Bölüm 1 - "Maydonoz"

12.1K 402 31
                                    

Sabah annemin hazırladığı krepin kokusuyla uyandım.

-Immm bu sefeeeeeeer maydonozda var.

Evet evet kesin maydonoz da var yada dereotu tanrım neden ikisini tam olarak ayırt

edemiyorum ki yıllardır bu kokuyla uyanmama rağmen yinede şu an hangisini kattığını bilemiyorum. İkilemdeyim bir yanım dereotu derken bir yanım maydonozda kararlı kokuyu tam olarak içime çekmeliyim ne olduğunu anlamam içim çektiğim kokuyu biraz ciğerlerimde tutup bıraktığımda damağımda bırakılan hafif tatla anlamalıyım tamamdır havayı içime sonuna kadar çektim ve 5 saniye kadar tuttum bıraktığımda kararım maydonozdu ama hayır bu sayılmaz az tuttum içimde biraz daha tutmam gerekiyordu tekrar denedim bu sefer 10 saniye sanki şimdi dereotu gibi geldi. Tanrım ben burada ne yapıyorum yaklaşık 15 dakikadır uyanmama rağmen yatağın içinde acayip şekilde havayı koklayarak annemin krepin içine dereotu mu maydonoz mu kattığını anlamaya çalışıyorum. Harika delirmeme çok az kaldığını hissediyorum. Aptal aptal havayı koklayarak yattığımı fark ettiğim zaman ani bir hareketle yataktan çıktım.Saat 7:37 ouff 8 de evden çıkmam gerekiyor kahvaltı etmeden çıkmayacağıma göre en iyisi aşağıya inmek.

Annemin uyandığımı anlaması için biraz fazlaca gürültülü açtığım kapıyı daha yavaş bir şekilde kapattım. Kendimi hazır hissettiğimde aşağıya indim.

-Günaydın bebeğim nasıl uyudun ?

-Fena sayılmaz. Akşam kar mı yağdı yine anne ?

-Ahh evet yağdı biraz nasıl anladın üşüdün öyle değil mi tühh üşümemen için evin ısısını arttırıp üstüne battaniye de sermiştim ama...

-Hayır hayır üşümedim akşam su içmeye mutfağa indiğimde dışarıya bir göz atmıştım.

Bu cevabı yeterli görmemiş olacak ki endişeli bir yüz ifadesiyle elini hemen alnıma koydu sonra yüz kaslarının gevşediğini hissettim neyli krep yaptığını bilmemi istedi hahh bu konuda kızın oldukça kötü Kate(pardon anne ) zaten sırf bunu bilmek için aşağıya bile indim diyebilirim. Ama hala ilk kararım olan maydonozda kalmıştı aklım sanki maydonozluydu krep anneme bilemediğimi söyleyerek cevabı söylemesini bekledim

-Tamam öyleyse ben söyleyeyim DEREOTLUUUU J

?

haaa inanamıyorum neden dereotlu ben maydonoz demesini bekliyordum oysaki, bu cevap üzerine yüzüm düşmüş olacakki annem bi sorun olup olmadığını sordu

-Hiçç anne ben sadece maydonozlu yaptığını sanmıştım bi an

-Ahh tatlım keşke daha önce söyleseydin ... şeyy vaktin var mı 10 dakikaya hazırlarım

Yoo yoo o kadarda değil zaten yeterince kafayı yediğimi düşünüyorum birde maydonozlu olmadığı için oturup maydonozlu krep beklemeyeceğim. Kararlı bi şekilde hayır cevabını alınca annemde fazla uzatmadan krebi önüme koydu kendisi kesinlikle babamla yemiş olacak. Hızlıca yemeği yiyerek kalan dereotlu kreplere bakmadan kendimi delirdiğim bu evden dışarı attım.

Okul o kadar uzak olmamasına karşın Colin'i yine evin kapının önünde otuziki diş gülerken buldum. Bu aralar sıkça karşılaştığım bir durum daha öncede Colin le okulda karşılaşırdık ama açıkçası bu kadar ilgili değildi. İtiraf ediyorum belki aneminde şımartmalarıyla kendimi güzel bulurum yani öyle çok bir çarpıcılığım yok ama kendime güzel gelirim uzun koyu renk saçlarım kendimde en güzel bulduğum noktadır. Onun dışında yeşilimsi ela rengi gibi gözlerim 1.66 boyum hafif sivri olduğunu düşündüğüm bir burnum var J

-Selam Colin naber ?

-Harika bak sana ne aldım

Elinde en çok sevdiğim karamelli dondurma vardı. Aman tanrım onu ve Colin'i hemen buradan uzaklaştırmalıyım eğer annem dün kar yağmışken dondurma yediğimi görürse işim bitti demek ve bunu Colin'in verdiğini görürse Colin'in beni gördüğü son gün olabilir. Ani bir şekilde koluna girerek yapmacık sırıtışımla teşekkür ediyor bir yandanda onu evin bahçesinden uzaklaştırmaya çalışıyordum. Koluna habersizce girmem onun çok hoşuna gidecek ki o cesaretle iki elimi birden kendi eline hapsetti birine dondurmayı koyarken diğerini sıkı bir şekilde tuttu. Şu an onunla ilgilenmiyordum zaten dondurmaya kendimi o kadar kaptırdım ki Colin'in ısrarla bişeyler anlatan sesini pek duymuyordum açıkçası. Gerçi ne anlatıldığını az çok tahmin ediyordum.Bu sıralar Lake Placid deki lisenin tek konusu Johnson'lardı. Kim oldukları o kadar merak ediliyordu ki daha gelmeden ünleri tüm kasabayı sardı. Ben o kadarda merak etmiyordum zaten ben burada neler görmüştüm hayatım burada geçiyordu öğrenciler aileleriyle birlikte gelir işleri ne kadar sürecekse yapar ve gerisin geri dönerlerdi bunlarda büyük ihtimalle öyle yapacaklar yeni başlamış olan 3. sınıfı bitirecek hadi belki bu liseden mezun olup gideceklerdi. Hatta bunun için Bill'le iddiaya bile girmiştik.

Okulun kapısında Lena bizi karşıladı. İmalı bakışlarına bir türlü anlam veremiyordum biz her gün Colin'le beraber gelirdik ilk günkü bakışlarının aynısıydı bunlar iyide sadece okula beraber gelen iki arkadaş olduğumuzu ona anlattığımı sanıyordum.

-Hey selam çocuklar siz okula beraber mi geldiniz ? (imalı gülümseyişi o kadar arttı ki resmen sırıtmaya başladı)

-Evet Lena biz Colin'le her zaman beraber geliriz. Colin'in evi bizim evin ordan geçiyor sanki bunu bilmiyorsun

-Biliyorum biliyorum bilmez miyim

Nereye baktığını bakınca ne olduğunu anladım. Aman tanrım ben hala Colin'in elini mi tutuyorum ? hayır hayır yanlış soru o hala neden benim elimi tutuyor çünkü o tutmaya başladı buda neyin nesi böyle ? Elimi hemen elinden çekip en içten gülümsememle Colin'e dondurma için teşekkür ettim.

-Önemli değil Mel İspanyolca dersinde görüşürüz.

Lena'ya döndüğümde hala bana ve uzaklaşan Colin'e bakarak sırıttığını gördüm. Sabah sabah hiç iyi olmadı bu, konuyu değiştirmem gerekti Lena'nın konuya hemen cevap vereceği bişeyler söylemem gerekiyordu çok düşünmeme gerek kalmadı

- Ee sen beni boşver de Johnson'lar dan haber ver en son durum ne ?

-Ahh Melanie bu gün geliyorlar tanrım onları o kadar merak ediyorum ki acaba Aaron söyledikleri kadar güzel gülüyor mu ? Eddie 'nin göz rengini de bir o kadar merak ediyorum birde David var tabi cool çocuk :D onada bir göz gezdirsem fena olmaz hani...

Konuşa konuşa kafeteryaya kadar gelmiştik. Daha doğrusu ben onu dinleyerek kafateryaya gelmiştik. Bu konunun kapanması için elimden geleni yapabilirdima ama ne yazikki bu sefer konuyu kendim açmak zorunda kalmıştım. Kafeteryaya geldiğimizde Paul'da Johnson'lardan bahsediyordu.

-Hey dostum duyduğuma göre Aaron en kaslı olanlarıymış o beyzbolda kesinlikle bizimle bunu tartışması bile yapılamaz.

-O kadarına emin olma bunları 80 yaşındaki Elizabeth söylüyor.Büyük ihtimalle dün ne yediğini hatırlayamayan bir kadın o eğer Aaron çelimsiz bir tıfılsa herhangi bir tartışma olamayacak aramızda merak etme

Johny bu sözlerinin üzerine bir kahkaha attı .Paul'un yüzü düştü görünen o ki bu ihtimal karşısında olayı çokda dostça karşılamayacak. Lena biricik Aaron'una bu sözlerin söylenmesine o kadar kızdı ki Johny'in kafasına bir tane vurdu. Lena'nın tanımadığı birini bu denli korumasını yadırgamıştım doğrusu. Konuşmaya bu sefer Sarah başladı.

-Evet şimdi bilgilerimizi gözden geçirelim Johnson ailesi 6 kişiden oluşmaktadır. Victor aile büyüğü 35 yaşında, Lilie karısı 30 yaşında , Aaron 18 yaşında kaslı sarışın diğer Johnsonlar gibi oldukça yakışıklı , Eddie de kaslı Aaron'a göre esmer ama aslında kumral tenli-

-Heyy oda nasıl oluyor öyle ?

Colin'in söylediğine bir anda bi kahkaha koparmasıyla yerimden sıçradım onun burada olduğunu bilmiyordum kendimi kaptırmış ilginç bir şekilde ilgilenmediğim Johnsonlar'ı dinliyordum.

-Off Colin bi sussana burada bilgilerimizi pekiştiriyoruz. Evet devam ediyorum nerde kalmıştık ahh tamam bu arada Eddie de 18 yaşında sonra birde Sahsa var o 17 yaşında kestane renkli saçları var, evet evet şimdi sizi David ile tanıştırıyorum cool erkeğimiz 17 yaşında ama diğerlerinden hiçde küçük durmadığı söyleniyor demek ki oda kaslı hoş biri.

Sarah en güzel gülümsemesiyle bize gülümsemeye başladı. Oda anlattığı şeye kendini en az benim kadar kaptırmıştı. Müdür Mike Dumber'in herkese duyurmaya çalışır gibi sesini duyunca hepimiz yerinden sıçradık evet evet Sarah'ın anlattığı hikaye geliyordu. Bunu anladık. Müdür Dumber önde kafeteryaya 5 kişi girmeye başladı işte 1 aydır Lake Placid 'ı meşgul eden Johnsonlar karşımızdaydı.

Yazar : Buse YARALI

Yasak VampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin