8. BÖLÜM "HAİN"

En başından başla
                                    

Bir buçuk senedir devam eden ilişkimiz, burada bitmişti.

"A- Aslı... ben." deyince sesi titredi, gözlerinde beliren korkuyu gördüm, rengi değişti, yutkunmakta bile güçlük çekti. "Aslı, Aslı."

"Tamam oğlum Aslı'yı sevdiğini biliyoruz." dedi kalabalıktan biri, geri kalanı hep bir ağızdan gülünce oda beni gördü, hızla yerinden kalktı. "Susun, Aslı burada." diye ekledi sözüne, kalabalığın kesilen sesi televizyonu aniden kapattığınızda etrafı saran sessizlik gibiydi. Tüm gözler bana yoğunlaşırken ben bir tek sevdiğim adamın yüzüne yoğunlaşmıştım.

"Benimle oynamak zevkli olmalı, sahi nasıl bir his? İhanet etmek seni tatmin edebildi mi bari?" dediğimde elindeki içki şişesini sehpaya bıraktı, yanıma gelmek için koltuktan kalktığında ondan önce davrandım, seri adımlarla saniyeler içinde dibinde bittim. "Hadi yaptığın kaçamakları zevkle anlatmaya devam et, arkadaşlarına yattığın kadınları anlatmaya devam et. Ne duruyorsun!"

"Bildiğin gibi değil, ne kadarını duydun bilemiyorum, ama bildiğin gibi değil."

"Eminim öyledir, sadece en yakın arkadaşımla yatmadığına kanaat getirdim, daha fazlası var."

Başını iki yana salladı. Utanmadan yediği haltı inkar ediyordu. "Sana anlatmama izin ver, lütfen."

"Ben duyacağımı duydum." Kollarıma sardığım şal kayıp yere düştü, alma gereği duymadım, artık soğuğu hissetmiyordum.

"Bitti."

Gözleri büyüdü, nefes almayı bıraktı. "Bitmedi, bitmeyecek." dedi, omuzlarıma düşen ıslak saçlarıma uzandığında tokatı suratına indirdim, öyle sert bir tokattki sesi salonu doldurdu ve Tolga'nın yüzünü sağ omuzuna düşürdü. "Bana sakın bir daha dokunma, hiçbir şeyim değilsin!"

Kızaran yanağına dokundu, yüzünü yavaşça yüzüme çevirdiğinde "Ben senin her şeyinim." dedi, adımlarımı geriye doğru attım, o artık benim hiçbir şeyim değildi.

"Aslı."

"Adımı ağzına alıp kirletme."

Gözleri yaşla dolan bir adamı arkamda bırakmak çok zordu. Gitmekte bir o kadar kolaydı.

Kalbimdeki sevginin yerini acı alırken sevdiğim adama açtığım kapı genişledi, hiç kapanmayan, sürekli sızlayan derin bir yaraya dönüştü.

Beslediğim temiz duyguları kin bürüdü, öfke sevgimi ateşiyle tutuşturdu ve ondan gitmek bana güç verdi.

"Beni dinle, açıklayabilirim." dediğinde müştemilatın kapısından dışarı çıktım, soğuk hava yüzümü yalayıp geçerken Tolga bana yetişti, kolumu arkadan tuttuğu gibi dirseğimi göğsüne geçirip temasından kurtuldum.

"Bana dokunma!" diye bağırdım, onun yüzüne bakmadan bahçe yoluna girdim.

Arkamdan inatla geldi. "Onunla isteyerek birlikte olmadım, yemin ederim, sarhoştum."

"Dışardan bakınca hiçte öyle gözükmedi, yaptığın iğrenç şeyden zevk almıştın."

"Sana anında yetiştirmelerinden korktum." dedi önüme keçip bahçenin demir kapısında durdu. "Seni kaybetmekten korktum."

"Boş laflara karnım tok." Gözlerine son kez baktım, bu ilişkiyi şimdi bitirmezsem dönüp dolaşıp ayaklarıma dolanırdı.

"Aslı, seni kendimden daha çok seviyorum. Öyle böyle değil, sana olan hislerim gerçek." Sol gözünden yaş aktı, hiç etkinlenmedim, onun gibi ağladım, gökyüzü bize yağmurla eşlik etti.

"Bu sonu hak etmedim, yaptığın şey..."

"Hatamı telafi etmeme izin ver."

Başımı iki yana salladım. Elimin tersiyle yanağımdaki yaşları sildim. "Arkadaşımla yattın, hiç mi utanmadın?"

BAKANIN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin