BÖLÜM 2 ∞♦ Swinyer ♦∞

Start from the beginning
                                    

Senin saçların bembeyaz iken bir de kanat mı istiyorsun?

"Ağzımdan ateş atacağım!" diyerek babasının sorusunu dinlememiş, dudaklarını yuvarlak yapıp derin bir nefesle üflemişti. "Ateş ateş!"

Küçük Eliana, bembeyaz saçlara sahipti. Ejderha ona benzesin diye bu rengi uygun görmüştü. Bembeyaz saçlarına bakarak gururlanırken yaptığı hareketlerine tekrar gülmüştü. Eliana'nın kahve renkli gözlerini kendi gözleri gibi mavi, ten rengini de sert derisi gibi beyaza çevirmişti. Keegan'ın kızı olduğu bariz bir şekilde anlaşılıyordu.

Ağzından ateş çıkmadığını anlayan küçük kız, gözlerini yere düşürdü. Aklına geri gelen kanatları hatırlayınca gözlerini yerden kaldırarak ejderhanın kanatlarını eliyle gösterdi.

"Benim kanatlarım var. Onlar bizim kanatlarımız!" Ejderha başını salladıktan sonra havalanıp pençesiyle Eliana'yı tuttu.

Mağaraya doğru yol alırken Eliana aşağıdaki güzel manzarayı izliyordu. Gözleri rengarenk çiçeklere gidiyor, bazense havada uçan kuşlara el sallıyordu. Kuşlar uzaklaşırken arkalarından yavaş giden yavru kuşlarını bırakmışlardı. Yavru kuş, onlara seslenirken ailesi hiç arkasını dönmemişti. Eliana'nın yüzü endişeyle kaplandı, gözlerini babasına çevirdi.

Aklındaki sorusunu sormaktan korkuyordu. Cevabını belki de bilmek istemiyordu. Babasız günlerini düşünüp duruyor ve kendini daha kötü hissediyordu.

Mağaranın önüne geldiklerinde Eliana koşarak içeriye girdi. Ejderha onu arkasından takip ederken kızın düşünceleri de kendisini üzmüştü.

Hayal etmişti. Kızı olmadan birgün bile ormanda rahat edemezdi. Onsuz mağarasından çıkamazdı. Eliana, onun hayatını kendi hayatına çevirmişti.

Küçük kız, üzgün bir suratla yatağına uzanıp gözlerini ejderhadan çekmemişti. Ejderha kızın karşısına geçip oturdu ve kolunu diğer kolunun üzerine attı.

"Keegan beni bırakmasan olmaz mı?" dediğinde gözleri dolmuştu ama babasının karşısında ağlamayı istemiyordu. "Ormandaki hayvanlar yavrularını büyütüp bırakıyorlar. Yavruları öldü mü yaşıyor mu bilmiyorken yaşamaya nasıl devam ediyorlar anlamıyorum."

Kendi hayatımın üzerine yemin ederim, seni asla bırakmayacağım prenses.

Üzgün suratı anında dağılıp gülümseme yerleşmişti. "Bende senin yanında olacağım. Kaybolursam seni aramayı asla bırakmayacağım." Dedikten sonra utangaç bir şekilde yastığına yüzünü sürttü.

Yorgunluktan dolayı ayakları ağrıyordu. Uykusu ağırlık yaptığında gözlerini kapatmıştı.

İyi uykular prensesim. Kafasını yere koyup gözlerini kızından ayırmadı. Yarın senin için zor bir gün olacak.

🔥

Kuş cıvıltıları Eliana'nın kulağına geldiğinde yerinde biraz kıpırdanmıştı. Gözlerini aralarken karşısında Keegan'ın ona baktığını görmüş ve gülümsemişti. Ayağa kalkıp ejderhanın yanına gitti. "Günaydın baba!" diyerek yanına oturdu ve derisini okşadı.

Günaydın prensesim. Yemeğini ye, dışarıda bir misafirimiz var.

Eliana meraklanmış, acele bir şekilde önündeki yemeğini yemişti. Ayağa kalkıp Keegan'a döndü. "Bitti, hadi gidelim!" diyerek sevinçle bağırdı.

Küçük kız, kendisi gibi bir arkadaş bekliyordu. Tüm canlıları görürken bir insana asla rastlamamıştı. Ama ormandaki canlıları çok iyi anlıyordu. Onun için anlamak yetmiyordu.

Thita - Yakut HançerWhere stories live. Discover now