"Peki koku?"dedi Akın.

"Onu tam olarak açıklayamam ama yazın kendini yenileyen çiçek ve ağaçların salgıladığı koku ya da fazla sıcaktan çürüyen bitkilerin yaydığı koku olabilir. Sonuçta kulüben ormana çok yakın. Yani bu olağan." dedi doktor bana.

"Peki teşekkürler." dedim ve revirden çıktık.

"Tüh ossurduğundan şüpelenmiştim." dedi Akın. Güldüm ve koluna hafifçe yumruk attım.

"Neden beni kendi kulübene götürdün ki? Gece boyunca onca erkeğin arasında yattım."

"Alt tarafı 3 kişiydik. Hem benim yanımdaydın bir şey olma§"

"Doğru senin başın bağlı."

"Kimle?"

"Damlayla."

"Of saçmalama Özge. Damladan hoşlamıyorum."

"Nye be?"

"Ben sarışınları beğeniyorum. O ne ole kara kuru bi kız."

"Ben Nasılım?!!"

"Alınma hemen. Sen kumralımsı esmersin bi kere. Hem gözlerinde renkli." Biz konuşmaya devam ederken birden bi gürültü koptu. Hemen sese koştuk. Kalabalık hemen toplanmıştı. Zar zor aralarından geçip ne olduğuna baktık. Bakmamla birlikte gözlerimi kapatmam bir oldu. Bir kız yerde boğazı kesilmiş bir şekilde yatıyordu. Öğretmen Thomas geldi ve kalabalığa bağırdı.

"Bu kim bilen var mı?"

"Adı Buse." dedi kalabalıktan bir ses.Kızı tanıyordum. Damlayla çok benzerlerdi. Hatta arkadan resmen oydu. Bunu ona kim yapmıştı?

               Polis çağırılmıştı. Çoğu öğrenci evine gitmek istiyordu ama polis izin vermiyordu. Suçluyu bulabilmek için herkes gözaltındaydı

"Bu çok çok kötü." dedi Damla.

"Kim neden yapsın ki bunu?" dedi Ayça.

"Neyi?" Çınar yanımıza geldi.

"Birisi dün Buse adında bir kızı öldürmüş." Dedi Damla. Çınar anlığına ona baktığında resmen şaşırdı. Damlayı baştan aşşagı süzdü.

"Yaaa. Kim yapmış?" dedi.

"Polis araştırıyor." diye cevapladı Akın. Çınar resmen telaşlanmıştı. Arkasını döndü ve gitti.

"Neyi var bunun böyle?" dedi ayça.  Ayağa kalktım ve Çınar'ın peşinden gittim. Ormanın derinliklerine doğru giderken söyleniyordu. Tam ona seslenecektim ki

"Bu polisler nerden çıktı ki şimdi? İşimi mahvedicekler." dedi.  Sustum ve onu gizlice izlemeye başladım. Bir ağaca yaslanmış oturuyordu.

"O kızı benim öldürdüğümü kimse öğrenmemeli." dedi. Neyi? Buseyi o mu öldürmüştü? Nasıl olur? Neden? Telaşa kapîlmıstım ve çok hızlı nefes alıyordum. Hemen oradan uzaklaşmalıydım. Hızlaca ayağa kalktım tam gidecekken

"Kim var orada?" diye bağırdı. Koşmaya başladım. Nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Birden beni omuzlarımdan yakaladı. Anlık elektriklenmeyle irkildim ve çığlık attım. Beni hızla kendine çevirdi ve ağzımı kapattı. Diğer eliyle de bileklerimi tutuyordu. Çırpınmaya başladım.

"Dur, dur sakin ol lütfen!" dedi ama telaşlanmıştım. En sonunda bana bir tokat attı ve yere yığıldım. Yanağımı tuttum.

"Özge ben... Vurduğum için özür dilerim." dedi. Dizlerinin üzerine çöktü ve elini yanağıma koydu. Hemen geriledim ve elini ittim.

"Bak sakin ol ve beni dinle. Sana zarar vermek istemiyorum." dedi ve elini tekrar yanağıma koyup okşamaya başladı. Omuzlarımı tutuşu, elektriklenme, yanağımı okşayışı. Bunları biliyordum ama hatırlayamıyordum. Sanki bir şey onu hatırlamamı engelliyordu.

"Şimdi iyice sakinleş." dedi ve cebinden bir tütsü ve çakmak çıkardı. Bunları daha önce görmüştüm.

"Dün gece!" diye çığlık attım.

"Hatırlıyor musun?" dedi şaşkınca.

"Evet. Beni hipnotize ettin!" dedim.

"Aferin sana. Şimdi sakin dur ve yine yapıyım . Bunları unutman gerek.''

"Hayır! Uzak dur benden! Sen....Sen bir katilsin!" dedim ve hızlıca ayağa kalkıp koşmaya başladım. Peşimden gelip gelmediğine bakmak için kafamı çevirdiğim sırada biri kollarımdan yakaladı. Bu Edizdi.

"E-Ediz yardım et o o bir-”

"Katil biliyorum Özge."dedi.

"Ne?" dedim. Ediz kollarımı daha sıkı tuttu.

"Bi işi de doğru düzgün yap. Simdi onuda öldürmek zorunda kalıcaz." dedi. Çınar yanımıza geldi ve

"Belki de buna gerek kalmaz." dedi ve burnuma bir mendil bastırdı. Yavaş yavaş bedenim ağırlaşırken bilincim kayboldu ve kendimi Ediz'in kollarına bıraktım.

        SELAM HERKESE! UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. MULTİYE EDİZ'İN RESMİNİ KOYDUM;)

SADECE SENWhere stories live. Discover now