20.Bölüm: +İyi ki doğdun sevdiğim+

Start from the beginning
                                    

"Resmiyete gerek yok öykü.İçeri gel."

"Bence gerek var hatta başından beri öyle olmalıydı bence biz hoca ve öğrenci sınırını çoktan aştık!!"

"Sen bu durumdan rahatsız mısın?"

Evet anlamında başımı salladım.

"Bak herşeyin farkındayım.Ali'yi sevdiğini biliyorum ama bilmeni isterim ki bende seni seviyorum."

Ne ara gelip yanaklarımı avuçladı hiç farkedemedim.

"Öykü lütfen itiraz etme.Artık dayanamıyorum." diyerek yaklaştı ve dudaklarıma milimler kala "Ben gidiyorum!" dedim.

Deniz "Nereye bırakmam seni!" Kolumu sertçe sıktı.

Başım yana dönüktü,ona döndüm. "Buraya sana teşekkür etmeye geldim deniz.Teşekkür ederim demek sana ihtiyar haber verdi."

"Ecem'i yani sana tuzak kuran sahte öykü'yü hiçbir yerde bulamadık o bizi de kandırdı.Sanırım baş şef mithat bey onu özel tutmuş amacı sadece seni sıkıştırmakmış!"

"Ne olursa olsun kötüler kazanamaz ve bu da kanıtı.Ben üvey babamı öldürmeye karar verdim.Hayatta kalırsam eğer uzaklara gitmeyi düşünüyorum ama başarısız olursam bil ki ölmüşüm demektir."

Deniz'in gözleri mi sulanmış yoksa bana mı öyle geldi.

Hala kollarımı sertçe tutarken birden beni sarstı "Ne olur yapma sensiz geçen şu 1 haftada değerini çok iyi anladım öykü! Bir daha dayanamam ben sensiz yapamam!!" dedi ağlamaklı sesiyle.

Kolumu ondan kurtardım çok güçsüzdü birden yere yığıldı.

Yanından geçerken fısıltı halinde "Elveda deniz..." dedim.
......

.......

Partideyken#

Millet iyi eğleniyordu.

Ben ise parti'nin bahçesinde bir kuytuya çekilmiş ali'yi bekliyordum.Bşr çocuğa 1 lira para verip ali'yi çağırmasını istemiştim.
Şimdi dila'dan ali'yi çağırmasını istesem iki saattir hesap sorardı.

"Neden ki?"

Sen neden çağırmıyorsun?"

" Neden partide eğlenmiyorsun?" deyip duracaktı.

Bu seferde ondan kurtulamazdım!!

Ali geldi.

"Beklettin."

" beklettim seni" dedi.

"Biliyorum bana hala kızgınsın."

"Bak öykü.Açıklama yapmak zorunda değilsin eğer deniz'i seviyorsan ona gidebilirsin."

Tam arkasını dönmüş gidiyordu ki

"Buradan gidiyorum ali! Vedalaşmaya geldim."

"Onunla mı?"

"Ne!! Ali ben seni seviyorum."

Bana döndü.Yüzünde içimi acıtan alay dolu nir sırıtma vardı.

"Bak işte buna inanmam! Aşk sadakat ister; böyle kolayca bırakıp gittiğine göre demek ki yeterince sevmiyorsun!"

"Mecburum!!"

"Git öykü.Zaten deniz'in yanında olarak bütün güvenimi kırdın.İstediğine,istediğin yere git."

Sinirle bir adım attı.

Ancak o gitmeden "Bekle" diyerek onu durdurdum.

Nakış'ı eline verdim ve cesaret edip onu dudaklarından öptüm.

Dudaklarından aldığım tattan demin naneli sakız çiğnemiş olduğunu anladım,nefesi çok güzel kokuyordu.

Geri çekildiğimde afallamıştı, yüzüme baktı."İyiki doğdun sevdiğim," dedim gözlerim sulanmıştı.

Hayır burnum akamaz,burada olmaz.

"Burnun akıyor" dedi.Hınzırca gülümsüyordu.

"Biliyorum elveda" diyerek yavaş yavaş onun görüş alanından çıktım.SON.

-OUSTHER-👌(TAMAMLANDI✔️)Where stories live. Discover now