"Al" sesini duyunca ona baktım. Gözlerimi elinde tutmuş olduğu küçük hapa çevirdim. Anlamamış şekilde ona bakarken almam için gözleri ile elinde duran hapı işaret etti. Ne olduğunu bilmiyordum.

Uyuşturucu olabilir mi?

Tedirgince elindeki hapı alıp ağzına attım. Attığım gibi ağzıma gelen tat iştahımı körüklemişti. Bu bir tür ferahlatıcı nane aromalı kivili bir şekerdi. Of yemin ederim kalpten gidiyordum. Az önce uyuşturucu sanmam peki. Kafayı yemiş olmalıydım.

"Kan tadı sevmezsin diye düşünmüştüm. " dedi.

Kendimi mahcup hissetmem geç olmadı. Şekerin tadını daha çok almak için yavaşça ağzımın içinde yuvarladım. ona baktığımda,bir şeker de kendi ağzına attığını görmem beni güldürmüştü. Hoşuma gitti. Çıkardığı bir kaç belge ve dosyayı elinde düzeltirken konuştu.

"Aradığın pek çok şeyi burada bulacaksın." uzattığı dosyaları elinden alıp, kafa sallamakla yetindim.

Telefonuma gelen bildirimle gözlerimiz masanın üzerinde duran telefonuma kaydı.

Gönderen: DERİN

"Seni almaya gelim mi?"

Telefonumu kenardan kapatıp çantama attım.

"Bugün erken çıkacağım, gideceğin yere kadar seni bırakabilirim. " dedi.Bu teklife hayır demek istemiyordum. Tebessümle gözlerimi yumdum. Beni karşılıksız bırakmayıp tebessümüme karşılık oda tebessüm etti.Masadaki telefona uzanıp 1 düğmesine basarken "ne içersin" diye sordu.Bunun üzerine güzel bir su iyi gidebilirdi.

"Su" dedim.

Dudaklarımdaki mendili avucumun arasına alırken, telefonu yerine yerleştirip koltuğuna daha çok yerleşti. Önündeki bir kaç dosyaya bakarken, gözümle odanın bakamadığım geri kalan yerlerine göz gezdirdim. Bir kapı vardı karşımda içerisi pek karanlık olduğu için seçemiyordum. Büyük gri camdan görebildiğim kadarıyla, çalışma odasıydı. Gözlerimi kısıp içeriye daha çok dikkatli baktım. Birden gri renkli cam gitmiş yerine şeffaf perde gelmişti.
Şuan içeriyi daha net seçebiliyordum.

"Daha önce birlikte çalıştığımız yardımcımın odasıydı. " dedi.

"Peki şuan kendisi nerede?" dedim. Beni alakadar etmese de merak etmiştim.

"Çalışanlarımın iş ortamında yakınlaşmalarına pek uygun bakmıyorum. Kurallarımıza uymadı. Dedi.

"Anladım."dedim. Kusursuz diksiyonu muazzamdı. Odanın camı eski rengini alırken konuştu.

"Burası artık senindir." dedi.

Devam etti.

"Güzel başarılara imza atacağız." dedi.

Benden ümitliydi. Oldukça.

"Bende öyle düşünüyorum." Dedim. Ağzımdaki şeker bitmiş ama geriye çok güzel bir tat kalmıştı.

Çalınan kapı sesine "gel" diye seslendi. İçeri giren genç, bir kızdı. Elindeki tepsiye dikkat ederek yanımıza kadar geldi. İnce bacakları onu seksi gösteriyordu. Uzun saçları. Dudağındaki kırmızı ruju onu oldukça olgun gösteriyordu. Yaşının ne kadar küçük olduğunu saklayamıyordu. Benim suyumu önüme bırakırken Sarper' in yanına aheste aheste gidip kahvesini bıraktı. Omuz altından kızla göz göze gelince irkilmedim değil. Gözlerinden ateş çıkacak gibiydi. Bu da neydi şimdi?

Sarper'in sesi ile kendime geldim. Bir an gözlerim Sarper'i buldu.

"Çıkabilirsin." Demişti. Kıza döndüğümde suratı beş karış olmuştu.

"Peki efendim." Deyip. Odadan çıkmıştı. Gözlerimi ona çevirdiğimde kahvesinden bir yudum alıyordu.

"Biraz asabi olsa da, kahvesi oldukça güzeldir." Dedi.

Bende suyumu içip çantama dosyaları yerleştirirken kafa salladım.

"Öyledir." dedim.

"Yurt dışı seyahat vs. Problem olur mu?" Dedi.

"Sorun olmayacaktır. Arkadaşımla yaşıyorum, kendisini bilgilendirmem ve bir kaç sorusunu cevaplamam yeterli olur diye düşünüyorum." Dedim.

"Tamam" Dedi.

Kahve tutuşu çok kibardı. Bir yudum daha alıp kahve tabağına yavaşça yerleştirip ellerini kilitleyip öne doğru eğilip,

"İstersen çıkalım" Dedi.

Elimdeki mendili çantama atarken,

"Olur." dedim. Benden önce ayağa kalkıp askıda duran büyük kabanını aldı. Kapıyı açıp sol eli ile yolu gösterirken bu kibar davranışına kafamı eğip gülümseyerek çıktım. Uzun koridorda ilerlerken yanımıza gelen bir kadın bizimle birlikte ilerlerken konuştu, "Sarper bey birazdan toplantınız-- " kadının cümlesini yarıda kesen şey Sarper'in sesi olmuştu.

"İptal et." Demişti.

Kadın "Tamamdır efendim." Diyerek yanımızdan ayrılmıştı.

Asansöre doğru ilerlerken ikimizde konuşmamıştık. Asansör geldiğinde içinden çıkan bir kaç çalışandan sonra biz bindik. Zemin kat düğmesine basan onun kemikli, damarlı parmakları oldu. Tırnakları oldukça temiz ve düzenli kesilmişti. Gözlerimi önümdeki asansörün aynasından kendime çevirdim. Dinç duruyordum. Saçlarımı seviyordum. Gözlerimi saçlarımdan alıp ona çevirince göz göze geldik. Bu kaç oldu. Gözlerinde arzu vardı.

Gözlerini bu sefer kaçıran o oldu.

Ayaklarına çevirip ayakkabısının birinin bağcığının açık olduğunu görünce yere doğru eğilip, acılan ipi kurdele yaptı. Bedenini doğrultunca istemsiz bir öksürük tuttu. Boğazım gıcık olmuştu. Parmaklarım dudağıma gidince onun sesini duydum.

"İyi misin." sesinde endişe vardı. Elini koluma attı. Elini tuttum.

"İyiyim. " dedim. Ellerimin nerede olduğuna bakınca yaptığım temastan bir elektrik hızlıca vücuduma aktarıldı.Kalbim yine dans ediyordu. Midemde ağrılar yüz göstermişti. Elimi sıkarak gözlerini yumdu.Ellerini sıktı. Ellerimi. Elleri ile ellerimi tutmuştu.Ellerini bir utançla hafiften çektim. Asansör zili sesine teşekkür ettim. Beni bu utançtan biraz da olsa uzaklaştırmıştı. Açılan kapıdan önce ben, sonra o indi. Yine arkamda telefonla konuşarak geliyordu. Bir taraftan bana arabayı işaret ediyordu.

"Hemen geliyorum diyerek." Yanımdan ayrıldı. Arabanın koltuğuna yerleşerek onu beklemeye karar verdim. Aynadan baktığımda şiddetli bir telefon konuşması yaptığı barizdi. Bu kadar sinir olduğu şey neydi acaba? Kimle konuşuyordu ki? Ben bunları düşünürken onun konuşması bitmiş çoktan sürücü koltuğunda yerini almıştı bile. Arabada bir sessizlik vardı. Yol boyunca sesi çıkmamış, sesim çıkmamıştı. Baya bir yol gelmiştik.Sonunda gelmiştik. İşte benim evim. Sonunda konuşmuştu.Yol boyunca tek cümlesi olmuştu.

"Teyzem aradı, bir sorun var sanırım." Dedi.

"Umarım kötü bir şey yoktur. Beni bıraktığınız için de tekrardan nasıl teşekkür etsem bilemiyorum." Dedim yüzüm ona dönükken.

"Ben teşekkür ederim, aslında bir yolu var?" Dedi.

"Tabi"dedim.

"Çok iyi bildiğim bir yer var, güzel yemekleri var, bana eşlik ederek teşekkür etmiş olabilirsin." Dedi.

Resmen bana ödül bu nasıl hayır diyebilirdim ki.

"Peki olur. " dedim.Hoşuna gitmiş olacak ki ufak tebessümle karşıladı. Utanmadan arabadan çıkmalıydım. Kapımı açıp kendimi dışarı attım.

Pencereden ona doğru uzanıp "İyi günler Sarper bey " dedim. Sadece kafa sallamıştı. Eve girip kapıyı kapatacağım sırada hala beni izlediğini gördüm. Kapıyı kapatmam ile arabanın kalkış sesini duymam bir oldu. Gitmişti. Ben nasıl bununla çalışacaktım. Ona dokunmak istiyordum.











Umarım bu bölüm sizin beğeninizi almıştır. Her gün sizin için daha güzel şeyler çıkartmak için uğraşıyorum. Elimden gelenin fazlasını yapıyorum sizden ricamdır. güzel yorumlarınızı hikâyemden eksik etmeyin. Voteleriniz oldukça değerli. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın. Sizi seviyorum.

YARDIMCIWhere stories live. Discover now