Tabii sebep gerçekten taşlarsa.

Kimin koyduğu belirsiz, küçük kırmızı taşlar.

Buraya geldiğimizden beri kimse pek konuşmamıştı. Ama sonradan sessizlik yok olmuştu. Tıpkı eski zamanlardaki gibi normal şeylerden sohbetler etmiştik. Uzun zamandır hiç gülmediğim kadar gülmüştüm bugün. Belki de saatlerce, hiç durmadan sohbet etmiştik. Her şeyin yolunda olduğu zamanlardaki gibi.

Mutluyduk.

Bu sohbeti sonlandıran ise zaman olmuştu. Saat gecenin on biriydi neredeyse. Mandy'nin annesi ve babası birazdan gelmiş olurdu. Bu sorun değildi aslında ama yine de erkenden gitsek daha iyi olurdu.

"Yarın okulda görüşürüz o zaman." dedi James.

"Yarın cumartesi." dedi David. Kendimi tutamayarak güldüm. Bizimkiler de gülmüştü.

"Her neyse işte. Görüşürüz sonuçta." dedi James de gülmemeye çalışarak.

Hepimiz ayağa kalktık ve dış kapıya doğru yürümeye başladık.

Dışarı çıkıp yürümeye başladık. Michael ve James önden gitmişti çünkü biz yavaş yavaş yürüyerek oyalanmıştık.

O sırada Nina'nın telefonunun çalmasıyla duraksadık.

"Annem arıyor." dedi Nina. Fakat yüzünde garip bir şaşkınlık var gibiydi. Aynı zamanda da mutluluk.

"Şey.. Siz önden gidin. Ben size yetişirim." dedi Nina.

"Tamam." dedim ve David'le yürümeye devam ettik.

Nina'nın ailesiyle bazı sorunları olduğunu hissedebiliyordum. Bunun nedeninin ise ailesinin sürekli kasabadan gitmesi olduğunu tahmin ediyordum. Büyük ihtimalle bu yüzden yalnız kalmak istemişti.

"Bugün bir değişiklik yapmaya ne dersin?" diye sordu David. Düşüncelerimden arınarak ona baktım ve gülümsedim.

"Değişiklik mi?"

"Evet."

"Nasıl bir değişiklikmiş o?" diye sordum. David'in eli deri ceketinin cebindeydi. Ben de kolumu onun koluna doladım.

"Yer değişikliği." diye cevap verdi David.

"Nasıl?" diye sordum anlamayarak.

"Yani istersen diyorum.. Bugün bende kalabilirsin." dedi David.

"Hmm.. Düşünmem lazım." dedim dalgasına. David sesli bir şekilde güldü ve birkaç saniye sessiz kaldı.

"Düşündün mü bakalım?" diye sordu David sonunda.

"Düşündüm. Olabilir. Ama önce Nina'dan eşyalarımı almalıyım." dedim David'e bakarak. David de gülümsedi.

O sırada Nina vampir hızıyla bize yetişmişti. Ama yanımıza vardığında bir şey demedi. Yüzünden de ne hissettiği anlaşılmıyordu. Mutlu muydu yoksa öfkeli mi? Hiçbir fikrim yoktu.

Gizemli KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin