2-Edenia

9 0 0
                                    

Yaşlı Jason Stan oturduğu kambur pozisyonda yorulduğunu hissederek arkasına yaslandı. Saatlerini düşünmekle geçirdiği odasından çıkıp biraz rahatlamak istiyordu. Masasının üzerine yansıtılmış olan görüntüdeki birkaç tuşa bastı. Odanın duvarları, Edenia'nın çevresinde bulunan kameralardan en iyi dünya manzarasını alan görüntüyü aktarmaya başladı. AG gözlüklerinin yansıttığı menüden bir kahve seçti.

Dakikalar içerisinde yarım akıllı bir hizmet androidi içeri girdi ve yaşlı adama kahvesini uzattı.

"Bu iş çok uzadı," dedi Jason.

"Başka bir isteğiniz var mı efendim?"

"Yok. Seni gerizekalı makine."

Android hizmetçi "yok" komutunu alır almaz arkasını dönüp odadan çıktı.

Aslında çok yaklaşmıştık diye içinden geçirdi yaşlı adam.

Başarmaya birkaç adım kalmıştı. Ta ki lanet bir pazartesi sabahı büyük bir siber saldırıyla uyanana kadar... Yirmi yıllık çalışmalarının durma noktasına gelmesi, tüm dünyada borsaların çökmesi ve ardından başlayan Amerika-Rusya siber savaşı.

Jason Stan kahvesinden bir yudum aldı. Düşmanlarını hep yakında tuttuğunu düşünürdü. Rakip şirketler, devlet başkanları... Ama darbe hiç beklemediği bir yerden gelmişti. Henüz kimsenin tam olarak anlayamadığı, kimin yaptığını bulamadığı birinden.

AG gözlüklerinden dünya saatlerine baktı. Berlin'de sabah olmuştu. Projenin baş sorumlusunu aramak üzere parmağını gözlerinin önüne kaldırdı, rehberi açtı ve hızlı aramalardan Müller'i seçti. Telefon uzun uzun çaldı, sonra aniden kesildi ve gözlüğün küçük ekranında uykulu gözlerle ekrana bakan bir adam belirdi.

"Günaydın Profesör. Umarım rahatsız etmiyorumdur."

"Hayır, efendim. Size nasıl yardımcı olabilirim?"

"Bir gelişme var mı? Ne kadar ilerleyebildik?"

"Bay Stan, elimizden geleni yapıyoruz. Deneklerimizin birkaç tanesinde kayda değer ilerlemeler sağladık ancak eski çalışmalar olmadan sıfırdan başlamış gibiyiz. Çok zaman alabilir."

"O kadar zamanımız olmayabilir," diye beklenmedik biçimde bağırdı yaşlı adam.

"Anlıyorum efendim."

"Kusura bakma Hans. Senin suçun olmadığını biliyorum. İstanbul ve Tokyo'dan bir haber var mı?"

"Araştırmalarını bizimle düzenli olarak paylaşıyorlar. Eskisinden daha tedbirliyiz. Üç büyük makine sürekli olarak birbirlerini yedekliyor. Ayrıca tüm güçleri ile olasılıkları deniyorlar."

"Tahmini bir süre çıkardılar mı?"

"Hayır, Bay Stan."

"Teşekkür ederim Hans. Bir gelişme olursa haber verirsin."

"Tabii efendim."

Profesör Hans Müller'in görüntüsü yaşlı adamın gözünün önünden kayboldu. Jason düşüncelere dalmıştı. Kahvesinden birkaç yudum daha aldı. Odasından dışarı çıktı ve bardağını kapının hemen önünde bekleyen yarım akıllının eline bıraktı. Şimdi Edenia'nın metal koridorlarında dolaşıyordu. Güvenlik birimine yaklaştıkça etraftaki görevlilerin sayısı artıyor, her biri ufak bir baş selamı ile Stan'in yanından geçiyordu. Ana kontrol odasının önüne geldiğinde içeride çalışan makinelerin sesini rahatlıkla duyabildiğini fark etti. Konuşmalar, yarım akıllılardan çıkan sesler ve diğer makinelerin seslerinin oluşturduğu bir kakofoni dışarıya yayılıyordu.

Kod 08Where stories live. Discover now