım ve yerde dönerek düşmanlarıma çelme attım. Benim üstüme doğru gelene doğru bende koştum. Ve tekme attım. Nuit'i yaralayan adama doğru koşarken arkamdan gelen kılıç kabzasını göremedim. Bir anda etraf kararmaya başladı. En son gördüğüm şey ise adamların gülen yüzüydü........

--------------------------------------------------------------------

Kafam çok kötü zonkluyordu. Gözlerimi açamıyordum. Ama etraftan gelen sesleri duyabiliyordum. Yaklaşık olarak üç adam olmalıydı. Aslında onları pataklardım ama bu halim ile zor gibiydi. Duyduklarım ile adamların konuşmalarına dikkat kesildim.

Heyoo
Açıklamaya geçmeden önce hayvanları tanıtayım.
Mois'in Hayvanları
1- Adı Nive olan bir at. Bembeyaz yeleleri olan, sahibini anlayan ve çocukluktan beri Mois ile beraber büyüyen bir at. Zaten çoğu hayvanı onunla çocukluktan beri tanışıyorlar.
2- At gibi bembeyaz olan bir kurt. Savaşlarda birbirine arkadaşlık eden(hayvanlarlada) Mois ile sımsıkı bir dostluğu var. Adı Gris. 
3- Bu sefer kızıl bir tilkimiz var. Adı Amour. Mois onu ormanda ava çıkmışken buldu. Ağır yaralıydı. Mois onun hayatını kurtarınca onunla yaşamaya başladı. Genellikle Gris ile takılır.
4-Adı Loyal. Bir aslan. Tam olarak rengine karar vermedim. Ama büyük ihtimal beyaz renkli olacak.

Her hafta cumartesi bir bölüm gelecek.

Hepinize sevgilerimle....😙😙😘