Kartal cevap vermeye gerek görmeden başını salladı. Sessizce devam eden yolculuk sona erdiğinde arabadan inerek Nilüfer’in yanına gelmesini bekledi. Plazadan içeri girip asansörle ofislerinin bulunduğu kata kadar ikisi de bir şey söylemedi. Aralarındaki sessizlik tüm tuhaflığıyla sürüp giderken başını hafifçe yana çevirerek Nilüfer’e baktı Kartal. O kadar güzeldi ki güzelliğiyle adamın canını acıtıyordu. Her şeyi bir an için de olsa unutup tüm benliğiyle Nilüfer’e kanıyordu Kartal. Buna yaratılışından meyilliydi, sanki ilahi bir nefes adamın cennet diye bildiği ne varsa Nilüfer’in gözlerine üflemişti. Ofisinin önüne geldiğinde elini kapının tokmağına atarak açmadan beklerken öylece kıza bakmayı sürdürdü. “Elin...”

“Acımıyor,” diyerek yüzündeki ışıltıyla gülümsedi Nilüfer. “İyiyim ben.”

“Tamam.”

Sesinin daha ziyade bir soruyu andırır gibi çıkmasına aldırış etmeden tekrar etti. “Tamam.”

“Peki.”

“Peki.”

Kartal ne diyeceğini bilemeden bakışlarını çaresizce ofisine çevirdi. Tokmağı çevirip kapıyı aralarken “Ben artık ofisime gireyim,” diye mırıldandı.

“Olur.”

“Olur.”

“İyi çalışmalar.”

Adam konuşmayı bu şekilde sürdüremeyeceğini anladığında Nilüfer’in, odasına gitmek için arkasını dönmesini umursamadan atıldı. “Nil!” Sesini duyduğunda yeniden ona dönen kızla göz göze geldiğinde elini sıkıntıyla ensesine atarak saçlarını karıştırdı. “Akşam...” Gürültüyle iç çekerken başını önüne eğdi. “Başka bir işin yoksa...” Göz ucuyla Nilüfer’e kaçamak bir bakış attı. “Birlikte...”

“Kartal Bey...” Adamın sertçe bakışlarını üzerinden çekerek dişlerini sıkmaya başladığını fark ettiğinde gözlerini kapatarak sıkıntıyla iç çekti. Kartal, ona bu şekilde hitap etmeyi sürdürmesinden pek de memnun olmamıştı anlaşılan. Gözlerini üzerinden çekmeden önce öyle bir bakış atmıştı ki sesini yutmak zorunda kalmıştı Nilüfer. Açıklama yaparak altını çizmek istemediği için derin bir nefesle “Çok isterdim ama,” diye mırıldandı. “Oktay’a önceden verilmiş bir sözüm var. Sinemaya gideceğiz. Ama gelmek isterseniz...” Aynı şeyi yaptığını fark ederek dudağını ısırdı. “Yani...”

“Bana siz demekten vazgeçmeyeceksin.”

Kartal’ın durumu gönülsüz de olsa kabullendiğini anlatırcasına sıkıntılı çıkan sesini işittiğinde “Sadece,” diyerek araya girdi. “Alışmaya ihtiyacım var. Zamana bırakmamız gerektiğini siz...”

Kartal bu duruma daha fazla tahammül edemeyeceğini hissederek Nilüfer’i kolundan tuttuğu gibi ofisten içeri soktu. Hızla kapattığı kapıyla arasında kalan kıza bakarken omurgasının iflahını kesen bir hareket yaparak aradaki mesafeyi kapatmak için başını öne eğdi. Nilüfer’in heyecanla adamdan gelecek hamleyi beklediği saniyeler son bulurken ofisin içine Kartal’ın “Nil,” diyen kısık sesi doldu. “Oktay’la sinemaya gitme.”

“Ama söz...” Kuruyan boğazının konuşmasını zorlaştırdığını anlayınca hızlıca dudaklarını ıslattı Nilüfer. “Söz verdim. Ben...”

Kızın titreyerek birbirine değen kirpiklerini seyrederken elini yavaşça yanağına yerleştirdi Kartal. “O zaman,” dedi sessizce. Bir an heyecandan dizlerinin bağı çözülürken sıkıca adamın eline tutundu Nilüfer. Bir şey söylemeden Kartal’ın devam etmesini bekledi. Zira öyle derin bir heyecan duyuyordu ki adam ismini sorsa bir kerede cevap verebileceğinden emin değildi. “Bana da bir söz ver, Nil.” Baş parmağını kızın çene çizgisi boyunca hareket ettirirken “Yalnız ikimizin olacağı bir an için,” diye devam etti. “Baş başa kalacağımıza söz ver.”

***

Atıf Kartal TUNABOYLU

Atıf Kartal TUNABOYLU

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Nilüfer SEVİN

Nilüfer SEVİN

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
SevdakederWhere stories live. Discover now