Başımın Tatlı Belası(DÜZENLENİYOR)

2.Bölüm

Medya'da Yağız var.

       Sonunda her şey hazırdı; huzurlu bir tatil hayali kuran selinin hayaline ulaşmasına az kalmıştı....1 hafta nasıl geçti anlayamadım ama sonunda bitti, şuan havaalanındayım ve sevgili dayım ve eşinin beni almaya gelmesini bekliyorum...Evet evet biliyorum beni beklemeleri gerekirdi ve evet evet annem ilk andan haklı çıktı ama unutmuşlar sanırım sorun değil sonuçta burası Hawaii. O yüzden kafama takmıyorum, zaten birazdan burada olurlar sanırım. Hawaii'ye ayak bastığımdan beri etrafta seksi seksi şeyler görmeye başladım. Bu seksi şeyler ya hayal -çünkü hava şimdiden sıcak geldi- ya da bir rüya. Dayımı beklerken uyuyakalma ihtimalim elbette ki var ama bunlar gerçek olmalı çünkü bana GÖZ KIR-PI-YOR-LAR. Çok güzel ve alımlı olduğum söylenemez ama çirkinde değilim.Tatlı bir sempatikliğim olduğu söylerler.1.5 boyum,uzun sarı saçlarım,mavi ama griye çalan bir gözüm ve okka gibi minik bir burnum var kısacası çıtı pıtı bir kızım.O yüzden erkeklerin ilgisini çekerim.Sadece çevrem yüzünden iki kişi yanıma yaklaşma cesaretinde bulunmuştu.Onlardan biri cezasını çekti biri de uzun sayılabilecek kadar yanımda bulunduktan sonra cezasını çekti.

Dayımları beklerken çevreyi ve ortamı tanımak adına gözlerimi etrafta gezdirdim.Bana göz kırpanlar çok ilgimi çekmemişti,donuk ve abaza tiplere benziyorlardı ama otoparkın orda arabasına yaslanmış sinirle telefonda konuştuğu kişiye bir şeyler söyleyen  çocukta bir şeyler vardı.Ben indikten bir süre sonra gelmişti ve o zamandan beri gözümü ondan alamıyordum.Çocuk telefonu kapatmış çevresine sinirle bakarken ben çocuktaki gizemi Sherlock Homes edasıyla çözmeyi deniyordum ki telefonum titremeye başladı.Onun teleonu kapatmasının arından benimkinin çalması çok garipti ya da kaderdi. Dayım'ın ismini gördüğümde biraz beklemek istedim ama çok sıcaktı ve nerde kaldıklarını öğrenmeliydim o yüzden hemen açtım ve sanki hiç kızgın değilmişim gibi sakin bir şekilde cevap verdim.

"Alo? Dayı nerdesiniz? 45 dakika önce indi uçağım sizi bekliyorum.'' Zamanı belirterek ufakta olsa laf sokmak pek de kızgınlığımı gizlememi sağlamamıştı ama duygularımı içinde yaşayan bir insan değilim ne yazık ki.

Dayım beni unuttukları ve annemden korktuğu için telaşlı telaşlı konuşmaya başladı."Selin senden çok özür dilerim,Elif yanlış anlamış saati biz seni yeni bindi sanıyoruz uçağa ama merak etme oğlumu yolladım tamam mı? Sakın korkma."korkan ben değildim ama bu ufak yanlış anlaşılmadan dayım annemin haberi olacak diye korkuyor gibiydi.Çevreme bakarak,"Tamam dayıcım sorun değil şey...senin şu..öhm...oğlun ne zaman gelir? Burası biraz sıcak da.''

"Korkma tatlım, birazdan orda olur hatta gelmiş olmalıydı.''

"Tamam dayı yakında burda olur sanırım''

''Ben şimdi arar öğrenirim güzelim, sen merak etme tamam mı? Birazdan görüşürüz canım."

"Görüşürüz dayı.''

 Evett.. Şimdi işin yoksa seni almaya gelen kişiyi bul. Keşke dayımdan fotoğrafını isteseydim amann gelince tanırım nasıl olsa birazcık dayıma benziyordur heralde,neyse benim şu yakışıklıdan ne haber acaba? Hala olduğu yerde duruyordu.Benim telefonu kapatmamın ardından onunki gene çaldı.Telefondaki kişiye kaşlarını çatarak bir şeyler söyledi ve öncekine nazaran daha sakin davranarak telefonu kapattı. Kamyonetten bir şeyler aldı ve kamyonetin kaputuna bir kağıt koyup bir şeyler yazmaya başladı.Demek arabadan bunları aldı. Kader ortağım olan bu 1.85 boylarında kumral saçlı ve iri yapılı çocuğu da bekletiyorlar demek ki.Ben bekletilirim ama bu çocuk da bekletilmez ki arkadaş. Kesin sevgilisi vardır diye düşünerek bakışlarımı başka tarafa yönlendirmeye çalıştım ama ben istemesem dahi gözlerim bir şekilde onun olduğu tarafa doğru kayıyordu. Kağıdı havaya kaldırdığında  üstünde isim ve soyisim yazdığını gördüm. Ben dedim sevgilisi vardır diye sanırım kız uzakta, bu garibim de bu sıcakta onu almaya gelmiş ama galiba kız bunu ekti çünkü daha ortalarda birisi yok. Ve bu zavallım da sinirden köpürüyor bakalım şıllığın adı neymiş. Fotoğraflarına bakarım sonra çirkinse ayırırım ben bunları YAŞASIN KÖTÜLÜK!!!

Kağıdın üstünde SELİN ÖZDEMİR yazıyor.

Hay ana...lan oğlum hayırdır bu benim.

Bir şeyler yapmalıydım orada yalı kazığı gibi duramazdım o yüzden bende valizlerimi alıp çocuğun yanına gittim. Çocuk 'bunun ne işi var burda ya ' bakışı atıyordu bana. Dışı hoş ama içi moş herhalde salak 'Selin' ismini erkek ismimi mi sandı acaba?

Kafamla kağıdı göstererek,"Selin benim."dedim en huysuz tavrımla.Çok daha yaratıcı olabilirdim ama yaratıcı olmak yerine Hawaii'de gözüme kestirdiğim ilk yakışıklının kuzenim olma ihtimali beni çok sarsmıştı. Ayrıca bu hiç dayıma benzemiyordu dayım esmer ve yeşil gözlü birazda tombul biri.Oğlu ise onun tam tersi,yapılı bir vücut,kahverengi gözler dayımdan aldığı tek şey boyu olmalı.Ben onu deli gibi dayıma benzetmeye çalışırken yüzüm şekilden şekile ggiriyordu ifadelerimi komik bulmuş olacak ki 2 saniye bile diyemeyeceğim bir şekilde dudakları gülümser gibi oldu sonra normale döndü ya da ben hayal gördüm.

"Ben seni burda beklemek zorunda mıyım bu sıcakta? Desene birde seninle uğraşacağım tüm yaz'' İçimdeki cazgır selin birden ortaya çıktı.İstediğim şeylere sahip olamayınca cazgırlaşan bir tipim. Bende''Annen saatleri yanlış anlamasaydı beklemezdin üstelik uçağım 45 dakika önce indi hatırlatayım dedim.''diyerek istediğimin kuzenim olduğunu öğrenmenin hüsranını beni deli gibi etkileyen bu çocuktan çıkarttım.

Karşı atağıma şaşırmış olacak ki o da bir süre yüzüme böb bön baktıktan sonra valizimi aldı ve bagaja koydu.Benim hala dikildiğimi görünce de "davet bekliyorsan pek nazik biri değilimdir.Ya bin ya da yürü.Seçim senin"diyerek sürücü koltuğuna oturdu.Nazik olmadığın belli zaten die söylenerek arabaya bindim. Sanırım kuzenimle iyi anlaşıp arkadaş olma hayalim suya düşmüştü bu domuzla anlaşana plaket vermeleri lazımdı çünkü.İyi anlaşamasam da adını bilmem gerektiğini düşündüğüm için laf sokmadan da geri durmayarak," bende tanıştığıma sevindim adın herneyse"diyerek kemerimi taktım.

Arabayı çalıştırırken"Yağız." dedi dişlerinin arasından sanki tükürür gibi. Bende minik bir tebessüm gösterdim ve sonra park alanından çıktık. Eve giderken düşündüğüm tek şeyin Yağız olması beni huzursuz etse de sadece hoş bulduğum için onu düşündüğümü kendime bin defa söylemek zorunda kaldım.Zaten kesseler ben bu domuzla anlaşamam.