TANITIM VE PROLOG

Start from the beginning
                                    

Karanlığa ait olan bu hayranlığın gittikçe arttığını fark ettiği andan itibaren içinde bulunduğu mahzende volta atmaya başladı.

Bu bir isyandı, bu kızın isyan olduğunu onu ilk gördükleri andan itibaren biliyorlardı.
Bu isyanın yıkımından ilk defa ürken karanlığa ait olan, "Onu öldür. "dedi, genç adama.

Işığın gittikçe genç kızı aydınlattığını  hayretle izleyen genç adam, hem dostu hem de düşmanı olana baktı. Onun kızı vahşetine engel olarak gördüğünü fark etmemek olanaksızdı.

Her daim genç adamla veya genç adamsız ihtilaf isteyen bir müttefikti karanlığa ait olan. Genç adamın ele geçireceği ilk fırsatı bekliyordu. Onu bu hayranlıktan kurtarmak istiyordu.

"Korkuyor musun yoksa? "dedi genç adam kafesinde yavaş adımlarla olta atan üçüncünün zaaf noktasına dokunarak.

Kızı izlemeyi bırakamıyordu genç adam. Bu bir bağımlılık gibiydi. Onu ilk gördüğü anda hedefe sabitlenmiş bir silah gibiydi. Hedef şaşmıyordu, onun gözleri hep genç kızı vuruyor, kendisi de vuruluyordu.

Üçüncü duraksadı. Mahzendeki adım sesleri yok oldu.

"Ölümü ne zaman korktuğum için istedim, Siraç? Ne zaman zevk için değil de korku duyduğum için öldürdüm?" dedi soğuk bir sesle.

Gözlerinde kanı, vahşeti, birlikte yaptıkları acımasızlıkları  canlandırdı. Genç adam durduğu yerde kasıldı.  Karanlıktan olan, kontrolü ele geçirmek için acımasızca oynuyordu.

"Hayır , onun iyiliği için bir anlaşma yaptık ."dedi genç adam.

Üçüncünün korktuğunu biliyordu ama o korkmuyordu. Kaçmak istemiyordu çünkü.

Tenine ölüm haricinde bir şey değmemişti ama masum bir şekilde uyuyan genç kıza dokunmamak için sızlayan ellerini arkasında kavuşturmuş, ayın ışığını geniş sırtıyla engelliyordu.

Genç adam üçüncünün kontrolünü çabuk bir şekilde kaybedebileceğini biliyordu. "Ne zamandan beri masum insanlara zarar vermeye başladın, intikam?" dedi ona .

Üçüncü cevap vermedi. Bir süre  mahzende sessiz kaldı.

İkisinin de  hisleri olmasa da, çarpık zihinlerinde  bir adalet terazisi vardı. İki ucu da dikenliydi bu terazinin hangi taraf ağır basarsa o tarafın canı yanardı .Bu masum kızın da canının yanacağını ikisi de biliyordu ama  genç adam bunun fiziksel olmasını istemiyordum.

Giderken götüreceği günah yüküne bir masumun ağırlığını da eklemek istemiyordu çünkü.

Üçüncü mahzende yere çöktü ve Ay'ın, gecenin karanlığından sıyrılıp tamamen aydınlattığı kızı izledi bir süre genç adamla.

Sonra, çok sonraları fark edecekti ki genç kız üçüncüyü mahzende sessizliğe zorluyordu. O onun çatal dilini susturuyordu.

"Yakınlaşsana ona. "dedi mahzendeki . Genç adam tereddütte kaldı. Üçüncüyle birdi ama ona güvenmiyordu.

Karanlığa ait olan da bu tereddüttü hissetti. “Sadece yakından görmek istiyorum. Bize dokunanın ne olduğunu bulmak istiyorum. Zarar vermeyeceğim, vermeyeceğiz. " teminatını verdi bu yüzden.

Genç adam tereddüt etti ama aynı duygusuzluğu taşıyorlardı ve o da merak ediyordu bu sebebi.

Bu yüzden, "Cehennem bizi diri diri yakarken, bu anı belki de bir nefes olur bize. "dedi fısıldayarak.

MIHWhere stories live. Discover now