16/Nil (1. Kısım)

Start from the beginning
                                    

Nilüfer'in daha fazla konuşmasına fırsat vermeden "Başka bir nedeni var," diyerek araya girdi. Her şeyi bir anda anlatamayacağını biliyordu, hem Nilüfer duyduklarını kabullenmekte zorlanacağı hem de anlatmak ona da ağır geleceği için. Yine de kızın her şeyden bu kadar habersizken ona bağlanmasını istemiyordu. Bir yerden başlamalıydı, İdil doğru bir başlangıç noktası değildi ancak umursamıyordu. Bugün onu düğünde gördüğünde, hiç düşünmeden Nilüfer'i de alarak uzaklaşmıştı. Geleceğini biliyordu ama bu kadar erken olacağını tahmin etmemişti. Düşüncelerinden kurtulmak istercesine başını iki yana salladı. Belki de yanlış görmüştü, gördüğünü sandığı kişi İdil değildi. Nilüfer'in sessizliğinin giderek daha boğucu olduğunu hissederken "İdil," dedi zorlukla. "İdil geldi ya da ben öyle sandım." Yaşadığı kararsızlık duraklayarak yüzünü buruşturmasına neden oldu. "Bilmiyorum."

Nilüfer üşüyen parmaklarıyla çay bardağını sıkıca kavrarken "İdil kim?" diye fısıldadı.

"İdil..." Gürültüyle nefes alarak iç geçirdi Kartal. İdil'i, Nilüfer'e nasıl anlatacaktı? Haydi o, bir şekilde doğru kelimeleri seçerek İdil'i anlattı diyelim, Nilüfer anlayacak mıydı? "İdil, Koray'ın kardeşi." Kızın yeni bir soru sormasına fırsat vermedi. "Koray da benim en yakın arkadaşım."

Nilüfer doğruca Kartal'ın gözlerine bakarak açık açık konuştu. "Hala onların varlığından rahatsız olmana neden olan kısmı anlayamadım, Kartal."

Adam çaresizce saçlarını çekiştirdi. Susmanın kimseye bir faydası yoktu. Daha da kötüsü bu şekilde Nilüfer'in ondan şüphelenmesine neden olacaktı. Kız, tüm iyi niyetiyle olan biteni anlamaya çalışıyordu ama Kartal böyle kıvrandıkça, İdil'le aralarında eski bir aşk hikâyesi olduğunu düşünmeye başlaması an meselesiydi. Gecenin içinde olanca güzelliğiyle yanında oturan kıza baktı. Kartal'ın ruhundaki karanlıktan o kadar habersizdi ki bu hali, adama iç acıtacak kadar masum gelmişti. Derin bir nefes alarak "Koray, İdil'e âşık," dedi ve sonra bunun yanlış anlaşılmaya fazlasıyla müsait olduğunu fark ederek düzeltme ihtiyacıyla devam etti. "Koray, İdil'in kardeşi değil. Yani kardeş gibi büyüdüler ama aralarında kan bağı yok."

Nilüfer alacağı cevaptan korkarak bakışlarını ellerine indirdiği sırada "Peki bunun seninle ilgisi ne?" diye sordu.

Kartal bir an, aklındaki kelimeleri toparlamaya çalışarak nefesini tuttu. Lafı dolandırmaya hiç gerek yoktu. O da Nilüfer gibi bakışlarını ellerine indirerek "İdil de bana âşık olduğunu sanıyor çünkü," diye mırıldandı ve telaşla devam etti. "Ben ona karşı kardeşlerime hissettiğimden fazla bir şey hissetmedim, Nilüfer. Yemin ederim. Ama İdil bana duyduğu aşkı tuhaf bir takıntı haline getirdi. Yani..."

Kız, Kartal'ın sesindeki duygu karmaşasını fark ederek bakışlarını kaldırdı. Adamın, bilmediği bir neden ötürü kendini suçladığı fazlasıyla belli oluyordu ve Nilüfer ona kendini daha da kötü hissettirecek bir şey yapmak istemiyordu. Bu nedenle başını kaldırdı ve derin bir sevginin, ince ışıltılar eklediği yeşil gözlerini Kartal'ın gözlerine dikti. En fazla ne olmuş olabilirdi ki? Öğreneceği hiçbir şey, Nilüfer'in Kartal'a olan hislerini değiştirmeyecekti neticede. Soğumuş çayını kenara bıraktıktan sonra elini zarifçe adamın elinin üzerine yerleştirdi ve güven vermek istercesine sıktı. "Kartal..."

Adam, güç aldığı tek şey Nilüfer'in elleriymiş gibi sıkıca onlara tutunurken "Çok içtiği bir şey gece," diye devam etti. "İdil... Çok sarhoşmuş, Nilüfer. O gece, Koray'la birlikte teknedeyken suya düşmüş ya da atlamış, bilemiyorum. Yatın pervaneleri sırtına..." İdil'in hastanedeki hali aklına geldiğinde gözlerini sertçe kapayarak aklındaki görüntüyü silmeye çalıştı. "Paramparça olmuştu. Aylarca hastanede yattı. Sonra da Koray'la birlikte Amerika'ya gitti."

SevdakederWhere stories live. Discover now