"Kusura bakmayın muallime hanım. Bazı işgüzarlar böyle haneme kadar geliyor işte." Gülilzar daha yanıt vermeden Murat araya girdi.

"Peder bey bence bunları konuşmayalım. Hanımlar zaten gerildi." Kadir bey çatık kaşlarla durumu onaylarken,

"O halde ne tür şeyler konuşalım evladım? İlçedeki açık sinema salonunu mu? Yoksa pavyondaki şu Hülya mı?" dedi. Murat gergin bir halde diş sıkarken Gülilzar bir aile tartışmasının içine düştüğünü kavradı. Nazire hanım olaya el atarak,

"Bence yemekleri soğutmadan yiyelim. Misafirimiz açtır," diyerek telaşla sofraya yürüdü. Gülilzar ve iki gergin adam da peşi sıra oturduğunda sadece yemek ile ilgilenildi. Gülilzar karnını doyurana kadar yedi, özellikle kibar görünmeye çalışarak. Yemeğin sonunda sıcak bir çay ve tatlı ikram edildi. Ardından Gülilzar gitmek için ayaklandığında Kadir Bey, oğluna onu götürmesini söyleyerek arabayı hazır etmesini istedi. Murat yanlarından ayrıldığında Kadir Bey Gülilzar'a dönerek,

"Köyümüze hoş geldiniz tekrar. Umarım bu köyün kurallarına karşı durmaz, makul davranırsınız," dediğinde Gülilzar bu cümlenin ardındaki büyük gözdağını sezdi. Ev sahiplerine iyi geceler dileyerek Murat'la yeni yuvasına doğru yol aldı. Aklı konakta geçen vukuattaydı. Kadir Bey köylüyü sıkıntıya mı sokuyordu. Yoksa başka bir olay mıydı? Peşin hükümlü davranmaması gerekirdi. Sonra birçok hısım edinirdi istemeden.

Murat ile tek kelime etmeden sürdürdüler bu yolculuğu. Okul köyün biraz dışında kaldığından karanlıkta yürümek Gülilzar'ın işine gelmemişti. Şükür ki Kadir Bey bunu düşünmüş, oğlunu göndermişti. Halası olsa kurda kuzuyu teslim etmek derdi bu işe fakat Gülilzar, Murat'tan bir zarar gelmeyeceği kanısındaydı. Murat okulun bahçesine geldiğinde Gülilzar bu bahçenin fazla çorak olduğunu düşündü. Ekilecekler listesi hızla kafasına doluşurken Murat arabadan inip Gülilzar'a kapıyı açıverdi. Arabadan çıkıp,

"Teşekkür ederim, çok incesiniz," diyerek gülümsedi. Murat bu iltifat karşısında utanç içinde,

"Rica ederim, vazifemiz... Bugün olanlar için pederim adına özür dilerim. Bir misafirin önünde söylenmemesi gereken kelimeler zikretti," dediğinde Gülilzar, Murat'ın sıkıntısını hissetti.

"Pederiniz biraz tahakküm gösteren bir bey. Bu apaçık ortada..." Gülümsedi. "Ziyanı yok, kendinizi üzmeyin." Murat başını kaldırarak Gülilzar'a ışıl ışıl baktı.

"O halde size iyi geceler dilerim..." Bir an düşünüp sahte bir somurtma yerleştirdi dudaklarına. "Size adınızla seslenebilir miyim?" Gülilzar bu köyde bir arkadaş edinme isteğiyle başını salladı.

"Elbette! İyi geceler Murat. Tekrar görüşmek dileğiyle..." Murat elleri cebinde geri geri yürüyerek arabasına doğru yol alırken,

"Tekrar görüşmek dileğiyle Gülilzar..." dedi.

***

Okul binasının tek basamağı, Gülilzar için meskendi artık. Hayalleri bir bir suya batarken çıkardığı sesler kulağındaydı. Düşleri boğulmak üzereydi ve Gülilzar öylece bekliyordu. Fakat hayır, öylece durmak, oyalanmak Gülilzar'ın tabiatına tersti. Öğrenciler okula gelmediyse de bayrağı göndere çekecekti. Durduğu yeri terk ederek bandrole yaklaştı. Sabitlediği ipi çözerek sancağı en yukarıya çekti. Sona yaklaştığında ipi tekrar bağlayarak bir gözü kapalı izledi ay yıldızı. Rüzgar ile dalgalanışı, yüzünde büyük tebessüme neden olurken Rıfat'ın sesi çalındı.

GÜLİLZAR Where stories live. Discover now