1. GÜN

1.7K 107 193
                                    

Sarışın adam motorundan inip kaskını çıkarttı. Safir mavisi gözleri oteli süzüp kapısını bulduktan sonra kaskını koltuğunun altına aldı ve kapıya doğru ilerledi. Hava sıcak ve güneşliydi. Kafanızı yukarı kaldırdığınızda tek bir bulut bile göremiyordunuz. Steve uzun ve hızlı bir çalışma temposundan sonra zorla patronundan izin alıp tatile çıkmıştı.

Rahat ve kafasını dinleyebileceği bir tatil olmasını umarak otel kapısının önündeki merdivenlerden çıktı. Gösterişli kapıdan girdikten sonra etrafa baktı. Geniş koridorun sonundaki yemek salonuna kadar uzanan ve yerin tamamını örten kırmızı halıyı görmemek mümkün değildi. Steve sağ tarafındaki danışma masasına doğru ilerlerken koridorun solundaki yukarı çıkan merdivenleri görmüştü.

Danışma masasında önü boş olan kadına doğru ilerledi. Siyah ve uzun saçlarından yüzünün yanları görünmüyordu. Kafasını eğmiş bilgisayarında bir şeyler yapıyordu.

"Pardon, bakar mısınız?" Steve, kadına kafasını daha da çok yaklaştırıp küçük ve mavi bavulu yere bıraktı.

"Ah, evet efendim." dedi kadın nazikçe. Kafasını kaldırmış ve bir eliyle sağ tarafından sarkan saçlarını kulağının arkasına itti.

"Ben bir rezervasyon yaptırmıştım."

"İsminiz?" dedi sorarcasına.

"Steve Rogers."

"Hm." Bilgisayar ekranına bakıp klavyede bir şeyler yazdıktan sonra bir kaç yere tıklamıştı. Steve gerçekten kendisiyle ilgilenip ilgilenmediğini merak ediyordu.

"Tamam, Bay Rogers. Oda numaranız 204. Bayan Carter sizi odanıza götürecek." Kadın arkasını dönüp sarışın kadına bakarak, "Sharon. 204 numaralı oda." dedi. Bunları söylemesi kadının anlaması için yeterliydi. Anahtarların olduğu kutuya baktı, sarışın kadın.

Suratındaki merak ve endişe karışımı bir ifadeyle siyah saçlı kadının yanına geldi. "Anahtar yerinde yok."

Kadın bıkkınlıkla, "Temizlikçiler kapının üstünde unutmuşlardır, yine." dedi.

Sharon kafasını aşağı yukarı salladı. "Beni takip edin Bay...-" Steve, sarışın kadının cümlesini tamamlamak için, "Rogers." dedi. Kadın "Bay Rogers." diye tekrarladı.

Sharon, danışma bölümünden çıkıp Steve'in arkasındaki merdivenlere doğru ilerledi. Steve de onu takip etti.

Odaya vardıklarında tam da danışmada ki kadının söylediği gibi anahtarlar kapının üzerindeydi. Sarışın kadın anahtarı çevirerek kapıyı açtı. Steve yerde sürüklediği bavulunu aldı ve yavaşça yatağın yanına koydu. Yatağın diğer tarafındaki bavulu görmemişti. Sharon, Steve'in yanına gelip, "İşte anahtarlarınız, Bay Rogers." dedi ve anahtarları ona verdi. Sonra da odadan çıktı ve giderken kapıyı kapattı. 

Steve, çok yorulmuştu, hemen kendini yatağa attı ve kafasını yastığa koydu. Tişörtünün yakasından çekip burnuna götürdü. Çok terlemişti ve pis kokuyordu. Banyo yaptıktan sonra yatmaya karar verdi. Yataktan ayaklarını sarkıttı ve ayağa kalktı. Banyonun kapısının önüne geldiğinde anlamadığı bir şey oldu ve kapı diğer taraftan açıldı. Esmer bir adam beline sardığı pembe bir havlu ile karşısında dikiliyordu. Kahverenginin en güzel tonlarını taşıyan gözleri ve kahve kokulu saçları olan adam şaşkın bir surat ifadesiyle ona bakıyordu.

"Ne arıyorsun benim odamda?" dedi esmer adam.

Steve ona şaşkınca bakarak, "Senin odan mı? Burası benim odam ve senin sorduğun soruyu sorması gereken de benim." dedi.

"Bak, fanım falan olabilirsin ama bu kadar abartmana gerek yok."

"Fan mı?"

"Ah, hangi gezegende yaşıyorsun? Ben Tony Stark'ım."

HOTEL ROOM | STONYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin