1.Bölüm

4 1 0
                                    

Bir arkadaşımın babası, Türkiye'de terörün tırmandığı zamanlarda bütün ailesini arkasında bırakıp, askerlik şubesine "Gönüllü olarak doğuda asker lazımsa hazırdayım, komutanım" demiş. Eminim bunu yapmayacak Türk Kadın-Erkeği yoktur.Türk ulusu vatanseverliğini her zaman her yerde gösterdi. Kimi ailesini, kimi okulunu, kimi işini, kimi kundakta ki bebeğini bırakıp vatan için mücadele verdi.Genç Kalemler Dergisi vatan mücadelesini hem kalemiyle, hem cephede gösterdi.

Ne Olacak Bu Vatanın Hali?

Yıllardan 2. Meşrutiyet zamanı. Ülke harp içinde. Her gün toprak kaybediliyor ve hasta adamının sonu yaklaşıyor. İnsanlar doğduğu, büyüdüğü, memleket bildikleri toprakları sırf Türk ve Müslüman oldukları için terk etmek zorunda kalıyorlar. Hayatlarında hiç tanımadıkları, bilmedikleri topraklardaki soydaşları onlara kucak acıyor. Dedim ya hiç bilmedikleri topraklara gidiyorlar; keşke sadece o toprakları bilmeselerdi. Onlar Türk oldukları halde hiç Türkçe de bilmiyorlar. İşte ülkenin bu haline son vermek için bir kaç grup genç Türkler ortaya çıkıyor. Bazıları bu sorunun çözümü için , Batıcılık, bazıları Osmanlıcılık, bazıları Türkçülük ideolojilerini ortaya çıkarıyor. Belki bir nebze bu sorunu çözebiliriz diye. Hepsinin görüşü birbirinden farklı olsa da ortak bir noktada buluşabiliyorlar : "Belki bu Hasta Adamı yeniden ayağa kaldırabiliriz".

Dergiler Açılır Aşkla...

Aşkla açıldılar, dönemlerine damga vurdular ve ömürlerini tamamladılar; bu dönemde ki dergiler. Bir kısmı kurtuluşunun "halkında olan bitenden haberi olmalı" dedi. Bazıları sanat için, bazıları halkın anlaması için yazdılar, makalelerini. Bazıları başarı oldu, bazıları ekonomik sorunlarla, kavgalarla, fikir ayrılıklarıyla kapandılar. Ama bir tanesi bu sebeple kapanmadı...

Güzel Selanik'te Bir Çay Bahçesinde...

Bu bahçesinde üç güzel adam buluştu, Selanik hâlâ vatan toprağıyken. Ömer Seyfettin, Ali Canip (Yöntem) ve M. Nermi Bey bu çay bahçesinde oturup bir yandan çaylarını yudumlarken, o dönemin mecmuasını okuyorlardı. Mecmuada her geçen gün devletin biraz daha toprak kaybettiğini okudular. Ve bir dergi kurmaya karar verdiler. Dergilerinin kadrosunda Ziya Gökalp, Akil Koyuncu, Aka Gündüz gibi isimlerde vardı. Devletin her gün parça parça toprak kaybetmesi üzerine, tek bir dil etrafında bir arada kalabileceklerine inandılar. 1910 yılında Genç Kalemler böyle kuruldu işte.

Genç Kalemler'in Parladığı Zamanlar

11 Nisan 1911 ile Eylül 1912 arasında, 15 günde bir çıktı. Dergi kısa bir süre içerisinde sevildi; geniş edebi çevrelerde de yankı uyandırdı. Derginin amacı yok olmaya adım adım yaklaşan hasta adamı, tek bir dil etrafında bir arada kalması sağlamaktı. Bu amaca yönelik "Türkçenin sadeleşmesini" ortaya attılar. Bu ideoloji gerçekleşmesi için beş ilke belirlediler, bu ilkeler:

-Arapça ve Farsça gramer kurallarının kullanılmaması, bu kurallarla yapılan terkiplerin kaldırılması,
- İstanbul konuşması esas alınarak Türkçenin yeniden revizyon edilmesi,
-Arapça ve Farsçadan dilimize geçen sözcüklerin Türkçe'de söylendikleri gibi yazılması,
-Başka Türk lehçelerinden sözcükler alınması,
-Dil ve edebiyatın doğu-batı taklitçiliğinden kurtulup özgünleşmesi.

Şair, yazar, çizer, fikir insanları arasında hızlı bir şekilde yayılan bu ilkeler, bir zaman sonra edebiyat akımı haline geldi. Bu ideoloji ile çok sayıda eser verildi. Bu ilkeler ile farkında olmadan günümüz Türkçesi'nin sadeleşmesi ve gelişmesinin temellerini atmıştı, Genç Kalemler dergisi. Bu ideolojinin devamı M. Kemal ATATÜRK tarafından 1930'larda başlayan " dil inkılabı" ile tamamen gelişti.

Genç Kalemler'in zamanında ortaya attıkları bu ideoloji özellikle aydınları tarafında büyük tepki ile karşılaştı.

Can mı Vatan mı?

Genç Kalemler dergisinin yönetim merkezi Selaik'te İttihat Bulavrında bulunuyordu. Basımı ise yine Selanik'te bulunan Osmanlı Matbaası'nda yapılıyordu.

15 günde bir basılan Genç Kalemler dergisinin 27. sayısı basıldıktan sonra, dergi yazar, çizerleri İttihat Bulvarında ki ofitse toplandılar. Balkan Savaşı başlamıştı. Güzel Selanik'te kaybedilmek üzereydi. Dergiyi çıkaran bütün ekip toplandı, istişare yapmaya başladılar. Ve ortak bir noktada buluştular. Doğup, büyüdükleri, ilk kez birine aşık oldukları, vatan olarak bildikleri toprakları can pahasına korumaya karar verdiler. Genç Kalemler tarihte ilk kez vatanlarını korumak amacıyla çalışanları ve yazarları savaşa gittiği için kapanan bir dergi olarak tarihe geçer.

Elveda Selanik

beklendiği gibi geçmez. Selanik ve Balkanlar artık vatan toprağı değildir. Çoğunluğu Balkanlar'da doğmuş dönemin edebiyatçıları için çok büyük bir acıdır bu durum. Hayatları, aileleri, anıları, aşkları vatanlarında kalmıştır; onlar ise Türk oldukları için, bir yetim gibi son toprak parçası Anadolu'ya göç etmişlerdir. Artık onlar için burası son vatandır.

Türk Edebiyat tarihinde bir dergide, bu göğsü vatan sevgisi ile dolu insanların cesareti ile tarihe adını yazdırdı.

Ünlü bir Liderin Dediği Gibi: "Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır!"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 05, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Mevzu Bahis Vatansa Türk Ulusu Her Şeyi YapabilirWhere stories live. Discover now