2. Bölüm - Cinli Vasfiye ∞

En başından başla
                                    

''Hayır dedim Melis. İnanmıyorum ben öyle şeylere, sende inanma. Kadın nereden biliyor senin, benim geleceğimi ya? Küçücük fincanda ben sadece içtiğim kahvenin telvesini görüyorum. Kadın çocuklarımın ismini mi görecek? Orada gördüğü çocuk isminden ne olur hem? Orada gördüğü çocuk olsa olsa benim eski barbie bebeklerim olur. Fincan ya o, küçücük fincan.'' diyorum ve elimdeki çay bardağını masaya bırakıyorum.

''Bana başka ikna etme yöntemi bırakmadın.'' diyor Melis ve mutfak masasının üstündeki Iphoneuna uzanıyor. Bir telefonuna bir bana bakarken ben ne yaptığını sorgulamaya çalışıyorum.

''Candy Crush Saga'dan gönderdiğin canları geri mi alıyorsun? Öyle bir şey yok oyunun yapısında.'' deiyorum ve çayımdan bir yudum daha alarak metal sandalyeyi ittirerek ayaklanıyorum.

''Anneni arayıp Kerem'in sana evlenme teklifi ettiğini, senin kabul ettiğini söyleyeceğim. Şanslıysam babamda yanındadır.'' diyor Melis ve telefonunu havaya kaldırarak 'yapayım mı?' bakışını atıyor. 

''Onlara geldiklerinde söyleyeceğim biliyorsun.'' diyorum. 

''Ya benimle o falcıya gelirsin, ya da anneni arayıp her şeyi anlatırım. Sonra ömür boyu sen uğraşırsın.'' diyor ve sandalyesinden kalkarak yanıma geliyor. 

''Çok adisin.'' 

''Biliyorum, Kıvırcık. Şimdi sen git üstüne kababını filan giy, saçlarını yap. Kıvırcık saçların daha çok bonus gibi geliyor şu an gözüme. Bende buraları toplarım.'' diyor ve yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra masanın üstündeki kahvaltılıkları toplamaya başlıyor. 

Gözlerimi devirdikten sonra odama doğru gidiyorum. Melis'in dediği şeyi paşa paşa kabul etmekten başka çarem kalmıyor. Eğer onunla gitmezsem annemi arayacak, olan biteni anlatacak, adım gibi biliyorum. Sonra annem beni arayacak ve aynen şunları diyecek;

 ''Ne yani, evleniyor musunuz şimdi? Annesi babası ne zaman gelecekmiş bize? Bizim hiç hazırlığımız yok. Ben hemen oraya geliyorum hazırlıklara başlıyoruz. Bu çocuk seni aldatmamış mıydı kızım? Seni aldatan bir adama güvenip nasıl onunla hayatını birleştireceksin? Senin çeyizin hazır değil ki, git hemen birikmiş paranla yemek takımı al. Nerede oturacakmışsınız? Yüzüğünü nerden almış? Evlenme teklifi kafadan uydurma mıydı yoksa düşünülmüş bir şey miydi?'' 

Bunlar en kötüleri. Çünkü en iyilerini Melis o gece beni eve Kerem bıraktığında saydırmıştı. En sonunda sorularına cevap vermekten o kadar yorulmuştum ki, aşk sarhoşluğuyla duşa girmiş, Melis'in uyumasını bekleyip 1 buçuk saat boyunca çıkmamıştım.

Bir buçuk saat sonra cildim buruş buruş olduğu için çıkmıştım ve Melis'i bilgisayar başında uykuyla savaşırken bulmuştum. Beni gördüğündeyse hemen sorulara tekrar başlamıştı. 

''Niye geldiğin gibi duşa girdin? Bir de iki saat çıkmadın? Bir şey mi oldu aranızda?'' 

Evet biliyorum, Melis gibi bir kardeşiniz varsa ve evlenme teklifini bir Sayer'den almışsanız, hayat gerçekten harika. 

''Meliiis, ben hazırım hadi çıkacaksak çıkalım vallahi vazgeçeceğim.'' diyorum ve odadan çıkıp evin kapısının önünde beklemye başlıyorum.

''Telefonum hala elimde.'' diyor ve müzrip gülümsemesiyle yavaşça yanıma geliyor. 

O sırada telefonum ''it's our party we can do what we want'' sözleriyle çalmaya başlıyor, pantolunumun cebinden telefonumu çıkartırıp, müstakbel eşimin aramasını cevaplıyorum.

''Sayer.'' diyorum ve dışarıya adımımı atıyorum. 

''Güzelim, bende seni bekliyordum.'' diyor ve birden ağaçların arasından çıkarak sarılıyor. Hiç bekletmeden kollarımı boynuna doluyorum ve yanağına öpücük kondururken kokusunu içime çekiyorum. 

Anadolu EfesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin