Aslında yeni doğmuş bir vampir gibi bağırmak istiyordum ama bu muhtemelen Alaska -bebek- için iyi olmazdı.  

''Bana sinirli olduğunu biliyorum, Zeynep.'' dedi Seda. 

''Biliyorsun demek, güzel.'' dedi Melis benim düşüncelerimi okumuş edasıyla. 

''Yaptıklarım için üzgünüm. Bebeğin Kerem'e ait olduğunu söyleyip sizden seneler çaldım, hayatınızı Gossip Girl'e çevirdim. Gerçekten üzgünüm. Bu yıkım sizi o kadar etkiledi ki, kimsenin etrafınız da olmasına izin vermediniz. Ben sizin hayatını cehenneme çevirdikten sonra, kendim o cehennemin içinde cayır cayır yandım. Hala daha yanıyorum. Ama asıl gerçek olan bir şey var ki, benim bir yalancı olmam dışında hiçbir şeyi gerçek anlamda bilmiyorsunuz.'' 

Seda sözünü tamamladıktan sonra kucağında huysuzlaşan Alaska'yı sıvazlamaya ve uyuması için mırıldanmaya başladı. 

Kerem olduğu yerden adımlar atarak Seda'nın yanına geldi ve; ''Bebeği bana ver, senin stresinden etkileniyor ve uyuyamıyor. Onu yukarı çıkartayım, sizde burada Melis ile aranızdaki meseleyi halledin ve sonra da def olup git.'' dedi. 

Ağır hareketlerle eğildi ve Seda'nın kucağından bebeği alıp, tekrar ayağa kalktı. Bebeği omuzuna yerleştirirken aynı Seda'nın yaptığı gibi bir şeyler mırıldanmaya başladı ve sırtını sıvazladı.

Alaska Kerem'in omzuna yattığında yüzünde hafifçe bir gülümseme belirdi ve huysuzlanmayı kesti.

''Ben de seninle geleyim.'' dedim hiç düşünmeden. 

Beni ateşin içine atan eski en iyi arkadaşım ve baş düşmanımla daha fazla aynı ortamda bulunamazdım. 

Yavaşça Kerem'in peşinde ilerlerken gözümü ondan alamadım. Alaska'yla öyle güzel ilgileniyordu ki.. Sanki babası O'ymuş gibi.. Gerçek babası olsa ancak bu kadar güzel bakabilirdi ona. 

Merdivenlerden çıkarken Kerem mırıldanmayı keserek arkasına döndü ve endişeli gözlerle bana baktı. Gözlerindeki endişeyi gördüğümde yüzüme bir tebessüm yerleştirdim ve odamın kapısını açarak Kerem'i içeri davet ettim. 

Kerem tekrar mırıldanmaya başlayarak kucağında Alaska'yı sallamaya başladı. 

''Neden böyle yapıyorsun?'' dedim bebeği uyutma şeklini göstererek.

''Kucağımda uyumaya bayılıyor.'' dedi. 

Başkasının çocuğu, Kerem'in kucağında uyumaya bayılıyor, bizimki değil.. 

''Zeynep...'' diyor Kerem hüzünlü bir şekilde.

''Onun benim çocuğum olduğunu bir an bile düşünmedim. Bunu DNA testiyle de ispatladım, ama bu kadar güzel bir şeye annesinin yalanları yüzünden sırtımı dönemezdim. Anlıyorsun beni değil mi?''  

''Tabii ki.'' dedim ve ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. 

''Kıskançlık yok?'' dedi soru soran gözlerle.

''Hayır, yok.'' 

''Gözlerin öyle demiyor.'' 

''Beni kışkırtmaya mı çalışıyorsun, Sayer?'' dedim gerçek bir gülümsemeyle.

''Bu yapmaktan en çok zevk aldığım şey.'' dedi ve Alaska'yı yavaşça yatağıma yatırdı. 

''Emin misin?'' derken dolabımın kapısını açarak içinden bir battaniye çıkarttım.

Kerem bebeği yatırıp arkasını bana dönerken yüzünde gerçek gülümsemesi vardı. 

''Aslında bakarsan... Hayır, emin değilim.'' dedi ve bana yaklaşarak elimdeki battaniyeyi gözlerimin içine bakarak aldı. 

Anadolu Efesजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें