SADECE SEN

38.2K 160 26
                                    

Yok yok cidden bu senekiler şaka gibi. Kızlarla oturmuş bu sene gelenlere bakıyorduk.

"Kalkın lan kuscam şimdi."dedim. En yakın arkadaşım Damla bana bir bakış attı ve

"Bende kanka. Hadi Gide....Otur otur otur."dedi ve birden beni kolumdan çekip oturtturdu.

"Noldu?" dedim. Damla konuşmuyor sadece ağzını açmış bakıyordu. Solumda oturan Ayça

"Hocanın yanındakine bak"dedi. Kafamı o tarafa çevirince mal oldum. Uzun boylu, kahverengi göz renkli, esmer, genel olarak taş gibi bir oğlan gördüm.

"Bu kim?"diye bir inilti cıktı ağzımdan.

"Bilmiyorum ama dehşet yakışıklı."dedi Damla. Özet geçersek Damla ben ve Ezgi geçen yaz tatilinde tanıştık. Hepimiz yaz tatilinde İngilizce kursuna yazıldık. Bu kurs bir nevi kamp gibi. Kulübelerimiz, doğa gezilerimiz... Bu yazda sırf tekrar beraber olabilmek için kursa yazıldık. 17 yaşındayız.

"Hadi Özge! Git konuş onunla."dedi Damla. Bu arada Özge ben oluyorum:-)

"Saçmalama ne diycem çocuğa pardon biz seni çok beğendikte mi?"

"Olabilir diyebilirsin bence tabi o çocuk bensem." dedi Akın. Akın bizim biricik kankamızdır. Kahverengi gözlü, kumral, Gülünce gamzesine öldüğünüz karizmatik bir manyak.

"Akın biz sana ne zaman öyle şeyler dedikte şimdi diyelim?" Dedi Ayça. Akın onun kafasına bi tane vurdu. Ayça sinirlenip Akın'ın üzerine atladı ve güreşmeye başladılar. Unutmadan! O ikisi kardeş:-)

"Bastır Ayçaaaağhjggfgf!" diye holigan gibi bağırırken biricik kurs hocamız Thomas geldi ve ikisini ayırdı. Her zaman ikisini gerçekten kavga ediyor sanardı ama ikisininde Piç smile görünce rahatlardı. Damla kolumu hunharca cimcikleyince

"Ahhghggh napıyon Damla!" diye bağırdım. Oysa gözleriyle işaret etti ve bana yaklaşmakta olan meteoru gördüm. Tabiki atmosfer tabakam anında eridi ve yaklaşmakta olan meteora merhaba dedi. O Yaklaşırken Thomas komik aksanıyla konuşmaya başladı

" Bu kampımıza yeni katılanlardan biri. Adı Çınar."dedi. Çınar bize başıyla selam verdi. Bizde aynısını yaptık. Çooooook yakışıkıydı. Gözlerini kısıp tek kaşını kaldırmış gülümsüyordu.

"Bende Ayça. Şu benim kardeşim Akın ve onlarda...."dedi ve Ayça duraksadı. "Onlarda kızlar işte. Hadi Çınar gel sana kampı dolaştırıyım."dedi ve Onu itekleyerek yanımızdan gitti. Sattı bizi! En yakın arkadaştan kızlara düştük!

"Vay yavşak vay. Akın kardeşine sahip çıksana oğlanın biriyle sürtmesine izin mi vereceksin?" dedim. Akın beni tınlamadı ve gitti.

"Bak ya! Damla sen niye bir şey soylemedin? Aaa doğru sen Akının yanında konuşamıyorsun. Aşkın gözü körolsun!" dedim ve Damla koluma yumruğu indirdi. Geçen seneden beri akını seviyordu. Ayça çocuğu yemeden peşlerine gittik.

"Burası yemekhane. Her kulübe sırayla bir hafta yemekhanenin başına geçip yiyeceklerden ve yemek yapmaktan sorumlu olur." dedi Ayça. Çınar sadece dinliyor hiç yorum yapmıyordu. Hatta dinlediğinden emin bile değilim.

"Sen hangi klüpteydin Çınar?" dedi Damla. Damlaya göz ucuyla baktı ve

"Daha seçmedim." dedi. oaaaahahsh o nasıl bir ses tonu anam!

"Mavi yeşil Kırmızı ve Sarı. 4 klüp var. Sarılar barışçıl ve aptal olanlar misal Damla. Yeşiller daha çok karıncalar. Çok çalışıp her etkinliğe katılırlar Akın o grupta. Ben kırmızıdayım ve bu kamptaki en iyi klüp. Aşkın rengi bi kere! Ayrıca bu gruptaki herkes çok zekidir ve hırslıdır. Mavilerse.... İşte mavi onlar. Ortaya karışık kebap gibilerdir. Her gruptan özellikler taşırlar. Özge o grupta."dedi Ayça ve Çınar birden

"Özge?"diye sordu. İsmim o söyleyince ne kadar güzelll.... Yine hayallere dalmıştım.

"Ha? Hıı ihımm şey Özge benim." dedim. Bu şaşkın halime gülmüştü. Uaaaaa gülme senn ölcem yoksa!

"Sence hangi klübü seçiyim Özge?" dedi. Normalde hemen Mavieeaaa derdim ama bu sefer

"Şey öncelikle seni tanımam lazım. Ona göre seçmen için öneride bulunabilirim."dedim. Bana cidden mi bakışı atan Damlayı görmezden geldim.

"Tamam o zaman hadi biraz yürüyelim. Bu sırada da birbirimizi tanırız." dedi ve beni kolumdan tutup yürümeye başladı. Kızlar arkamızdan mal mal bakarken Damlanın bana şanslı Piç dediğini duydum. Acaba şu an nasıl görünüyordum? Kısa bir şort ve geniş bir tişört giyinmiştim. Uzun kahverengi kıvırcık saçlarımı dağınık toplamıştım. Makyaj yapmasamda ela gözlerime bir rimeli hor görmemiştim.

"O kız ne kadar geveze öyle. En sessizleri sen gibiydin. Bir de beni yiyecek gibi bakmıyordun. O yüzden seninle dolaşmak istedim." dedi. Yanlış. Aslında en manyak , çingene ve müptezel olan benimdir.

"Aslında pek öyle bi insan değilim." dedim

"Ne yani sende mi beni yemek istiyorsun?" dedi ve sırıttı. Hala kolumu tutuyordu.

"Belki daha öncede duymuşsundur ama gözlerin çok güzel." dedi. Huuuu bu ne samimiyet delükanlu?

"Teşekkürler...Of içim daraldı ya çok kibar konuşuyon!" dedim birden. Şaşkın şaşkın bana baktı. Tam hay ağzım kırılaydı derken kahkahayı bastı.

"Oh yaaa yanında rahat konuşabilecegim biri! İyi bi izlenim bırakmaya çalışıyorum ama sıkıcı oluyo."

"Bende öyle konuşmalara hiç gelemem. Gözlerin çok güzel felan."

"Yok ya o konuda ciddiydim. Gerçekten çok güzel gözlerin var Özge." dedi. Sonra eliyle saçımı kulağımın arkasına koydu ve yavaşça yanağımı okşadı

"Ayrıca çok güzel de bir yüzün..." dedi. Boynumdan yanaklarıma doğru bir yanma hissi başlamıştı. Nefes alışlarım derinleşmişti. Hani şöyle bi his vardır. Tam iyi hissetmessiniz içinizdeki garip bir tedirginlik... İşte o an içimdeki o his Çınarın gözlerine bakınca ortaya çıktı. O gözlerdeki tehlikeyi hissedince. Dıştan kusursuz olan bu çocuğun gözleri ben tehlikeyim diye bağırıyordu. Ve o Çocuk bana bir adım daha yaklaşarak aramızdaki mesafeyi kapattı. Yüzüme doğru yavaşca eğildi. Bir adım gerilemeli mi yoksa beni çağıran gözlere mi gitmeliyim?

SELAMLAR :-) :-) :-) BU İLK HİKAYEM SEVEREK OKUMANIZ DİLEĞİYLE:-) MEDİADA ÇINAR VAR O*0

SADECE SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin