TANITIM

112 6 3
                                    

Yalnızlık; gece çıplak ayakla yağmuru yada parmaklarının arasına giren çamuru umursamadan koşarken yağmur eşliğinde uçuşan göz yaşları soğuk havada yanaklarına ısıtıyordu.

sokağın karanlığından hep korkardı yağmurda yürümektende nefret ederdi hata ondan'da korkardı bir sür şey den korkardı, durmadan koşuyordu yalnızlık her defasında paranoyak bir şekillde arkasındaki kişiyi arıyodu

artık koşmaktan yorulmuştu hayatında bir sür şeyden yorulmuştu ayakları onu uçuruma sürükledi uçurumun kenarındaki hep üzüldüğünde altında saklandığı ağaç vardı,hep oraya gider rüzgarın eşiğinde dalgalanan denize bakar gider, ilk geldiğinde kendini denizin kollarına bırakması için yürümüştü ama vazgeçip bu ağaçla arkadaş olmuştu çünkü bir umut arıyordu.

bir ağaç bile ona umut olmuştu.

ama şimdi o ağaç bile kurtaramazdı; duydu şeyle bitmişti artık kimse onu kurtaramazdı uçurumun tam kenarına gidip bir ayağını aşağıya sarkıtı artık kararlıydı kendini denizin karanlığına bırakmaya kendine bir umut aramaktan vazgeçmedi hayatindaki insanları düşünmeye başladı ama herkes onu kandırmıştı herkes onu aptal yerine koyuştu

gözyaşları artık akmıyodu gözkapaklarında haps olmuş gibi esir duryodu gözlerini kapatıp yağmurla ıslanmış toprak kokusunu içine çekti bu kokuyu o kadar alışmıştıki .............

"atlicak mısın?"

yalnızlık irkilemişti çünkü buraya geldiğinde kimse yoktu arkasına yavaşa dönüp etrafına bakınmaya başladı karanlık yüzünden hiç bir şey görünmiyodu etrefı gözleriyle tekrer tarayınca onun hep oturduğu ağacın altında gecenin karanlığına karışmış bir karanlık gördü aslında üzülmüştü çünkü ağacın ona tutunabileceği bir umut gönderdiğini sanmıştı ama o sadece bir karanlıktı .

korktu halde yaklaştı yanlış olduğunu ve tehlikeli olabileceğini içten içe biliyordu ama o kadar zayıftı o kadar savunmasız'diki ona zarar verebilecek karanlığa bile razıydı geri adım atıp ona doğru gitmeye başladı içinden ya pişman olursam diye geçiyordu ama onun bir şeyi kalmadı ki kalbi bile paramparça kıramaz ki.

hani evde yalnız kalır çocuk sıkılıp mutfağa gider bıçakla oynar onun için bıçak dikkat çekici keskin yeni bir oyun ama oynamaya o kadar ihtiyaçları oluyor ki ne kadar tehlikeli olduğunu görmezler,o bıçakla bir süre oynarlar bıçağın ucu çocuğun barmağına batar ama o biraz duraksar ve umursamayıp oyununu devam eder oyun esnasına bir kaç kere tekrarlanır bu olay bunu farkeden anne o bıçağı hızlı elinden alır tezgaha koyar ve çocuğu uyarır ne kadar tehlikeli olduğunu çocuk bu sefer duraksar düşünür tartar ve annesi mutfaktan çıktığı sırada içine bir kurt düşer ve deneyler sonra o bıçağa ulaşır ve eline alıp oynama devam eder bu sefer fazla ileri gider ve bıçağın keskin yerine değdirir barmaklarını yavaş yavaş hissetiği acı yüzünden duraksar ve eline bakar kanın görüntüsü bile çocuğu korkutur ağlamaya başlar günler sonra gider ve o bıçağı alır ve oynar çünkü ihtiyacı var..................

Oda öyle hissediyordu şuanda o karanlık ona umut gibi görünyordu ama oda çok ihtiyacı duyduğu için oyun oynamak isteyen çocuk gibi gözlerini kör etmişti onun son şansı olabilirdi çünkü o biliyordu ki buraya bir daha gelirse dönmeyecekti belki karanlık onun için umut olmayacaktı ve 2dk sonra dönecekti belli değil ama iyer burada bir daha durursa denizin göz yaşları ile inip kalkan dalgalarını izlemeyecekti

denizin karanlığına sarılacaktı














ilk hikayem nasil buldunuz ??

inshallah guzel ilerler guzel votelerle devam ederiz yerin ilk bolumu yayinlicam

iyi geceler😍😍😍

instegram=@mavinenoh /

Yaz yağmuru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin