5. Bölüm - İngiliz Kraliyet Ailesi ∞

Start from the beginning
                                    

Melis’in peşinden gitmek için Kerem’in elini bırakıp bir adım atmıştım.

‘’Sen nereye küçük hanım? Dur durduğun yerde!’’

‘’Size neler oluyor böyle? Tatilde ne içirdiler size? Ivana Sert kafasını yaşıyorsunuz resmen!’’ dedim sesli bir şekilde.

‘’Sakin ol sevgilim.’’ Dedi Kerem omzuma elini koyarak.

‘’Bak kızıma sevgilim diyor hala. Oğlum sen neden hala burdasın? Def ol git evimden!’’

‘’Burası benim de evim!’’ dedim babama bağırarak.

İlk defa bu kadar ciddi bir şekilde tartışıyorduk ama geri adım atmaya hiç niyetim yoktu. Geleceğim hakkında böyle konuşmaya hakkı yoktu.  Sevgilimi evimden kovmaya cürret etmesi bile küçük düşürücüydü.

‘’Ben bu evin babasıyım. Bu çocuk bu evden gidecek!’’

‘’Gitmeyecek. O benim nişanlım, kabul etsen de, etmesen de.’’ Diyerek elimi kaldırdım ve tek taşımı babamın gözünün içine doğru tuttum.

‘’Benim evimde yaşadığın, benim soy adımı taşıdığın sürece benim kurallarıma uyacaksın.’’

Bu Cihan Güzel kesinlikle paralel evrende ki Cihan  Güzel’di. Benim babam asla böyle bir cümle kurmazdı.

‘’Bence Sayer soy adı ona çok yakışacak.’’ Dedi Kerem sakin bir şekilde.

‘’Kızımla arama girme, Delikanlı.’’

‘’Bence sizin biraz sakinleşmeye ihtiyacınız var Cihan Bey.  Zeynep gayet akıllı bir kız. Bunu sizde biliyorsunuz. Eskiden olsa ne olduğunu sorar, öğrendikten sonra yorum yapardınız ama şu an sadece ön yargılarınızla davranıyorsunuz. Kızınız bunu hak etmiyor. Bende hak etmiyorum.’’ Dedi ve elimi tutarken koltuğa bıraktığım telefonumu ve çantamı alarak bana baktı.

‘’Ön yargılarınızı yenebilirseniz size gerçekleri anlatırız. Belki o zaman düğünümüze bile katılabilirsiniz. Çünkü Zeynep’i Sayer olarak görmek için sabırsızlanıyorum ve bu çok gecikmeyecek.’’

Elimi daha sıkıca tuttu ve kapıya doğru yürümeye başladı.

‘’Zeynep, nereye gidiyorsun kızım?’’ dedi babam. Ses tonu düşmüş, yerini sessiz ve hayal kırıklığı dolu bir ses almıştı.

‘’Nişanlımı duydun baba.’’ Dedim ve kapının kolunu açıp dışarı çıktım.

Aileme karşı asilik yapacağım zamanların bu kadar geç gelmesi komik bir durumdu aslında.  Genelde 16-17 yaşında yapılırdı evden kaçmalar. Ben baya geç kalmıştım.

‘’Anormallikte sınır tanımıyorum sayende, Delikanlı.’’ Derken ‘Delikanlı’ üzerinde durarak babamın taklidini yaptım.

‘’Hala gülebiliyor olman güzel.’’ Dedi Sayer gülerken.

Elinde ki telefonumu ve çantamı aldıktan sonra, Melis’e bir mesaj atarak beni merak etmemesini söyledim ve telefonumu kapatarak çantama yerleştirdim.

''Babanla arana girmek istemezdim, Zeyzey. Fakat seni dinlemeden yargılaması hoşuma gitmedi. Senin gözünden akan yaşı bile umursamadan bağırmaya devam etti. Bende olduğum yerde öylece duramadım.'' dedi.

‘’Babam.. Bilmiyorum Kerem.. Neden beni dinlemediğini inan anlamadım. Düşünmek istemiyorum. Düşünme potansiyelimi kaybediyorum  sanki. Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Sadece seninle uyumak istiyorum.’’ Dedim.

Yavaşça yürürken elimi Kerem’in kolları arasından geçirmiştim. Nereye yürüdüğümüz hakkında bir fikrim yoktu.  Amaçsızca yürüyordum. O kadar dengesizdim ki, bir dakika önce gülerken, şimdi intihar edecek gibi hissediyordum.

Anadolu EfesWhere stories live. Discover now