1"Sevi"

745 41 14
                                    

***

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

***

Her şerde bir hayır vardır derler,peki ya her hayırda bir şer varsa?..

Cumartesi günü,sabahın 9'unda bunu düşünmemdeki sebep neydi , hiçbir fikrim yoktu.Açıkçası bugün tek bir şey bile düşünmek istemiyordum , sadece neden bu kadar erken kalktığımın hesabını kendi kafamdan yapıp , bu ruhsuz günden nefret etmek istiyordum.Ama sonra bu nefretin lisedeki edebiyat hocamızın deyimiyle , ergen kitaplarındaki başrollerin ruh haline benzediğini düşünmesi aklıma geldi.Ve bu nefret fikrinden de soğudum.

Gözlerimi ovuşturup kapıdan çıkarken elimdeki bozuk paralarla kaç ekmek alabileceğimi hesaplamaya başlamıştım.Param ve alacağım ekmek sayısı netleştiğinde , çitlerin arkasındaki iki katlı mavi eve baktım.

Acaba şu an ne yapıyor demeden edemedim.Onunla öyle çok ilgileniyordum ki içimi onun planlarını hesaplayan bir hesap makinesi gibiydi.Büyük ihtimalle uyuyordu , evet , öyle olmalıydı.Hafta sonu idi , ve onun hafta sonu işe gitmesi , gökten kırmızı kar yağması kadar imkansızdı.

Tam gözümü yola çevirecek iken evin kapısının açıldığını gördüm.Meraklı gözlerim birkaç saniye içinde cevaplarını almıştı.O ' ydu.Üzerindeki beyaz tişörtün üstüne geçirdiği , siyah , deri ceketi , kot pantolonu ve dağınık saçlarıyla nasıl bu kadar kusursuz olmayı başardığını düşünmeden edemedim.

Ve o beni fark etti.İşin kötü tarafı bir kedinin , balığa baktığı gibi bir iştahla onu inceleyen gözlerimi de fark etmesiydi.Tabii bir de giydiğim siyah eşofman , üzerimdeki lacivert atlet ve onun üzerine aceleyle giydiğim siyah bol hırka , aynı zamanda çalı süpürgesinden farksız olan saçlarım.

Ama o düşündüğümün aksine samimiyetle gülümsedi.Bu , onun kusursuz olduğu fikrini beynimde bir kez daha pekiştirmişti.

"Günaydın Ömer Abi!"

Ses tellerimden çıkan bu coşkulu sese ben bile inanamadım.Az önce hayattan soğumuş , ayakta uyuyan Defne'nin sesi miydi bu?

Hayır ; bu aşık olan Defne'nin sesiydi.

İkimizde evlerimizin bahçelerinden çıkmak için adımlarımızı sıraladığımızda yüz yüze gelmeyi başarabilmiştik.Gözlerine yakalandığımda neredeyse alnıma kadar kıvrılan dudaklarıma içimden okkalı bir küfür ettim.Ömer -Abi- ise telefonundaki birkaç şeye baktıktan sonra bana döndü ,

"Günaydın fıstık.Hayırdır , nereye gidiyorsun?"

Nereye gittiğimi unuttuğum birkaç saniyenin ardından kendime gelebildim.Ben çok rahatım izlenimi vermeye çalışan ellerim , ceplerimi buldu.Olabildiğine keyifli bir ifade ile konuştum ,

"Fırına , abim ile annem birlik olup zorla beni ekmek aldırmaya yolladılar."

Kalbimi yerinden hoplatacak kadar geniş bir kahkaha attığında ben ise sadece al , al olmuş yanaklarımı kastım ,

İlk AşkOnde histórias criam vida. Descubra agora