1. Kısım GAIA Bölüm 18

Start from the beginning
                                    

Günler hızla geçerken Osiris'le ilgili elimden geldiğince çok şey öğrenmeye çalışıyorum. Bugün, bay Lowen'la en son konuşmamızın ardından geçen beşinci gün ve eğer her şey istediğimiz gibi giderse, diğer beş gün içinde yeryüzüne doğru yolculuğa çıkmış olacağım. Üzerimdeki bütün ağırlık ve stresi Gaia'da bırakıp buradan uzaklaşmak, küçüklüğümden beri hayalini kurduğum karayı görmek, sevdiklerimle beraber yepyeni bir gelecek yaratmak... Herhalde hayatım boyunca gerçek olmasını dileyeceğim en güzel rüya bu olsa gerek!

Bu akşam yeniden Siyah Yelken'de Mavi Özgürlük'le bir araya geleceğiz ve bay Lowen'ın üzerinde çalıştığı Christina'yı kurtarma planını öğreneceğiz. Evden çıkıp buluşma noktasına gitmeden önce masamın üzerindeki, Lena ve benim birbirimize sarılıp kameraya gülümsediğimiz fotoğraf gözüme çarpıyor. Bir an kardeşimi ne kadar çok sevdiğimi düşünüyorum ve hemen ardından, adeta kanımı donduran bir düşünce bütün bedenimi ele geçiriyor. Beni silkeleyip sallıyor, ardı ardına, yeniden, hiç sıkılmadan...

Burada kendine göre mutlu bir hayatı olan kardeşimi Gaia'dan koparıp, belki de çok tehlikeli bir maceranın ortasına atma fikri bugüne kadar ilk defa aklıma geliyor. Ayrıca sadece onu değil, bizimle gelecek herkesi büyük bir risk bekliyor ve onların hepsi, hayatlarını Osiris'in acemi kaptanı Lara'ya emanet edecekler. Birkaç gün sonra, belki de onlarca kişinin ölümünden sorumlu biri olarak tarihe geçebilirim. Hani artık olumsuz düşünceleri kendimden uzaklaştıracaktım? Şimdi bu da nereden çıktı? Sanırım zaman kısaldıkça, bastırdığım bütün soru işaretleri ellerinde kocaman kılıçlarla bana saldırıyorlar. Acımasızca, öldüresiye...

Hazırlıklarımı tamamlayıp ayakkabılarımı giyiyorum ve hem annemle, hem de Mavi Özgürlük'le buluşmak için Siyah Yelken'e gitmek üzere yola çıkıyorum. Evden dışarı doğru daha yeni birkaç adım atmışken, karşı koridordan bana doğru nefes nefese koşan Irinda'yı görüyorum. Kız yanıma yaklaştığında, sanırım yaşadığı heyecan yüzünden saçma sapan konuşuyor "Aramayı denedim. Seni, sonra onları. Sinyaller... Engellemişler... Uyarmalıyız..."

Irinda, bir yandan nefeslenmek için sağ eliyle koridorun duvarından destek alırken, diğer yandan da adeta bir şeyler yapmam için umutsuz gözlerle bana bakıyor. Kötü bir şey olduğu çok belli ama onu sakinleştiremezsem, herhalde konunun ne olduğunu öğrenmem oldukça zaman alacak "Şimdi elimi tut ve sakinleş tamam mı? Aynı zamanda gözlerime bakmanı istiyorum. Şimdi derin bir nefes al ve her sorunun bir çözümü olduğuna tüm kalbinle inan! Birazdan beraber bulacağımız çözüme odaklan!"

Annemin bir psikolog arkadaşının, birkaç yıl önce bize yemeğe geldiğinde, kendisine sürekli sorular soran meraklı genç kıza öğrettiği bilgiler Irinda'nın kan dolaşımının normale dönmesine neden oluyor "Şimdi bana tam olarak neler olduğunu sakince anlatır mısın?"

Karşımda duran ölesiye korkmuş arkadaşım bana durumu anlatırken, halen sıkıca tuttuğu ellerimi daha da sıkmaya başlıyor "Babam eve daha yeni gelmişti ki o sırada telefonu çaldı. Kısa bir görüşmenin ardından bana çıkması gerektiğini, yemeği onsuz yememi istediğini söyledi. Çok heyecanlıydı ama bir yandan da gözleri parlıyordu. Babam evden ayrılmak üzereyken ona neler olduğunu sordum. Hatta, istediğim cevaba ulaşabilmek amacıyla onu biraz teşvik etmeye çalışarak "Lanet olası Mavi Özgürlük'le mi ilgili?" "O şerefsizleri yakalayacaksınız değil mi?" gibi soruları da diğer soruma ekledim. Sonunda dayanamayıp bana konunun ne olduğunu anlattı "Evet, bu akşam o hainlerden birçoğunu yakalayacağız. Çok önemli bir istihbarat aldık. Şimdi çıkmalıyım. Beni bekleme tamam mı?"

Karşımda duran ve az önce sakinleştirdiğimi düşünmeme rağmen halen bedeni tir tir titreyen kızın sözleri, sanki bütün Gaia'nın başıma yıkılmasına neden oluyor "Bir şeyler yapıp mutlaka onlara haber vermeliyiz. Yoksa..." 'Yoksa'dan sonrasını gerçekten düşünmek bile istemiyorum.

Irinda bana cevap verirken büyük ve güzel gözleri daha da büyüdüğünden, bir an olsun yerlerinden çıkıp arkalarına bile bakmadan kaçacaklar sanıyorum "İşlerini şansa bırakmamak için sinyalleri bozmuşlar. Şu anda Gaia'da bulunan hiç kimse birbirine ulaşamıyor. Eğer biraz olsun babamı tanıyorsam, bu gece mümkün olan en çok kişiyi yakalayıp, Mavi Özgürlük'e indirebildiği en büyük darbeyi indirmeye çalışacaktır. Bu nedenle, herkes toplanana kadar acele etmeyip bekleyecek. En azından ben öyle umuyorum ve bu durum bize biraz olsun zaman kazandırır. Ne yapacağız Lara?"

Düşün Lara düşün! Irinda ile birlikte hızla Siyah Yelken'e doğru ilerlerken, bir yandan da yapılabilecek en mantıklı hareketin ne olduğunu düşünüyorum. Eğer oraya fazla yaklaşırsak bizden de şüphelenirler ama Irinda yanımda. Bay Pablov kızına Mavi Özgürlük'le beraber çalışma fikrini konduramaz. Eğer bir şekilde onları uyaramazsak hepsi yakalanacak. Durum çok kötü ve aklıma hiçbir şey gelmiyor.

İleriden silah sesleri geldiğinde geç kaldığımızı düşünüyorum ve orada, oracıkta kaybolmak, hiç var olmamak istiyorum. Annem, bay Lowen, Herbert ve daha tanışma fırsatı bulamadığım birçok kişi için çok geç kaldım. Bana güvenenler için, Christina için, Jake ve Mert için çok geç kaldım. Silah sesleri arttığında gözlerimi kapıyorum ve bir sonraki nefesi almayı unutmak için Tanrı'ya yalvarıyorum. Evet, o saygı duymadığım, varlığından şüphe ettiğim, hiçbir zaman yanımda olmadığına inandığım Tanrı şu anda benim tek umudum. Çaresizim...

GaiaWhere stories live. Discover now